Cehennemin yolu

Eski İçişleri Bakanı Faik Öztrak'ın torunu, TRT’nin ilk genel müdürlüğünü yapmış Adnan Öztrak ile Devlet Bakanlığı, Fahri Korutürk ve İhsan Sabri Çağlayangil dönemlerinde Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yapmış İlhan Öztrak'ın yeğeni, eski İçişleri Bakanlarından Orhan Öztrak'ın oğludur. 23, 24, 25 ve 26. dönemlerde CHP Tekirdağ Milletvekili seçilen Öztrak, 23. dönem TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu üyeliğinde ve Avrupa-Akdeniz Parlamenter Asamblesi Türk Grubu'nda bulunmuş, Asamble'ye bağlı Ekonomik ve Mali İşler, Sosyal İşler ve Eğitim Komisyonu Başkanlığı yapmıştı. 24. dönem TBMM’de NATO Parlamenter Asamblesi (NATO-PA) üyesi olarak, NATO-PA Ekonomi ve Güvenlik Komitesi Başkanlığı görevinde bulunmuş ve halen NATO-PA Transatlantik Ekonomik İlişkiler Alt Komitesi Başkanlığı görevini yürütmekte. Partisinde de üst düzeyde sorumluluklar almış Öztrak, halen  Genel Başkan Yardımcılığı görevinde bulunuyor. Faik Öztrak, Kemal Derviş ile birlikte Türkiye’nin Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı’nın hazırlanmasında, uygulanmasında ve uluslararası kuruluşlarla müzakeresinde bürokrasi içinde en üst seviyede koordinasyon görevini üstlenmiş bir bürokrat, ekonomist ve politikacı.


Türkiye’de özellikle kamuoyu nezdinde üzerinde en çok tartışılan konuların başında ekonomi ve Başkan Erdoğan ile iktidar partisinin izlediği ekonomik-politikalar geliyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak başkanlığındaki Ekonomi Masası Sivas’ta iş insanları ile bir araya gelerek ve ekonomide ‘kurtuluş reçetesi’ olarak nitelendirdiği  ana muhalefet partisinin ekonomi-politikalarını açıkladı. Okurlarımız bu konuşmayı internetten de okuyup, izleyebilirler.
Önemli mi, çok önemli.! 


Çünkü, iktidarın izlediği  ekonomik-politikaları eleştiriyorsanız, muhalefet partisi olarak  ne düşündüğünüzü ve millete önerdiğinizi  somut  olarak vatandaşın önüne koymak zorundasınız.


Ülkemizde Cumhuriyetin ilanından bugüne yaşanan ekonomik-politik sorunlarının ana ve temel nedeni tüm aklı selim ve işinin ehli iktisatçılara göre, dışa bağımlılık ve ulusal yani  yerli ve milli ekonomik-politikaların izlenememesinde odaklaşıyor. Sistemsel ve yapısal sorunlarımız var. Özellikle neoliberal  özelleştirmeci ve kamuyu dışlayıcı, sosyal devlet  düzeni ile çelişen-çatışan kapitalist ekonomik-politikalar ülkenin ve tüm toplum kesimlerinin  belini büküyor.


Öztrak’ın dillendiği ekonomik-politik açıklamalarda dışa bağımlılık ve bunun ağır sonuçları, özelleştirmecilik ve neoliberal politikaların küresel ve lokal açmazları,  Küresel Efendilere ve ülkelere  karşı ulusal bağımsızlık ve egemenliğin güçlendirilmesine yönelik yerli ve milli ekonomik-politikaların  vazgeçilmezliği üzerine satır  hatta bir  sözcük bulunmuyor. Kamusalcılık  adına ABD örneklendirilip  AB’ye  üyelik özendiriliyor. Kaliteli dış finansman sağlanmasından, ekonomide riskin aşağı çekilerek, Batı ile ilişkilerin belirsizlikten kurtarılmasından söz ediliyor. Bir anlamda bayatlamış ve iflas etmiş  Dervişçi, IMF’ci ekonomik-politikalara göndermede bulunuluyor.


Bunun ne sosyal demokrasi ne de Atatürkçülükle bir ilgisi bulunuyor. Tam tersi ülkemizin, yatırımcının, sanayicinin, orta ve küçük esnafın, işçi ve çiftçinin, emeklinin bugün ekonomik açıdan ne yaşıyor ve neyin faturasını ödüyorsa, Kemal Derviş ve Öztrak’ın dile ‘kurtuluş’ diye getirdiği  öneri ve düşüncelerinde vücut bulan politikalardan kaynaklanıyor. Bugün iktidar ile muhalefet partilerinin yol ayrımı da tam da bu nokta da başlıyor. Ulusal bağımsızlık ve egemenlik, bir ülkenin ekonomik-politikalarının tayini ve belirlenmesinde hiçbir güç ve çıkar odağıyla pazarlık konusu değildir ve olamaz.


Ne demişler: , cehennemin yolu iyi niyet taşları ile döşelidir..