Demir Kubbe’den eksiğimiz yok

Aselsan Genel Müdürü Ahmet Akyol SAHA MBA Üst Düzey Bürokrat ve Sektör Liderleri Eğitimi kapsamında Zoom programı aracılığıyla bir sunum yaptı. Aselsan’ın çalışmaları hakkında bilgi veren Akyol, şu an şirkette yüzde 63’ü mühendis olmak üzere 10 bin 600 personelin çalıştığını söyledi. Yaş ortalamasının 34 olduğunu kaydeden Akyol, Avrupalı şirketlerde bu ortalamanın 50’leri bulduğunu bildirdi. Aselsan’da yüksek teknolojili ürünler ürettiklerini anlatan Akyol, Türkiye’nin kilogram başına ihracat miktarının 1,4 dolar olduğunu, savunma sanayi için bu sayının 58-60 dolara çıktığını, Aselsan’ın ürettiği ürünlerin ise kilogram başına ihracat fiyatının 2000 dolarları bulduğunu vurguladı. Akyol, “Şu an 4 yıl bizi götürecek siparişimiz var.” dedi.

 

İLK HAVA SAVUNMA HARBİNİ TÜRKLER YAPTI

Aselsan’ın millileştirdiği ürünlerden de bahseden Ahmet Akyol, 2018 sonrası 793 ürünü millileştirdiklerini, bu ürünlerden ülkenin elde edeceği potansiyel kazancın 1 milyar doları geçtiğini kaydetti. Şu an 258 üründe daha millileştirme faaliyetlerinin sürdüğünü belirten Aselsan Genel Müdürü, artık transistör ve çip seviyesine kadar yerli ve milli çözümler üretebildiklerini söyledi.

Şirketin; Savunma Sistemleri, Radar-Elektronik Harp, Mikroelektronik Güdüm… gibi çeşitli faaliyet alanları olduğunu kaydeden Akyol, ürettikleri hava savunma sistemlerinin bu birimlerin her birinin katkısını barındırdığını söyledi. “Tarihte ilk hava savunma harbini kim yapmıştır?” diye soran Akyol, şöyle devam etti:

 

“İstihbarat toplamak üzere keşif uçuşu yapan İtalyan uçağı Trablus semalarına geldiğinde Osmanlı askerleri uçağın sesini duymuş, komutanlarının öncülüğünde hazırlığa başlamışlardı. Tek bir askerin ateş edip isabet etmesi oldukça güçtü, askerler bir araya gelerek yere sırt üstü yatıp tüfeklerini gökyüzüne çevirdiler. Daha sonraki yıllarda ‘Hava Hedefi Atış Vaziyeti’ denecek olan bu pozisyonu aldıktan sonra uçağın uçuş istikametine doğru grup ateş ederek isabet eden kurşun mermiler sayesinde ilk defa bir savaş uçağı muharebe alanında düşürülmesi tarihe geçmiştir.”

KATMANLI HAVA SAVUNMA

Daha sonra modern hava savunma konsepti ve Aselsan tarafından üretilen katmanlı hava savunma çözümleri hakkında bilgi veren Akyol, ‘Çok Alçak İrtifa’, ‘Alçak İrtifa’, ‘Orta İrtifa’ ve ‘Yüksek İrtifa’ hava savunma sistemlerini tanıttı. Akyol, şunları söyledi:

“Hava savunma döngüsü tehditlerin tespiti ile başlar, takip teşhisi ile devam eder, sonrasında değerlendirme ve analizler yapılır, en uygun silah ilgili tehdide atanır. Sonrasında angajman için algoritmalar çalıştırılır, hedef bilgileri sürekli olarak işlenerek maksimum düzeyde etkinliğin sağlanması için analiz işlemleri devam eder. Son olarak da hedefin imhası sağlanır. Bu hava savunma döngüsünde radarlar, komuta kontrol sistemleri, haberleşme sistemleri, atıcı platformlar gibi birçok büyük sistem birlikte çalışır. Aselsan’ın her bir alan için özelleşmiş sistem çözümleri bulunmaktadır. Bununla birlikte bu sistemlerin birlikte entegre çalışarak etkin bir hava savunma sistemi oluşturmaya yönelik hava savunma mimari tasarım yetkinliği de bulunmaktadır. Ayrıca önleyici füze üzerinde de veri bağı arayıcı başlık gibi Aselsan uzmanlığında olan birimler bulunmaktadır.”

EİRS ile Alper Gezeravcı’nın bulunduğu Uluslararası Uzay İstasyonu’nun tespit anı.

GÖK KUBBE TAMAMLANIYOR

Sunumunun ardından katılımcıların sorularını da yanıtlayan Akyol, Aselsan’ın geliştirdiği hava savunma sistemlerinin son dönemde çok konuşulan İsrail’in Demir Kubbesi ile boy ölçüşüp ölçüşemeyeceği konusunda şunları söyledi:

“Biz de aslında uçtan uca hava savunma sistemimize Gök Kubbe dedik. Bunu şu anda tüm Türkiye sathına yayıyoruz. Teknoloji olarak belli bir yetkinliğe geldiğimizi düşünüyorum. Demir Kubbe’yi bizden daha öne çıkaran, ‘Bizim şurada eksik olduğumuz bir şey var.’ diyeceğimiz ben özel bir konu söyleyemeyeceğim. Biraz o coğrafyanın durumu gereği, oradaki faaliyetler çok ön plana çıktı. Biz uçtan uca sistemimizi bütün paydaşlarımızla birlikte tamamladık. Belki bunu Türkiye’nin bütün sathına yaymak, biraz daha genişletmek ve önümüzdeki dönem kurulumlarını tamamlamak bizim için bir hedef, ama ciddi bir yetkinliği kazandığımızı ve bütün bu uçtan uca çözümü oluşturduğumuzu söyleyebilirim.”

‘TÜRK MÜHENDİSLERİ KALİTELİ’

Türkiye’nin savunma projelerini nasıl bu kadar hızlı hayata geçirebildiği yönündeki soruya da yanıt veren Akyol, şu ifadeleri kullandı:

“Türkiye birçok savunma sistemini kısa sürede yapıyor. Bunun üç sebebi var. Birincisi; sahada aktif bir ordumuz var. Bu bizi devamlı diri tutuyor. Devamlı bir ihtiyaç var ve bizimle sürekli temas halindeler. İkincisi; mühendislerimiz fedakarca çalışıyorlar. Avrupalı firmaları da biliyoruz, Amerika’yı biliyoruz, Uzak Doğu’yu, dünyanın farklı ülkelerini görüyoruz. Bizim mühendislerimiz kaliteliler. Dünyanın her yerinde aranan insanlar. Fedakarca ülkesine ve milletine bir ürünü, sistemi çıkartma gayretiyle çalışıyorlar. Üçüncüsü de net bir siyasi irade, devletin iradesi var. Hiçbir şekilde yabancıya karşı yalpalama olmuyor. Devletin en üst seviyesinden en altına kadar net bir duruş var. Herkes milli-yerli sistemin arkasında.”

35 mm parçacıklı mühimmat olan ATOM hakkında da bilgi veren Akyol, “Ülkemiz dünyada bu teknolojiye sahip 2. ülke olarak önemli bir yetenek kazanmıştır.” dedi.