ESKİ SPORTİF DİREKTÖR TAKUNYACIOĞLU, KENDİSİNİ İSTİFAYA GÖTÜREN SÜRECİ ANLATTI
Bandırmaspor Onursal Başkanı Onur Göçmez tarafından hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulan Bandırmaspor Eski Sportif Direktörü Süleyman Takunyacıoğlu, kendisini istifaya götüren süreci anlattı. Takunyacıoğlu yaptığı açıklamada, “Sadece "1 yıllık mukavele isterim, içini siz doldurursunuz, ne yazabilirseniz yazın farketmez," dedim . Göçmez küçümseme içeren bir tavırla amatör takım rakamlarını söyledi . Ve konuyu kapattık. Ardından 5-10 gün sonra Eken Prestij Otel'de, solumda Belediye Başkanı, sağımda Göçmez ve Göksel Karlahan, görkemli bir törenle basın ve izleyiciler huzurunda imza töreni ile boş mukaveleyi imzaladım.3 ay sonra mukavelenin doldurulmadığı, yani ortada mukavele falan olmadığını, törenin de hayalden öte geçmediğini anlayacaktım.” İfadelerini kullandı.
RHA / AYNUR ARICAN / A Genç Milli Takım Eski Oyuncusu ve Eski Beşiktaşlı profesyonel Futbolcu Süleyman Takunyacıoğlu, “Ben 12 yaşında Bandırmaspor'la minik takımında oynamaya başlayarak tanıştım... Sonrasını bilen biliyor, burada anlatmanın anlamı yok, çok da gereği yoksa da ortada olan Bandırmaspor'la ilişkim 50 yılı çoktan gecmiş... Ancak konu Bandırmaspor değil. Bandırma ve Bandırmaspor; Bandırma tutkumu gösteren bir araç sadece, yani aslolan Bandırma ve bu kente doğduğum günden beri duyduğum hastalıklı aidiyet hissi. Bandırmaspor bu sevginin tezahürü. Hayatımın sonuna doğru hala tipik kendi halinde bir serseri durumunda isem, işte bu hastalıklı durumu Bandırma sevgisine borçluyum. Her ne kadar bir çok pişmanlıklarım olsa da, öyle uzun boylu ahları vahları sevmem. Sonuçta ne yaşanıyorsa öyle yaşanması gerektiği için yaşanmıştır ilkesini bilirim
çünkü...
Yaklaşık 4 yıl önce kardeşimi kaybetmişim, hayatla zaten açık olan aram iyice açılmış, dışarı çıkmıyorum -herşey anlamsız ve gereksiz...
Birgün Göksel Karlahan geldi ve beni buldu . Bandırmaspor'u yeniden alma durumları olduğunu, yanında Onur Göçmez adında birinin olduğunu, ekonomik olarak kulübe destek vereceğini, benimle çalışmak istediklerini söyledi. Ben de "Kongreden sonra görüşürüz" dedim ve ayrıldık. Onur Göçmez adlı kişinin varlığından bile haberim yok, ne iş yaptığını dahi bilmiyorum. Merak edip "Kim bu adam?" diye Göksel'e sormadım bile... Tanıştığımızda öğrendim, ARKAS adlı bir şirketin -onu da duymamıştım- müdürüymüş, Uzatmayalım kongre süreci bitti, Göksel geldi. Ben, Onur ve Göksel tele/konferansla kulüpte transfer görüşmesi yapıyoruz.
2 yıldır maç izlemediğimi, eski enerjimin olmadığını, ancak takımı birlikte kurarsak görev alabileceğimi söyledim ve kendilerine teşekkür ettim. Bana istediklerimi sordular, bende yapılması gerekenin idari yapılanma önceliğini falan anlattım. Ardından ekonomik olarak kişisel isteğimi sordular. O anlar öyle zor durumdalar ki; ne istesem verecekler ama Bandırma'yla para konuşmam, konuşmadım da. Göksel de öyle anormal bir şey yapmayacağımı bildiği için rahat. Sadece "1 yıllık mukavele isterim, içini siz doldurursunuz, ne yazabilirseniz yazın farketmez," dedim . Göçmez küçümseme içeren bir tavırla amatör takım rakamlarını söyledi . Ve konuyu kapattık. Ardından 5-10 gün sonra Eken Prestij Otel'de, solumda Belediye Başkanı, sağımda Göçmez ve Göksel görkemli bir törenle basın ve izleyiciler huzurunda imza
töreni ile boş mukaveleyi imzaladım.3 ay sonra mukavelenin doldurulmadığı, yani ortada mukavele falan olmadığını, töreninde hayalden öte geçmediğini anlayacaktım. Belediye Başkanı Tolga Tosun şahittir. Belki uzatıyorum ama bu ayrıntılar önemli.
Ve o konuşmadan sonra Göksel'le İstanbul'a gitmeye başladık... Onur Göçmez 'i orada gördüm. Tanıştık. Mustafa Hocayla görüştük, bu arada anlaştık. Ben İstanbul'a ne için gittiğimizi soruyorum. Aldığım yanıt, "Bandırma'da yaparsak duyuluyor, futbolcuların fiyatı artıyor." Külliyen yalan olduğunu biliyorum oysa. Otelden içeri giriyoruz ortalık futbolcu ve menejer kaynıyor.
- Mustafa kim çağırdı bunları!
- Onur Bey!
- Mustafa kim bu adamlar?
- Onur bey biliyor.
- Mustafa neden bizim kahvelerimiz yok?
- Onur bey söyleyecek!
Uzatmıyorum Onur Bey, hocayı da, transferleri de , kulüple ilgili aklımıza ne geliyorsa yapıyor. Hepimiz konu mankeni gibi salonda oturup duruyoruz. Dönüşte soruyorum
"İyi de biz buraya niye geldik?" Onur bey ne meraklıymış futbolcular ile hoşbeş etmeye.. Sonuçta ben bir daha İstanbul'a gitmedim. Giden konu mankenleri gitti. Transferde sadece Erkan Taşkıran dışında hiçbir futbolcunun alınmasında bir dahlim olmadı ve benim için de son derece iyi oldu. En azından sorumluluğumu azalttı.
Alan sorumludur!.
Kadro aşağı yukarı oluştu . Toplantılar yapılıyor yemekler veriliyor falan... Benim yanımda Ali Kafadar var. Bir çok konuda kulüp işlerine yardımcı oluyor ve faydası da dokunuyor, doğrusu onlarca iş var. Kampa gidilecek, Ali Kafadar kovulmuş!. Onur Göçmez tarafından. Sebebi eski başkan Mehmet Kılkışlı ve Ahmet Edin'in masasına
gidip, onlarla sohbet etmiş !.. Bende soğuk duş. Her türlü faşiştçe yaklaşım zoruma giderken, yaptığına bakar mısınız? Daha yeni gelmişsin, yıllarca kulübe hizmet etmiş kişileri kendine rakip görüyorsun misali (Ahmet Edin şimdi profesyonel takım sorumlusu ve bu arkadaşın en yakın adamıymış).
Kara kara düşünüyorum. Ne halt edeceğim. İstifa edeceğim ama o konuda da doğrusu sabıkalıyım. İnsanlar ben daha işe başlamadan "3 günde bırakır, 3 haftada bırakır" diye arkamdan söylenenlere prim!. Doğru, geçmişte defalarca ama mutlaka emek adına olumsuzluklar üzerine bırakmışım ve her seferinde de takımın ritmi bozulmuş, belki benimle ilgisi yok ama normal bir Süleyman, bu halde 50 kez bırakması gerekiyor ama sabrediyorum. Arada bir hakaret ediyor, yutkunuyorum hiç olmayacak işler. "İstifa etmem mi gerekiyor?" diyorum. Yorgun bedeninizle karşılığını sağlığınızla ödeyeceğiniz, hastalıklı ortamda iş yapmaya çalışmak kadar büyük bir işkence
olamaz .
3 - 3.5 aylık süre içinde, 65 yaşına geldiğim hayatım boyunca görmediğim tuhaflıklarla karşılaştım. Kaç tane Onur Göçmez var, sayısını şaşırdım. 3-5 ayda önce bir dediği dediğine, sonra da dediği tuttuğuna hiç tanık olmadım ve ben hayatımda bu kadar egolu bir kişilik hiç tanımadım. Uçk ödenecek ayrı kapris, maaşlar verilecek ayrı kapris. Adama bir şey söylemek de mümkün değil. Çünkü bütün parayı o veriyor ve 60 yaşından sonra yalakalık yapıyoruz ve hemen hemen her gün beni arıyor . Güç zehirlenmesinin telefon iletilerindeki tezahürüne gelince; dile getirilmesi gereksiz türde saçmalıklar, her türlü her alandaki lüksten iğrendiğimi bilmiyor oysa ve kime konuştuğunun farkında değil.
Maçlar başladı bir telefon; - Abi benim canıma tak dedi. Verdiğim para tam 10 milyon oldu . Artık Bandırmaspor yok Onur Göçmezspor var!
Kan beynime sıçradı . Ve yanıt verdiğim an istifa etmeye gerek yok ! Durum bu yutkundum ve sustum dayan Süleyman dayanabildiğin kadar kadar dayan! Bu arada Göksel Karlahan sözde başkan ama taca çıkmış durumda . Kulüp Başkanı Göçmez!... Göksel garibim gidip geliyor, iyi niyetle devam ediyor. Hiçbir konuda ciddiye alınmadığı gibi, gözlüyorum tavırlarıyla da eziyor. Maçlar başlayınca yeni bir şaşkınlık daha yaşıyorum. Bu arkadaş soyunma odasından çıkmadığı gibi, bir de yedek kulübeye giriyor. Olacak iş değil. Tam bir skandal, dünyada örneği yok. Hoca bu durumdan rahatsız ,her hoca rahatsız olur... Futbolcular rahatsız, her futbolcu rahatsız olur... Mustafa'ya söylüyorum, "Lütfen konuş, tribüne çıksın, bu olacak iş değil,". "Tamam abi!" diyor, konuşamıyor. Benim konuşmam şık olmaz, çalışan poziyonundayız .. Kimse söylemeye cesaret edemiyor. Bu arada sürekli üstüme oynayıp, beni istifa etmeye zorluyor. Kovmaya cesaretim yok,.Zaten doğru dürüst maaş alamıyorum, primi vermeye kalktı işin ilginci topu Göksel'e atıyor. Sonunda istifa ettim. Sağlığımda bozulmaya başladı, tahammül
edilecek gibi değil !
Son olarak.. insanlar bilmeli... Bandırma Belediyesi tarihinde en fazla desteği bu -şimdiki- yönetime verdi. Daha önce de her zaman da destek vardı ama bu dönem gibi değil. Tolga'nın yerel yönetimi, tarihinde en fazla desteği bu yönetime verdi. Tolga'ya bu kadar yüklenmeleri de, Tolga'nın yumuşaklığından. Daha bu yıl 5 milyon (eski parayla 5 trilyon) benzinliğin kirasının tamamını Bandırmaspor'a verdi. Yıllarca hepimiz verilmesini destekledik. Adam daha ne
yapacak? Bandırma'nın mülkünü mü verecek? Sonra sen bir oyuncuya 7,5 milyon lira gibi astronomik bir rakama oynatacaksın, cıvata maçlara keyfin geldi diye 15 bin - 20 bin lira uçuk primler vereceksin sonra yetiş Tolga!. Yok ya ne güzel dünya!.. Bak kardeşim, önce 3 yıldır şu futbolculara, menejerlere verdiğin ücretleri bir açıkla; seyirci de taraftar da merak ediyor. Fatih Kurucu'yu kaça aldın sayın onursal başkan ve kaça yolladın ? İnsanlar bilsin. Bir ton para vermişsin, yazık günah. Senin verdiğin paralar içinde aynı şeyleri söylüyorum. Sokaktan mı topluyorsun verdiğin paraları? Bandırmaspor tarihinde hiç bir başkan senin verdiğini vermedi. Onu da bilmiyoruz sanıyorsun ama 3 yıldır palyatif başarılar dışında ortada hiç bir şey yok. 4 yılda 1 futbolcu yetişmez mi? Hem de böyle paralarla 5 tane Akademi kurulurdu. "Leş" vasat bir Lig'de oynuyoruz. 4 yıldır ligin gol kralı 40 yaşında futbolu bırakmış Paixao... Hala göremiyorsunuz bu ligin rezilliğini. Bu ligde oyunculara böyle paraların verilmesinin akıl dışı olduğunu, Kulübü de şirketleştir, hatta satın da al. Sende kurtul, Bandırma da kurtulsun. Aksi halde o borçla, bu işin sonu zaten karanlık.” açıklamalarında bulundu.
SÜLEYMAN TAKUNYACIOĞLU KİMDİR...
Birikim ve tecrübesiyle Bandırmaspor’a büyük katkıları olan profesyonel Futbolcu Süleyman Takunyacıoğlu, 1959 yılında Bandırma’da doğdu. Futbola 1973 yılında Bandırmaspor altyapısında başladı.1974-1975 ve1975-1976 sezonlarında Bandırmaspor’un profesyonel takımında, amatör olarak oynadı. Bu dönemde 12 kez A Genç Milli Takım Forması giydi. 1977’de Beşiktaş’a transfer olarak profesyonelliğe adım attı. 1979-1980 ve 1980-1981 sezonlarında Düzcespor formasını giymesinin ardından 22 yaşında sakatlanarak futbola veda etti.