İktidarın serbest piyasa açmazı.!

Son günlerde yazdığımız makalelerde özellikle neo liberalizm ve serbest piyasacılar üzerinde durmuş, iktidarın 28 Mayıs seçimleri sonrası Mehmet Şimşek ve ekibini Maliye ve Hazine’nin başına getirmesinin yıkıcı sonuçlarına dikkat çekmiş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın en kısa zamanda yönetimden Şimşek ve ekibi nezdinde neo liberallerle yani küreselcilerle bir  yol ayrımına gireceğine dikkat çekmiştim.

 

Öyle de oldu ve geçtiğimiz hafta içinde Maliye ve Hazine’den sorumlu Bakan Mehmet Şimşek’in görevinden istifa ettiği yönündeki haberler piyasalarda bomba etkisi yarattı.Manipülasyon denilerek, olay geçiştirildi, Ancak,Macaristan ziyareti dönüşü Erdoğan’ın ekonomi konusundaki güncel beyanları tam anlamıyla yaşanan yol ayrımını özetler biçimdeydi. 

 

Bu ‘son’ kaçınılmaz ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile partisi  bu güne kadar ki söylemleri ve ekonomik politikaları konusundaki açıklamaları dikkate alındığında neo liberal Şimşek ve ekibiyle yol yürüyemez.Tersi bir durum ekonomik yıkım ve felakete ortak olmaktır ve bu Ak Parti açısından siyasi bir intihar olacaktır.Muhalefet partileri bu durumu siyaseten sahiplenip,destekleyeceklerdir diye de kimse düşünmesin. Çünkü, bugün TBMM’nde temsil edilen tüm muhalefet partileri neo liberal ekonomik politikaların,serbest piyasacıların savunucusu konumdadır.

 

Türkiye’de on yıllardır iğrenç ve rezil bir oyun oynanıyor ve aldatmaca yaşanıyor.Serbest piyasa ekonomisine karşıyım dediğiniz de  karşınızdaki dikilip,’amacın ne? Devlet mi her şeyi belirleyecek ve piyasalarda tek söz sahibi olacak. Komünist misin !’ gibi  garip ve anlaşılmaz,ekonomi bilimine bir haber sorulara muhatap olursunuz.Şaşırmayın ve hiç garibinize de gitmesin. On yıllarca bu ülkede insanlara yalan söylendi ve milyonlar bu yalanlarla  aldatıldı.Demirel’den Çiller’e ve Özal’a sayısız siyasetçi  ‘devlet turşu,ayakkabı,kumaş,şeker üreteceğine işine baksın.Bunlar devletin işi mi’ diye devletçiliği,kamulculuğu hedef yaparken,kamu iktisadi kuruluşlarını  yağmalamanın derdine düştüler.Elimizde avucumuzda bir şey kalmadı.El  ve gönül birlikteliğiyle soygunu,mafyayı ve vahşi kapitalizmi destekleyip,beslediler,beslendiler.

 

Sonuçta bu yalan ve talan soygun düzeninin çıkmaza gireceği,dibe vuracağı biliniyordu ve  Türkiye’de işleyen kapitalist  çark yapısal bir kriz içine girdi.Aşırı fiyat artışları,fahiş zamlar altında inleyen   ve feryat eden milyonlar bugün ne diyor: Devlet nerede?Piyasaları kontrol  eden ve denetleyen,bizleri koruyan, hakkımızı savunacak  yok mu?Tarlada 3-5 lira olan ürün tezgahta 40-50 lira nasıl olur? Serbest piyasacılığınız batsın!

 

Oysa ki çıkış ve çözüm belli. Neo liberalizm ile yollar ayrılacak ve serbest piyasacılarla kaçınılmaz ekonomik ve siyasi hesaplaşma içersine girilecek. Devlet yani kamu ,ekonomik yaşamda  kontrol eden ve denetleyen olacak.Bu özel sektörün  engellenmesi yada yok edilmesini içermiyor.Ekonomik anarşi ve terör bitiriliyor.Buna ekonomi biliminde,iktisatta ‘karma ekonomi’ deniyor ki Türkiye’ye hiç yabancı bir ekonomik sistem değil. Mustafa Kemal Türkiyesi’nde 1923’ten 1938’e kadar bu  devlet destekli ekonomik yönetim anlayışıyla idare edildik.

 

Günümüzde CHP bile bu bilimsel,siyasal ve toplumsal gerçeği unuttu.6 Ok kuşu döndürüldü ve neo liberalizmin,serbest piyasanın,küresel kapitalizm ve emperyalizmin  goy goyu yapılıyor.

 

Hep yazdık,hep vurguladık. Küreselcilerin neo liberal politikaları ile hesaplaşma içersine girmek, karşı çıkmak hele hele serbest piyasacıların karşısına çıkıp karma ekonomiden, devletin ve kamunun piyasalarda kontrol ve denetleyici konumunu desteklemek zordur ve yürek ister. Ak Parti ve Erdoğan bu ayrışmayı ve yol ayrımını, zaman zaman hesaplaşmayı hep yaşadı.Bu küresel anlamda bir soygun düzeninden sıyrılışın adıdır ve dünya oligarkları bunu affetmez, kabullenmez.Böylesi bir süreç ikirciklenmeyi,gel/gitleri de kaldırmaz.Ayağınızın sürçtüğü nokta da alaşağı edilirsiniz.

 

Örneğin Erdoğan’ın "Memurlarımıza bu zamlar gelirken, emeklilerimize hiçbir şeyin gelmemesi olacak bir şey değil. Onları da inşallah memnun edecek adımları atacağız"beyanı yaşanan sürecin özeti gibidir. Ekonomik olarak 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden önce başlayarak saldırı ve kuşatmalarına,kumpaslarına devam eden  küresel kapitalizm ve emperyalizmdir.Baş aktör ise ABD ve İngiltere’dir.

 

Esen kalın..