ABD ve AB'nin sesi Akşener konuştu:Rusya'ya yaptırım çağrısı.!

Akşener'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Devletimizi liyakatsizliğe ve beceriksizliğe mahkum eden partili cumhurbaşkanlığı sistemi ucubesinden kurtulmak için çok önemli bir adım attık. Mutlu, huzurlu ve güçlü bir Türkiye için, yarının Türkiye'si için çok önemli bir adım attık"

 

 

"Bugün Türkiye Türk tarihinin en başarısız yönetim modeliyle ve tarihimizin en basiretsiz ekonomi ekibi tarafından yönetiliyor"

"Her fırsatta çıkıp da gençlere nutuk atmaktan artık vazgeç be kardeşim. Sıktı artık bıktırdın artık!"

"Asgari ücretin yüzdesiyle övünüyorlar ama bir ay içinde enflasyonun o ücreti nasıl eritip bitirdiğiyle asla ilgilenmiyorlar"

 

 

"İktidara geldiğimizde mutlaka kendi doğal gaz rezervlerimizi oluşturacak Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinden daha ucuz tedariği gerçekleştireceğiz"

"Enflasyondan konuşalım. TÜİK’in açıkladığı hâliyle bile yıllık gıda enflasyonumuz, yüzde 55 olmuş. Bırakın OECD’yi, Arjantin’e bile, 5 puan fark atmışız. “Zampiyonlar Ligi’ne” çevirdikleri memleketimizde, sadece bir yılda; Patlıcanın fiyatı yüzde 166,  Patatesin fiyatı yüzde 123, salatalığın fiyatı yüzde 111 artmış. Çok değil, bundan daha bir yıl önce; Markete gittiğimizde, 100 lira ödediğimiz ürünlere bugün 156 lira ödüyoruz."

"Bugün çiftçi dostu olarak kurulup, iktidarın yandaş müteahhitlerinin dostu hâline getirilen Ziraat Bankası’nda tarıma verilen krediler, toplam kredilerinin yüzde 14’ünü oluşturuyor.  Yani Ziraat Bankası’nın verdiği, her 100 liralık kredinin, sadece 14 lirası, tarıma gidiyor.  İşte bu yüzden, hep söylediğimiz gibi İyi Parti iktidarında, Ziraat Bankası’nı yeniden çiftçinin dostu yapacak, kamu bankalarının sırtına, adeta sülük gibi yapışan, yandaş şirketleri de söküp atacağız."

"Milletin çocuğu iş bulamazken, iş aramaktan yorulmuş mümkünse yurt dışına gitmeyi düşünürken yandaşlara aktarılan para AK Parti'nin soygun düzeninin süslü rakamlarıdır"

 

 

“DOĞAL GAZ KESİNTİLERİ, HÂLÂ YÜZDE 20 ORANINDA DEVAM EDİYOR”

"Türk Lirası’ndaki, dünyada eşi benzeri görülmemiş değer kaybından, Putin’e ve İran’a bağlı doğal gaz ithalatından, Azerbaycanlı kardeşlerimizin Türkmen kardeşlerimizin, Özbek kardeşlerimizin Kazak kardeşlerimizin doğal gaz kaynakları dururken Rusya’nın kaynaklarına, bel bağlamaktan kaynaklanıyor."

"Akdeniz’de, herkes gaz arıyor, bir tek biz arayamıyoruz. Çünkü dış politikadaki politikasızlık, enerjide de bizi vuruyor. Üstelik doğal gaz sadece pahalı değil, aynı zamanda miktarı da yetersiz. Doğal gaz kesintileri, hâlâ yüzde 20 oranında, devam ediyor."

"Yani her ne kadar Sayın Erdoğan, her üç ayda bir yaptığı, doğal gaz keşifleriyle gaz sondajı alanında, dünyada adeta bir otorite haline gelmiş olsa da kendisinin vatandaşımıza verdiği doğal gazdan, daha pahalı bir gaz daha var. O da olmayan doğal gaz. Bunun maliyeti ise hiçbir şeye benzemez. Elektrikler kesilir, sanayici üretemez olur. Karadeniz’de gaz bulan Sayın Erdoğan, nedense santrallere gaz bulamıyor. Bu da yetmezmiş gibi BOTAŞ da özel tedarikçilerin doğal gaz ithal etmesine, engel oluyor. Neden? Çünkü yandaşa ihale etmeyi bekliyor."

"Tüm bunların yanında, il ziyaretlerimizde karşılaştığımız bir durum daha var. Mutfak tüpünün ve kömürün, çok pahalı ve kullanışsız olması nedeniyle vatandaşlarımız bize ısrarla, doğal gaz hizmetinden yararlanmak istediklerini söylüyorlar. Ancak, doğal gaz dağıtım şirketleri kârlı görmedikleri için memleketimizin bir kısmına bu hizmeti götürmüyor. Yani; doğal gaz şirketleri, yatırımları, milletimizin ihtiyacına göre değil, keyiflerine göre yapıyor. EPDK onlara tarifeyi şişirip şişirip veriyor, ama onlar vatandaşa gaz vermiyor. İşte size Ak Parti’nin, millet dostu özelleştirme ve enerji politikaları. Yazıklar olsun."

"Sayın Erdoğan’ın, her sıkıştığında arkasına saklandığı cümlelerden biri; 'Bütçeden bir kuruş harcamadan köprü, yol, havaalanı yapıyoruz' cümlesidir. Ne var ki 2022 yılı bütçesine bu dolar garantili ödemeler için 42,5 milyar lira ödenek kondu. Bununla kalsa yine iyi, Türk lirası değer kaybedince bu ödeme miktarı 65 milyar liraya çıktı. Yanlış duymadınız. 65 milyar lira. Yani, Sayın Erdoğan’a göre, bütçeden kuruş harcanmayan projelerin, sadece 2022 yılı için bütçeye getirdiği yük 65 milyar lira. Bu arkadaşımız ya göz göre milletine yalan söylüyor ya da artık ipin ucunu o kadar kaçırmış ki, olan bitenin farkında değil. Bu rezaletin başka bir açıklaması olamaz."

"OSMANGAZİ KÖPRÜSÜ’NÜN GEÇİŞ ÜCRETİ; DEMİREL VE ÖZAL’IN YAPTIRDIKLARININ, TAM 81 KATI"

"Gelin, size birkaç örnek vereyim. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Demirel. Nasıl yapıldı? Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar?  8 lira 25 kuruş. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü kim yaptırdı? Rahmetli Özal. Nasıl yapıldı?  Bütçeden. Otomobil geçiş ücreti ne kadar?  8 lira 25 kuruş. Peki Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı? Kamu özel iş birliği yöntemiyle.  Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 19 lira. Sadece bu kadar mı? Hayır. Hazine de, otomobil başına, 39 lira ödüyor.  Yani, yandaşın otomobil başına alacağı para 58 lira. Yani, diğer iki köprünün tam 7 katı. Bir de Osmangazi Köprüsü var. Onu kim yaptırdı? Sayın Erdoğan. Nasıl yapıldı?  Kamu özel iş birliği yöntemiyle, yandaşlar tarafından. Otomobil geçiş ücreti ne kadar? 184 lira 50 kuruş. Sadece bu kadar mı? Hayır. Milletin ödediği 184 buçuk liraya ilave olarak Hazine de 487 buçuk lira ödüyor. Osmangazi Köprüsü’nün geçiş ücreti rahmetli Demirel ve Özal’ın yaptırdıklarının, tam 81 katı. Evet yanlış duymadınız. Tam 81 katı! Bunun 22 katını, köprüyü kullanan vatandaşlarımız ödüyor.  59 katını da ister kullanalım ister kullanmayalım, milletçe hep beraber ödüyoruz. Şu rezaletin büyüklüğüne bakar mısınız? Tabi 4 köprü fiyatına, sadece 1 köprü yaptırırsanız, üstelik geçiş ücretini de dolara bağlarsanız olacağı budur. Bunlar sadece bir örnek. Otoyollar için de durum aynı. İşte size, yandaş beslemenin milletimize olan faturası. İşte size, Ak Parti’nin süslü rakamlarının ardındaki soygun düzeni. İşte size, neden “Projeye değil, ranta karşıyız.” diye kampanya yaptığımızın sebebi.

"Ülkemizde canımızı yakan bir başka konu da maalesef akaryakıt fiyatları… Mesela biz şu an akaryakıtı Amerika’dan, Angola’dan, Etiyopya’dan ve Arjantin’den daha pahalıya kullanıyoruz. Avrupa’daki Belarus’tan, Asya’daki Endonezya’dan, daha pahalıya kullanıyoruz. Hatta Taliban’ın Afganistan’ından, savaşın ortasındaki Esad’ın Suriyesi’nden bile daha pahalıya kullanıyoruz."

"Ülkemizde, son bir sene içerisinde benzin fiyatları yüzde 134, mazot fiyatları yüzde 159, LPG fiyatları da yüzde 143 arttı. Bir de utanmadan çıkıp; ‘Domates tarlada 1 lira, markette neden 20 lira?’ diye nara atıyorlar. Yahu el insaf! Mazot 17 lirayı geçmişken, tarladaki 1 liralık domates, tezgâhta nasıl 1 lira kalsın? Sayın Erdoğan; Sağda solda düşman kuvvet aramaktan artık vazgeç. “Hayat pahalılığını neden bitiremiyorsunuz, bu gıda fiyatları neden uçuyor?” diye sorduğumuzda suçu domates-biber-patlıcan lobisine atarak, meseleyi çözemezsin. Domatesin tarlada 1 lira, markette 20 lira olmasının sebebi ne nakliyecilerimiz ne manavlarımız ne halcilerimiz ne de marketler değil. Sanayiciyi üretemez hale getiren maliyetlerin sebebi o pek bir sevdiğin, her fırsatta kıyak yaptığın dış güçler ve faiz lobisi değil. Uçan akaryakıt fiyatlarının sebebi de ne fayton lobisi, ne de elektrikli araç spekülatörü Elon Musk’ın bize çektiği bir operasyon değil. Tüm bunların sebebi, bizzat sensin sen! Hiç kusura bakma."

"PUTİN HADDİNİ AŞMIŞTIR"

"Putin haddini aşmıştır. Vakit boş laf değil yaptırım vaktidir. Vakit çekimser kalma vakti değil zalimin karşısında dik durma vaktidir. Vakit, boş laf değil, yaptırım vaktidir. Vakit, çekimser kalma değil, zalimin karşısında dik durma vaktidir."

"Aklı başında insanlar tarafından yönetilen her devlet eğer bağımsızlığını ve egemenliğini Rusya’ya karşı korumak istiyorsa belirli adımlar atmalıdır. Ancak üzülerek söylüyorum ki; Türkiye, bu adımları atamayacak kadar, Rusya’ya bağımlı hale getirilmiştir. İki ülke arasındaki ilişki, dengeli ve simetrik değildir."

"Bu ilişki, Rusya lehine asimetrik bir ilişkidir. S400’lerden Suriye’ye, Akkuyu’dan turizme kadar, hemen her alanda bu asimetrinin, Türkiye’yi düşürdüğü kırılgan durumun yansımalarını görüyoruz."

"Geçen hafta, Sayın Erdoğan çıktı ve Ukrayna krizinde, NATO’yu göreve çağırdı. Ukrayna’ya daha fazla destek olmuyorlar diye NATO ülkelerini eleştirdi, içeride de gazetelere demeç verdi. Aynı günün akşamında ise Strazburg’da, Rusya’nın, Avrupa Konseyi’ndeki üyelik haklarının, askıya alınmasına dair, bir oylama vardı. Peki orada ne oldu? Sabah Rusya’yı eleştiren ve batılı devletleri göreve çağıran Sayın Erdoğan, aynı günün akşamı konseyin 47 ülkesinden bir tek Ermenistan’ın Rusya’ya destek olduğu oylamada, çekimser kaldı. Aynı gün. İşte size, Ak Parti iktidarının, dış politikada memleketimizi düşürdüğü kırılgan durum."