BAKLAVA
Eskiden ev yapımı olanı makbul idi
genelde de hala, yenge
evin büyükleri
çoğu kez bir araya gelerek yaparlardı.
Mis gibi tereyağı kokusunu alırdınız önce.
Sonra çıtır çıtır
ağzınızda dağılan o lezzetin
adı idi baklava.
Artık eskisi gibi evlerde yapılanı azaldıysa da,
günümüzde bir çok çeşidiyle baklava imalatçıları var.
Üstelik birbirinden farklı hediyelik paketleri ile.
Bir yemeğe mi davetlisiniz,
aldınız mı bir kutu baklava
herkesin ortak keyfi oluverir.
Nereden mi geldi baklava aklımıza?
Geçen hafta ekranlara düştü bir baklava kutusu.
Hem de ışıl ışıl.
Ama bu kez güzel lezzeti ile değil,
içine dizilmiş Avrolarla karşımızdaydı.
Turizmin göz bebeği
Antalya’nın Manavgat ilçesinde
CHP’li Belediye Başkan Yardımcısı olan kişi
baklava kutusunda
rüşvetini alıyordu ikram diye.
Bir çoğunuz gibi
ben de gözlerime inanamadım,
acaba dedim
hani bir canlandırma mı?
Ama yok değildi
gerçekti
ekranlarda izlediğimiz her şey.
Zaten kısa süre sonra da rüşveti alan kişinin
itirafçı olduğunu duyduk haberlerde.
Bir kiloluk baklava kutusunda 110.000 Avro.
Kameralar önünde
baklava kutusundan çıkan rüşveti izlerken
gözlerimize inanamamıştık.
ATATÜRK İSTİSMARIAma en acısı da,
rüşveti alan şahsın kolundaki Atatürk dövmesini görmekti.
Kameralar odayı gösterdikçe gördük ki
neredeyse tüm duvarlar
Atatürk posterleri ile kaplı.
Hatta neredeyse her köşede
bir Atatürk heykeli, bir Atatürk büstü.
Baklava kutusunda rüşvet olayına
tanık olmanın şaşkınlığını
üzerimizden atamazken,
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün bu denli
istismar edilmesine de tanık oluyorduk.
Malını, mülkünü, canını
tüm hayatını
devletine ve milletine adayan Atatürk’ün fotoğrafları
yolsuzluğun, rüşvetin,
ihanetin kol gezdiği salonlarda
belli ki kamuflaj olmuştu.
Zaten gerçek bir
Atatürk sevgisi ve saygısına sahip olan
bu yolsuzluğu nasıl yapabilirdi ki?
Yapamazdı.
Son zamanlarda
Atatürk ismi öyle istismar edilir oldu ki
bir bakıyorsunuz,
profil fotoğrafında Atatürk görselleri
ama paylaşımlarında
küfür hakaret gırla gidiyor.
Lafa gelince muhalif
lafa gelince sıkı Atatürkçü
paylaşımlarında ise
neredeyse devlet düşmanı.
Bundan bir kaç sene öncesiydi
sınırlı sayıda , özel numaralı diye
Atatürk kitabı satılmıştı,
hayli yüksek rakamlara.
Bu satırları yazarken
şehitlerimizin haberleri vardı tüm ekranlarda.
Şad olsun ruhları.
Belki de bu nedenle fazla hassas davranıyor olabilirim.
Çünkü birileri Atatürk’ün izinde
gönülden yürüyüp
vatan uğruna canını verirken
yandı yüreklerimiz.
Yanarken yüreklerimiz
birilerinin de
Atatürk posterleri arasında kendisini kamufle edip rüşvet
pazarlığı yapmasını izlemek ağır geliyor insana.
Üstelik de vatandaşın vergilerini vatandaşa kullanmaları gerekirken,
rüşvetin adını baklava kutusuna yazdırıyorlardı.
İnsanın yüreğinden kalemine yansıyor ve bağırmak istiyor
yettiniz gayri diye.
Hani sanki bir yerlerden de fısıldar gibi
Gazi Mustafa Kemal
düşsünler artık yakamdan diye.
Düşün artık yakasından.
Bırakın da huzurla uyusun.
RANT VE TALAN DÜZENİHangi parti olursa olsun
bu talan ve adeta yağmaya dur demek için daha ne bekleniyor?
Bir an önce, hem de
hiç vakit kaybetmeksizin
belediyelerin ellerindeki bu geniş yetkileri
düzenlemek gerekiyor.
Zaten dünyanın neresinde
görülmüştür
Bu imar yetkileri?
Hele o güzelim sahillerimiz?
Yıllardır siyasi arpalık.
Adeta her biri birer dükalık.
Oysa bir ülkenin
şehir planları,
köyleri, kasabalarıyla
birbirinden bağımsız olabilir mi?
Şehirler planlanırken,
o müteahhit senin
bu müteahhit benim
mantığı ile ele alınabilir
üç beş siyasinin kararına bırakılabilir mi?
Yap - boz halinde
kötü modernite batı taklidi yapılar arasında
nefes alamazken yaşamlar
daha ne kadar ihanet edeceğiz hem kendimize
hem de gelecek nesillere?
Durduralım şu yalan dolan talanı.
Baklava kutusu deyince
Avrolar değil de
yine o güzel baklava gelsin eşsiz lezzeti ile.