Bir ‘garip’ Bandırma insanı: Dr.Murat Ergöz

 

Yanlış anımsamıyorsam Bandırma Kent Konseyi Genel Kurulu için son seçimler Temmuz 2001 yılında gerçekleşmiş ve büyük bir çekişmenin ve rekabetin yaşandığı seçimlerin 3.turunda Bandırma ADD eski başkanı Serdar Polat 115 oyla başkan seçilmişti.

 

Siyasi açıdan CHP üyesi olan Polat, kongrede başkanlık yarışında dönemin Belediye Başkanı Tolga Tosun’un da açık desteğini almış ve Dr. Murat Ergöz’e karşı başa baş yürüttüğü mücadeleyi ancak 3.turda üstünlüğü ele geçirerek sağlayabilmişti.

 

Serdar Polat’ın CHP ve belediye desteği ile başkan seçildiği kongre öncesinde Dr. Murat Ergöz, Kent Konseyi başkanı olarak seçimlere girmişti ve siyasi açıdan kader in cilvesidir ki, CHP’li belediye başkanı Tolga Tosun’un ve partinin açık desteği ile 145 oyun kullanıldığı kongrede  başkan adayları Mustafa Gürsoy 5 ,Nermin Mutlu 36, Necdet  Mancılık  28 oy alırken , 73 oy ile Dr.Ergöz  2.turda Kent Konseyi başkanlığını kazanmıştı.

 

Kuşkusuz, geçmişe takılmak fayda vermez ve kişi önüne, bu güne ve geleceğe bakmalı. Ancak, toplumun ve kişilerin geçmişi, dünü bilmesinde de gerekli derslerin çıkartılması açısından önemi büyük. Dr. Ergöz bu süreç içerisinde ne yaşanırsa yaşansın ve hatta başına ne gelirse gelsin, hiç durmadı ve inandığı gerçekleri inatla, kararlılıkla savunup, bir adım geri atmadı. Yanlış yapılıyordu ve yanlışın önünde asla eğilmedi. Bu süreçte onun da kimi abartılı eksik ve yanlışları olmadı değil ama hep ders çıkarmayı bildi.

 

O nedenle bir Bandırma insanı ve evladı olarak Dr. Ergöz, bir ‘Poyrazın çocuğu’ idi. Ben, Dr.Ergöz ile Kent Konseyi başkanlığı kendisinden, ‘alındığı’ diyemiyorum, bir anlamda ‘çalındığı’ zaman diliminde “Son Kurşun Platformu’nun kuruluşu ve çalışmaları sürecinde yakın mesai içerisinde çalıştım. Bu başlı başına ayrı bir yazı konusudur ve ‘Son Kurşun Platformu’nda başkan olarak, muhteşem, başarılı çalışmalar yürüttü ve aynı şekilde çarşı ile pazarın birbirine karıştırıldığı ortamda da zaten ok yaydan çoktan fırlamıştı ki, ‘artık ben yokum’ dedi.

 

Bu süreç önemli. Önemli, çünkü, Kent Konseyi genel kurulu sonrası kibarcası aynı  hatalar yapılıyor ve kimi yerel gazetelerde ve internet sitelerinde Dr. Ergöz’ün CHP’ye, Dursun Mirza’nın başkanlığına ve desteklerine karşın  başkan seçildiğine yönelik haberler yer aldı ki, bunun aslı astarı yok ve aslında bu tür haberler bir tezgah..!

 

Dr. Ergöz’ün alışılagelmiş siyasetle ilişkilendirilmesinin anlamı ve hükmü yok. Bu yönüyle ’Poyrazın Çocukları’ siyaset üstüdür ve hele hele Dursun Mirza, siyaseten tüm yumurtaları bir ve aynı sepete dolduracak bir insan hiç değildir. Bu, Mirza’nın kafa olarak küçümsenmesi anlamını taşır.

 

Tam tersi. Kent Konseyi’nin son genel kuruluna eski başkan Tolga Tosun’un da, mevcut başkan Mirza’nın da katılması çok şık bir olaydır. Ayrıca Kent Konseyi başkanlığına aday olan Özel Aydın da, insan olarak asla kötü ya da olumsuz bir insan, kişilik değildir. Her iki listeden de Yürütme’ye seçilmiş hiç bir arkadaşın üzerine fırtına kopartmanın da anlamı yok. Hepsi bu kentin insanlarıdır, seçilmiş ve konu Bandırma ise konuşma, tartışma zaten bitmiştir.

 

Son zamanlarda Bandırma’da bir eğilim yaşanıyor: Kişileri af  oroz etme eğilimi ki bu yanlıştır, kimsenin böylesi bir hakkı, gücü de yok. Bu kentin insanları konuşacak..! Beğensek de beğenmesek de insanlar özgürce konuşup, kendisini ifade edecek. Kuşkusuz, karşılıklı saygı çerçevesinde… Saygı sınırlarını aşıp, aradaki ölçüyü kaçırıp, duvarları yıkıyorsanız o başka.

 

Örneğin, ben rahatsızlığımdan sebep Kent Konseyi genel kuruluna katılamadım ama arkadaşlarımın hepsinin ortak yorumu, eski başkan Serdar Polat’ın kongreye dönük yaptığı başarılı çalışmalardı. O kazanır bu kazanır, asla dünyanın sonu değil. Polat, kendisine yakışanı yapmış ve kendisini içtenlikle tebrik ediyorum.

 

 Hızını alamayanlar, Mirza’nın kongrede bir kenara çekilip, kongreyi bir seyirci gibi izlemesinden de rahatsız olmuş. Ne yapacaktı? Bir amigo gibi sahaya inip, gösteri mi yapacaktı. Geçin bunları. Bandırma, husumet güderek, diş gıcırdatıp yumruk sıkılarak yönetilecek bir kent değil artık ve kent olarak önümüzdeki işlere bakmalıyız. Bir de son zamanlarda kendisini Dostoyevski ya da Freud sanarak, kişilik analizcisi gibi, bir psikolog gibi derin kişilik değerlendirmelerinde bulunanlar var. Dedik ya, geçin bunları…

 

Anlamsız ve içi boş polemiklerle Bandırma altın değerindeki zamanını tüketmemeli ve tüketilmesine de izin vermemeli. Kent Konseyi ve Dr. Ergöz’ün başkanlığı üzerine daha yazılacak çok şey var. Özellikle Dr. Ergöz’ün kongredeki konuşması önemli ve üzerinde durulmaya, kafa yormaya değer. Bir sonraki yazımızda bu konular üzerinde duracağız.

 

Dr. Murat Ergöz’ü genel kurul da gösterdiği başarıdan dolayı içtenlikle kutluyorum ve yolu açık olsun. Keza genel kurula katılarak başkanlığa aday olmuş, Yürütmeye aday olmuş tüm arkadaşları içtenlikle kutluyorum. Bir sonraki yazımda buluşmak dileğiyle…

 

Sevgiyle, esen kalın…