Arıcan: Mankurtlaşma

‘Mankurtlaşma’ deyim ve sözcük olarak insanlık tarihinde köleci toplum sisteminden günümüze taşınmış bir kavram. Bireyin ve toplumun ‘bilinçsiz köle’ olarak  bir ‘efendi’ ya da  dışsal –içsel bir ‘egemen’ güç odağı tarafından insanı ve toplumu kendi amaç ve çıkarları için tepe tepe kullanımını içeriyor.

 

Bu kavram ve sözcük tarihsel ve toplumsal tarihimizde günümüzde  bizlere hiç yabancı değil ve etrafımızda, yaşanan olaylarda ne yazık ki örneği  çok. Günümüzde bireylerin ve toplumların mankurtlaştırılmasında kullanılan yöntemler ve araçlar ve teknikler çok yönlü ve sürekli geliştirilip, zenginleştiriliyor.

 

Örneğin: alkol ve uyuşturucu  bağımlılığı; özellikle medya aracılığıyla ilgili ananelerine ters düşen durumları vatandaşlarına yansıtarak ve bir süre sonra vatandaşların kendi örf, adetlerine ters düşen bu yeni durumları kendi kültürel değerlerinden uzak davranışlarda bulunmasını sağlayarak; diline yabancılaştırıp, hangi dilde konuşulması ve düşünmesi arzulanıyor ise yabancı dili ya da dillerin kullanımını özendirerek; Kültürel bozulma ile birlikte edebiyat, sinema, televizyon, gazete ve dergilerde cinsel açlık duygusu yaratılıp birey ve toplumun ilgi ve odak noktasının cinsellikte yoğunlaştırıp, evlilik  ve aile sistemi basitleştirilerek farklı cinsel arayışlara sebebiyet veren ;ideolojik-politik ve felsefi kuram ve kavramların içini boşaltıp, anlamsızlaştırarak; akıl ve bilimden, rasyonaliteden uzaklaştırıp, manevi dünya ve dinler, inançlarla ilgili ,  ayrılık ve inançsızlığı besleyen suni ortamlar ve tartışmalar yaratarak: birey ve toplumu yapay  gündemler yaratıp, yanlış bilgilendirip ya da dezenformasyonla algısal oyunlarla  objektif ve doğru düşünme ve karar süreçlerini yok ederek yaşam biçimlerine ve kültürlerine; tarihlerine yabancılaştırıp; vizyonsuz ve ütopyasız, birey veya toplumun geleceğine yönelik olumlu hayaller kurmasını, bu hayalleri için çabalamasını engelleyerek; bireyleri yalnızlığı itip, psikolojik sıkıntılar içerisinde uyuşturucu ve depresan ilaçlarla yaşayan hastalıklı, yetişmiş insan gücünün donuklaştırılmasına, üretimden ve milli sorunlar hakkında düşünmekten uzak kalması gibi sayısız  köleleştirici amaç ve yöntemin ürünüdür.

 

Böylece ortaya ülkesine ve toplumuna, insanlık adına ne varsa  yabancılaştırılmış, bilinci gasp edilmiş köle yani mankurt  insan tipi çıkıyor. Amacınız ne ise, buyrun dilediğiniz gibi tepe tepe kullanın.!

 

Şimdi, İstanbul İstiklal Caddesi'nde 13 Kasım'da yaşanan 6 kişinin hayatını kaybettiği, 81 kişinin de yaralandığı terör saldırısının faili terörist Ahlam Albashır’la ilgili Emniyetin basınla paylaştığı  fotoğrafı gözünüzün önüne getirin:Karşınızda  ezik, korkmuş, ürkek ve şaşkın bir mankurt birey tiplemesi. Bir köle var.!

 

Bunların ortak özelliği vatanları yoktur! İnsanlıktan nasibini almamış birilerinin kuklası ve emir eridir. Kişisel menfaat ve para için yapmayacakları iş yoktur. Çünkü, köle olarak  şarj edilip, üzerinize salınmış artık  Efendileri için kullanışlı bir robottur. Ve bu robot, eylemiyle aranızdan 6 canınızı  vahşice kopartıp, 81 canınıza zarar vermiş Küresel Efendileri ile taşeronlarının ürettiği bir cani ve  bir katildir.