Arayış

 

Ülkemizin birinci gündemi artan başta gıda olmak üzere temel tüketim maddelerinde yaşanan fahiş fiyatlar yani adeta yağmur gibi yağan zamlar. Vatandaş ve tüketici her gün yaşadığı bu tablo karşısında yılmış ve bıkmış durumda. Öyle ki, bugün aldığınız bir ürünü yarın aynı fiyattan alabilmeniz bile mümkün olmuyor. Hatta gün içinde ürünün üzerindeki etiket değişebiliyor.

 

Başkan Erdoğan ve  ilgili Bakanlıklar ve yetkili kamu kuruluşları da ne yapacaklarını, nasıl bir yöntem izleyebileceklerini bir anlamda şaşırmış durumdalar.’ceğiz-çağız’lar  piyasalarda, çarşı-pazarda  adeta karşılığı yok.!

 

Son günlerde 20-25 temel gıda ürününe yönelik en az bir yıl sürdürülmesi düşünülen ‘sabit fiyat’ uygulaması konuşulup, tartışılıyor. Buna göre Başkan Erdoğan ve siyasal iktidar temel gıda ürünlerinde ‘sabit fiyat’ uygulamasına geçerek fiyatlar sabitlenecek, böylece, örneğin, bugün 10 liraya satılan bir ürün raflarda 5 liradan satılacak, aradaki 5 liralık farkı, devlet doğrudan üreticiye ödeyecek. Böylece tüketici fahiş fiyat uygulamaları ve zamlardan olumsuz etkilenmeyerek, yüksek enflasyonun altında ezilmeyecek.

 

Konunun kamuoyuna taşınmasıyla tüketici böylesi bir uygulamadan hoşnut olacağını, yeksek enflasyonun doğurduğu yükün devlet tarafından paylaşılmasının uygun olacağı dile getirilirken kimi kesimlerden hemen itirazlar yükseldi: ‘Devlet işine bakmalı. Serbest piyasa ekonomisinde devletin ne işi var.?  Kimi çevrelerde temel gıda maddelerinin 20-25 kaleminde yaşanan ürün çeşitliliğine dikkat çekerek, devletin bu yükü paylaşmasının kaynaklarını zorlayacağını ve bu uygulamanın uzun vadeli olamayacağına, zamların yüksek enflasyon koşullarında artan maliyet girdilerinden kaynaklandığını belirterek, devletin ve siyasal iktidarın artan maliyet girdilerini düşürmesi gerektiğine dikkat çekti. Bir değer kesim ise, yüksek enflasyon ve hayat pahalılığına karşı maaşların ve halkın alım gücünün yükseltilmesinin çözüm olduğunu öne sürdü. Ekonomik-politikada yüksek enflasyonu düşürme ve hayat pahalılığını geriletmeye dönük arayış ve çalışmalar devletin zirvesinde konuşulup, tartışılıyor ve belli çözümler olgunlaştırılıp, belli kararlar alınıp, uyguluyor.

 

Millet ekonomik kriz ortamında bir gerçeği gördü: Pansuman tedbirlerle, devletin ekonomik yaşamdan dışlandığı, yüksek kura endeksli enflasyonist neo-liberal politikalarla ülkenin yürümesi ve halkın huzurlu ve rahat  yaşaması mümkün değil.!