“5. KOL FAALİYETİ ÖRGÜTLÜ BİR STRATEJİDİR"”

BAŞLIKLAR:

Subaşı: “7 Şubat’tan itibaren Gaziantep İslahiye’deydim”

Subaşı: “5. Kol Faaliyeti örgütlü bir stratejidir.”

Subaşı: “Depremde dezenformasyon, vicdansız kişilerce ara vermeden yapıldı.”

Subaşı: “Nerede bir kentsel dönüşüm çalışması yapılacak olsa CHP'yi tam karşısında görürüz.”

Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ildeki etkisi büyük olan depremin yaraları sarılırken AK Parti Balıkesir  Milletvekili Yavuz Subaşı da felaketin yaşandığı deprem bölgesindeydi. Subaşı 7 şubat’tan itibaren görevli olarak gittiği Gaziantep Islahiye’den izlenimlerini anlatarak, “Bazı kişilerin ve kurumların nasıl alçakça, nasıl haince algı mekanizmasının dişlilerini çalıştırdıklarına da maalesef şahit oldum. Deprem ile birlikte 5. kol çalışmalarının tek bir yerden talimat alırcasına başladığını gördüm, yaşadım. Bu 5. kolcuların devletimizi etkisiz ve güçsüz göstermek için, moral ve motivasyonu tahrip etmek için iletişim kanallarını kullanarak nasıl çalıştıklarına şahit olduk. Aynı 5. Kol faaliyeti; orman yangınlarında görüldü, sel baskınlarında görüldü, 15 Temmuz hain kalkışmasında görüldü. Biz biliyoruz ki, 5.kol faaliyeti örgütlü bir stratejidir.” İfadelerinin altını çizdi.

Subaşı açıklamasında, “6 Şubat tarihinde Ülkemizde 11 ilimizde deprem adı altında adeta küçük kıyameti yaşadı.Vefat eden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyorum.Aziz Milletimize ve ailelerine başsağlığı diliyorum.Yaralı depremzede vatandaşlarımıza acil şifalar diliyorum.Depremin ertesi günü 7 Şubat günü AK Parti Genel Merkezi’mizin talimatları çerçevesinde Gaziantep İslahiye ilçesine gittim.Tam bir afet, tam bir felaket ile karşı karşıya idik.İslahiye ilçesi tam bir afet yaşamış.Acı deprem gerçeğini tüm ülke olarak yaşadık.Devletimizin tüm kurumlarını İslahiye’de gördüm.Afet gönüllüsü vatandaşlarımızı gördüm.Bir canı nasıl enkazdan çıkarırız diye uykusuz, dinlenmeden fedakârca çalışmalara, acılara, sevinçlere şahit oldum.Deprem bölgesinde bir can nasıl sağ olarak çıkarılır diye çalışmalar yapılırken,Göz yaşartıcı bir performansla çalışmalar yapılırken,Bazı kişilerin ve kurumların nasıl alçakça, nasıl haince algı mekanizmasının dişlilerini çalıştırdıklarına da maalesef şahit oldum.Deprem ile birlikte 5. kol çalışmalarının tek bir yerden talimat alırcasına başladığını gördüm, yaşadım.Bu 5. kolcuların devletimizi etkisiz ve güçsüz göstermek için, moral ve motivasyonu tahrip etmek için iletişim kanallarını kullanarak nasıl çalıştıklarına şahit olduk.Ülkemiz son 10 yılda bu tür etkilerle en fazla hedef alınan dünyadaki ilk üç ülke arasında olmuştur.Bu 5. Kol çalışmalarında, terörden umduklarını bulamayanların, doğal afetleri birer fırsat aracı olarak kullanmak istemeleri.Bunun adı ihanet değil de nedir?Aynı 5. Kol faaliyeti; orman yangınlarında görüldü, sel baskınlarında görüldü, 15 Temmuz hain kalkışmasında görüldü.Biz biliyoruz ki, 5.kol faaliyeti örgütlü bir stratejidir.

ABD'li Prof. Harold Tobin (sismolog): "24 saatten kısa bir süre içinde bu kadar büyük iki deprem neredeyse eşi benzeri görülmemiş bir olay. Sismolojik aletlerin icadından bu yana böyle bir olay görmedik." derken;

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Direktörü Hans Kluge: "Avrupa'da yüzyılın en kötü doğal afetine tanıklık ediyoruz." derken;

Tohoku Üniversitesi Prof. Shinji Toda: "Depremin enerji miktarı, 1995 Büyük Hanshin-Awaji (Kobe) Depremi ve 2016 Kumamoto Depremi'nin on katından fazla…" derken;

Chp Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu: “Asrın felaketiymiş. Bir algı operasyonu ile olayı (depremi) çok fazla büyütüp, sorumluluktan kurtulmak istiyorlar.” derken acaba hangi akla hizmet ediyordu?

Ben bu aklı, zihniyeti Aziz Milletimize Havale ediyorum.

Depremde arama kurtarma ve enkaz çalışmaları devam ederken ortalığı kasıp kavuran yalanlar, yalan haberler, ahlaksız ve vicdansız kişilerce ara vermeden yapıldı.

Türkiye’de ahlak ve kalite en ciddi eksiklik ve sorunlardan biridir, diye düşünüyorum.

Şimdi sizlere deprem zamanında deprem bölgesi ile ilgili yalanlar ve iftiralardan, algı operasyonlarından bahsedeceğim:

Mesela ‘Kentsel Dönüşüm’.

Türkiye'nin en ciddi ve önemli sorunlarından biridir kentsel dönüşüm...

Buna en fazla karşı çıkan kim?

-CHP…HDP… İP…

Nerede bir kentsel dönüşüm çalışması yapılacak olsa CHP'yi tam karşısında görürüz.Yanına ne kadar marjinal sol fraksiyon varsa alır.Başlar "rantsal dönüşüme hayır" sloganları atmaya...

Sonra...Bir deprem olur.Şehirler yıkılır.Canlar yitirilir.Aynı CHP çıkar "nerede kentsel dönüşüm" diye pişkin pişkin konuşur.Milyon tane örnek var.Yazmaya kalksak ansiklopedi olur.CHP'nin elinde Türkiye'nin en büyük 3 büyükşehir belediyesi var.

Ankara, İstanbul, İzmir...Kentsel dönüşümde neredeler?Kaç adet güvenli konut üretmişler?

-Cevap yok.Soran sorduğuyla kalıyor.” İfadelerinin altını çizdi

Aradan 4 yıl geçmiş İstanbul'da depreme karşı çalıştay düzenlemekten başka ortaya koyabildikleri tek bir icraat yok, bulamazsın.

Ankara aynı şekilde...İzmir desen güzelim İzmir adeta gecekondu şehir...

Bakın hepsine...Seçimlerden önce dağ gibi vaatlerde bulunmuşlar...

On binlerce konut üreteceklerini söylemişler.Nerede? -Yok.

Bir de utanmadan, sıkılmadan eleştiriyorlar.Kimse sormuyor...

Madem iktidarı kentsel dönüşümde başarısız buluyorsunuz.

Elinizdeki 3 büyükşehir belediyesi ile ne yaptınız?

Kaç binayı dönüştürdünüz, depreme hazır hale getirdiniz?

"Rantsal dönüşüm" sloganıyla karşı çıktığınız kentsel dönüşüm uygulamalarına alternatif olarak ne ürettiniz?Hangi yöntemi geliştirdiniz?Bu yöntem ne sonuç verdi?Anlatın, bilelim.

Yapamadıysanız, yapamıyorsanız bari susun...Yapana engel olmayın.

İktidar TOKİ ile 1 milyondan fazla konutu dönüştürüp milyonlarca insanı deprem riskinden kurtardı.Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN,1 yıl sonra tüm depremzedelerin güvenli konutlarına kavuşacağını hedef olarak ortaya koydu.Mart ayında 11 şehirde aynı anda temeller atılacak, risk güvene, endişe umuda dönüşecek.Ülkenin zor günlerinde, birlik ve beraberliğe, morale en çok ihtiyacımızın olduğu bu günlerde söylenen yalanlardan acaba ne amaçlanmaktadır.

Aziz Milletimizin takdirlerine bırakıyorum.Bazı yalanlardan örnekler vermek istiyorum.

Mesela; 

Depremde hasar gören Mersin Şehir Hastanesi boşaltılıyor. Malatya’da bakım merkezindeki engelli bireyler sokakta bırakıldı. AFAD, akşam saatlerinde 8.5 şiddetinde deprem beklendiğini açıkladı. Samsun’da 1 saat içinde 6.3 şiddetinde deprem olacak. Deprem bölgesinde arama kurtarma çalışması yapılmıyor. Osmaniye’de deprem felaketi yaşanırken MHP kuruluş yıl dönümünü kutluyor. Afet bölgesine giden iş makineleri engelleniyor. Hatay Havalimanı Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından onarıldı. Hatay’da yıkılan binaları Cumhurbaşkanı’ndan ödül alan firma yaptı. Deprem bölgesinde savcılar mesai bitti diye işlem yapmıyor, cenazeler toprağa verilemiyor. Gaziantep’te Kız Öğrenci Yurdu yıkıldı, sadece 1 kişi kurtuldu. Türkiye’deki deprem sırasında nükleer santral patladı. Ahbap Platformu’nun çalışmaları engelleniyor. Depremzedeye yardım yapılmadan önce GBT’sine bakılıyor. Deprem bölgesinde 13-14 yaşındaki kız çocukları istismar edildi. Kahramanmaraş’ta volkanik hareketlilik var. Kapılar açıldı. Suriye’den yüz binlerce sığınmacı getiriliyor. Enkazlardan önce AK Partililer çıkarılıyor. Hatay’da baraj patladı.

Bunlar sadece devletin resmî kurumları tarafından yalanlananlar. Bir o kadar da kayıtlara geçmeyen, sosyal medyada ortaya attıkları asılsız iddialar var. Emniyet, bakanlar, AFAD, Kızılay, İletişim Başkanlığı şu zor günlerde bir de bunların yalanlarını ve provokasyonlarını yalanlamak için çalışıyorlar.Bir diğer yalan; Sözcü Gazetesi'nin şu malum yalan manşeti:'Deprem Bölgesi Riskli Değilmiş'  Rezil, kepaze, adi, bayağı bir manşet!Günler sonra gazetenin birinci sayfasının dibinden, kibrit kutusu büyüklüğünde bir haberle kendilerini yalanladılar. Yüzleri kızarmadı, utanmadılar da!Utanmaları yok ki yüzleri de kızarsın. Hatırlayalım o yalan haberi;Neymiş;'İktidar 2013'te Hatay İskenderun'daki 6 mahalleyi riskli alan ilan etmişti. Geçen yıl o karar kaldırıldı.  Haber bu! Bir de belge paylaşmışlar! Cumhurbaşkanlığı kararnamesi.

Özetle diyorlar ki:

Erdoğan geçen yıl bu 6 mahalleyi riskli alan olmaktan çıkardı. 2013 yılından beri hiçbir şey yapmadı. Yüzlerce insanın ölümüne sebep oldu.Öyle mi peki?Tabii ki değil! Elbette değil! Haberdeki tek doğru, ‘6 mahallede kentsel dönüşüm yapılmış olsa idi yaklaşık 800 insanımız ölmeyecekti' görüşüdür.Biz şimdi gelelim olayın aslına.CHP'nin belediye başkanları, teşkilatları, muhtarları ve milletvekilleri tam 9 yıl boyunca bu 6 mahallenin riskli alandan çıkarılması için mücadele etti.Kentsel dönüşüme girmemesi için!Eylemler yaptılar, mahallelileri manipüle edip kışkırttılar. Örgütlediler.Yıllarca süren hukuk mücadelesi ortaya koydular ve geçen yıl başardılar.Yani bu 6 mahalleyi riskli alan olmaktan mahkeme kararı ile çıkardılar.Oysa bu mahalleler yenilenseydi, kentsel dönüşüm tamamlansaydı depremde yıkılmazdı bu kadar insanımız ölmeyebilirdi. CHP kentsel dönüşümlere çeşitli bahanelerle karşı çıktı, çıkmaya da devam ediyor. Birçok yerde mahkemeye gitti, durdurdu. Neymiş? Rantsal dönüşümmüş!

Onlarca yıldır İzmir'i yönetiyorlar. Bir tek kentsel dönüşüm projesi ortaya koyamadılar. Başlatılanlar durdu, insanlar mağdur oldu.İstanbul'da Ekrem İmamoğlu her yıl yirmi bin konut vaat etmişti. İstanbul'u depreme hazırlayacaktı. Toplanma alanları yapacaktı. Dört yıl geçti hani? Nerede?Yapmazlar! Yapamazlar ve de yaptırmazlar!Sonra da çıkıp 'niye yapmadınız' diye pişkince yüzsüzce söylenirler. 'Kentsel dönüşüme karşı çıkmasaydınız Hatay'da yüzlerce insan belki de ölmeyecekti.'Böyle siyaset olmaz olsun. İnsan hayatı ile yapılan siyasete lanet olsun.Utanma yok ki! Ahlak yok. Yalan ise haddinden fazla çok.Ahlakı olmayanın vicdanı olmaz.Vicdanı olmayan da insan olamaz.Bu acılı ve yaslı günlerimizde Ülkemize samimi bir şekilde destek olan tüm dost ve kardeş ülkelere teşekkür ediyorum.Bu zor günleri daha kolay atlatabilmek için yardım seferberliği kesintisiz bir şekilde devam ettirilmelidir.Siyasi kaygılara düşmeden, enkaz siyaseti yapmadan hep birlikte el ele verme zamanıdır.Gün tek yürek olma günüdür.”ifadelerine yer verdi.