Erdoğan: Kadınların dışlandığı bir dünya insanlığın yarısından feragat etmiş demektir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Global İletişim Ortağı' olduğu KADEM'in 5. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi'ne katıldı.

Erdoğan, ''Gelişmiş ülkelerin dışarıya verdikleri imajın tersine kadına yönelik şiddet ve cinayette hala ciddi sorunlar yaşadıklarını biliyoruz'' açıklamasında bulundu.

                       360p geselecteerd als afspeelkwaliteitvolume is gedempt             ×   Ads by WayToGrow  

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:

Zirvenin kadınlarla birlikte tüm insanlar için hayırlı olmasını diliyorum. Dünyadaki kadın hareketlerini şekillendiren en önemli etken kültürel farklılıklardır. Batı medeniyetinin baskın karakteri, en çok kadına bakışta ortaya çıkmıştır. Bugün dünyanın her yerindeki toplumlarla aynı kadın rolü dayatılmaktadır. Ülkelerin pek çoğunda nüfusun kırsaldan şehirlere yığılması da bu dayatmayı beslemektedir. Bunun dışındaki her türlü davranış küresel bir lince tutulmaktadır.

Gelişmiş ülkelerin verdiği imajın tersine, kadına yönelik şiddette ciddi sorunlar yaşandığını biliyoruz. Biz ülkemizde sırf cinsiyeti yüzünden şiddete uğramasını, hayatını kaybetmesini kabul edemeyiz.

 

 

Zirvede geleceğe ışık tutacak sonuçlara ulaşılacağı anlaşıyor. KADINLARIN DIŞLANDIĞI BİR DÜNYA İNSANLIĞIN YARISINDAN FERAGAT ETMİŞ DEMEKTİR.

Yürüttüğümüz mücadelede en büyük desteği gördüğümüz kadınlarla her alanda başarılara ulaşacağımız bir gelecek bizi bekliyor. İnancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün gereği olarak bu mücadeleyi sizlerle omuz omuza sonuna kadar sürdürmekte kararlıyız.

Ülkemize 20 yılda asırlık eserler kazandırdık derken mübalağa etmiyoruz. Türkiye demokrasi atağı ile geldiği seviyede, hep birlikte geleceğe güvenle bakabilmemizi sağlıyor. Asıl büyük değişimi zihinlerde sağladığımıza inanıyorum.

Anayasamızın 10. maddesinde, "kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir" ibaresini ekleterek işe başladık. Kadına yönelik şiddetle en etkin mücadele edeceğimizin sözünü daha hükümete gelmeden halkımıza vermiştik.

 

 

Aile içi ve kadına karşı işlenen suçların cezalarını artırarak bu doğrultuda önemli adımlar attık. Çalışan kadınların şartlarını iyileştirdik. Gebelikten itibaren doğuma ve çocuğun büyümesine kadar anneleri koruyan maddi olarak destekleyen işler yaptık.

Ülkemizin 81 iline yaygınlaştırdığımız şiddet önleme merkezlerimizle 1 milyon kadına hizmet verdik.

Yıllar yılı başörtünün düşmanı olan, üniversitelerde ikna odaları kuranların kimler olduğunu bilmiyor muyuz? Şimdi bu ikna odalarını kuranlar geldiler başörtüsü sorununu çözelim diyorlar. Ben şimdi bir teklifte bulundum, bakalım seçimlerde kaç tane başörtülü milletvekili adayı çıkartacaksın. Meclis'te bir zamanlar bunların ağababaları TBMM'de başörtülü kardeşimizi kovmadılar mı?

Biz diyoruz gel yeni anayasa yapalım. ayrım yapmadan bütün kadınlarımız bu süreci yaşansınlar. Şimdi arkadaşlarımız ziyarete gittiler, şu an gerek yok seçimden sonra çalışalım dediler. Sen bir gece çıktın düzenleme yapalım diyorsun, biz de gel diyoruz. Niye kaçak dövüşüyorsunuz. Bunların işi her zaman istismar siyaseti.

Çeyrek asır önce hayal bile edilemeyecek şu özgürlük iklimini dizayn ederken nelerle karşılaştığımızı millet çok iyi biliyor. Bu mücadelelerde, vesayetin başını çeken bir partinin başkanı başörtüsü konusunu yeniden gündeme getirdi. Kadınlarımızın başını örtmesi tabii bir durumdur. Devletin tüm kurumlarında başörtüsü kardeşlerimiz var. Hakimimiz, savcımız, polisimiz, valimiz var. Yaptık da ne oldu? Türkiye yıkıldı mı? Tam aksine şimdi hepsi 'çok daha rahatız, huzurluyuz." diyor. Yeter ki biz ön açalım. Ön açtığımız zaman bu ülke geleceğe yürüyecektir. Son tartışma vesilesiyle gördük ki, ülkemizde kökünün kuruduğunu düşündüğümüz habis zihniyet duruyor.

Yaptığımız hazırlığı Meclis'te bulunan tüm partilere götürdük.