Fılistin'in büyük başarısı

Fılistin 2011'den beri süren Birleşmiş Milleitler'e tam üyelik mücadelesinde yeni bir gelişme yaşandı. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Filistin'in BM üyeliğinin BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) tekrar görüşülmesine karar verdi. Karar tasarısında 2012 yılından beri gözlemci statüsünde olan Filistin'e bazı ilave haklar tanınması da yer aldı.

 

2011 yılında BMGK'de gereken desteği alamayan Filistin, 2012 yılında "daimi gözlemci statüsü" almıştı. Son olarak Cezayir'in 18 Nisan'da Filistin'in üyeliği için BMGK'ye sunduğu karar tasarısı diğer üyelerin onayına rağmen ABD'nin tarafından veto etmesiyle reddilmişti.

Bugünkü oylama, BM Genel Kurulu'nda düzenlenen acil oturumda yapıldı. Türkiye'nin yanı sıra 80'e yakın ülkenin ortak sunucusu olduğu karar tasarısı, 193 üyeli BM Genel Kurulu'nda 143 "evet" oyuyla kabul edildi. Tasarı 25 "çekimser" oy aldı. Aralarında ABD, Arjantin, Papua Yeni Gine, Çekya ve Macaristan'ın bulunduğu 9 ülke "hayır" oyu kullandı.

Kararda, "Filistin'in BM Şartı'nın 4. maddesi uyarınca BM'ye üyelik kriterlerini yerine getirdiği ve bu nedenle BM'ye üye olarak kabul edilmesi" gerektiğine dikkati çekildi. ABD'ye atıf yapılarak 18 Nisan'da tek bir üyenin Filistin'in BM'ye tam üyeliğini veto etmesine tepki gösterilen kararda, 12 Konsey üyesinin desteğinin altı çizildi.

 

BMGK'ye bu çerçevede "olumlu" şekilde tekrar konuyu ele alması tavsiyesinde bulunularak, BM üyesi ülkelerin çoğunluğunun Filistin'in üyeliğine destek verdiği vurgulandı.

Tam üyelik olmayacak mı?

Öte yandan kararda "Filistin devleti, gözlemci üye olarak Genel Kurul oylamalarına katılamaz ve BM organlarına kendi ülkesinden aday gösteremez" ifadesiyle Filistin'in tam üyelik hakkının elinden alındığı belirtiliyor.

ABD KARARI BEĞENMEDİ

ABD’nin BM Büyükelçi Yardımcısı Robert Wood ise, BM nezdinde alınacak “tek taraflı” tedbirlerin iki devletli bir çözümü ilerletmeyeceğini ileri sürdü. Wood, “Oyumuz Filistin devletine karşı olduğumuzu yansıtmıyor. Bunu desteklediğimizi ve ilerletmeye çalıştığımızı çok açık bir şekilde ifade ettik. Bu oylama, devletin ancak taraflar arasında doğrudan müzakereleri içeren bir süreçle kurulabileceğinin kabulü anlamına geliyor” diye konuştu.