Küresel finans sisteminde Churchill’in rolü
İkinci Dünya Paylaşım Savaşı’nı Hitler mi çıkardı, yoksa Churchill (Çörçil) mi?
Hegemon medya ve tarih anlatısına bakacak olursak, Hitler dünyayı ele geçirmek için bu savaşı çıkardı ve Polonya’yı durduk yerde işgal etti. O dönemin küresel egemen gücü İngiltere , dünyanın yüzde 60’ına hâkim değildi de, Almanya dünya gücü olmak istiyordu(!) Almanya, Birinci Dünya Paylaşım Savaşı sonunda adeta onuru yerlere atılmamış, bütün ülkenin İngiltere, ABD, Fransa yani Birinci Dünya Paylaşım Savaşı galipleri tarafından kanı emilmeyen, on milyonlarca insanı sokaklarda sürünmeyen bir ülkeydi… Sonra Hitler’in canı sıkıldı, “Ben dünyayı ele geçirmek istiyorum. Başlasın Dünya Savaşı!” dedi. Churchill ise, dünyayı Nazi işgalinden kurtaran, sevimli, tonton bir kahraman amca olarak zihnimize işlendi.
Peki ya tersiyse! Ya İkinci Dünya Paylaşım Savaşı’nı, 1. Dünya Paylaşım Savaşı’nda hesabı yarım kalmış güçlerin sözcülüğünü yapan Churchill başlattıysa ve Hitler’i günah keçisi yapıyorsa? Küresel bankerler adına Polonya’yı öne sürüp Hitler’i kışkırtmasını sağlayarak savaşın fitilini ateşleyen, dünyayı sömüren İngiltere’yse? Polonya’nın bugünlerde oynadığı koçbaşı rolüne bakarak, 1800’lerden itibaren, İngiltere ve Fransa tarafından, Rusya ve Almanya’ya karşı bir aparat olarak nasıl kullanıldığını da görebiliriz.
Hitler ve sömürülen Almanya, küresel bankalar sömürüsünü perdelemek için kullanılan bir bahane oldu. Öldürülen 4 milyon Yahudi de, küresel finans sisteminin daha da kök salması için feda edilen kurbanlardır
YAHUDİLER KURBAN EDİLDİChurchill, küresel finans sistemi ve bankerler adına İkinci Dünya Savaşını’nı çıkartarak Avrupa başta olmak üzere devletleri çökertip, Bretton Woods toplantısı ve Marshall borçlandırmasıyla devletleri ve dünyayı ABD'ye ve bankalara, dünya finans emperyalizmine mahkûm ettiren biridir.
Hitler ve sömürülen Almanya, küresel bankalar sömürüsünü perdelemek için kullanılan bir bahane oldu. Öldürülen 4 milyon Yahudi de, küresel finans sisteminin daha da kök salması için feda edilen kurbanlardır. Unutmayalım ki tonton amca Churchill, İkinci Dünya Paylaşım Savaşı’nda Hindistan ve Malezya bölgelerinde 3 milyon insanın açlıktan ölmesine sebep olmuştur. Daha doğrusu, 3 milyon insanı bile isteye açlığa mahkûm edip katletmiştir. Bu bakımdan soykırımda, Hitler’den hiç de aşağı değildir.
Sonuç: Hıristiyan Siyonist ve Siyonist Yahudiliğin sistemleştirdiği, küresel finans emperyalizminin daha da ahtapotlaşması ve küresel Siyonizmin ileri karakolu, terörist İsrail'in kurulmasıdır. Marshall sistemiyle, bütün Avrupa borçlandırılırken sadece İsrail'e tüm Avrupa devletlerinin toplamından daha fazla para vermiştir ABD. Yani küresel bankerler ve finans sistemi…
Bretton Woods, dünyanın siyasi olarak ikiye bölündüğü Yalta Konferansı’ndan bile çok daha vahim sonuçlar doğurmuştur, insanlar ve devletler için. Nitekim Yalta Konferansı’nın muhataplarından biri olan Sovyetler Birliği dağıldığı hâlde, Bretton Woods sayesinde küresel bankalar ve finans kapital sistemi, bütün dünyayı teslim almıştır.
İngiliz Müslüman düşünür Abdulkadir Es-sufi (El Murabıt) “Diyalektiğin Sonu, Gelmekte olan İnsan için” kitabında yaklaşık 40 yıl önce, bugünkü küreselci tekno finans derebeyliğinin alt yapısını ve geçmişini yazmış ve bugün yaşamakta olduğumuz, tekno-finansal kölelik düzeninin, insanlık için en büyük tehlike olduğunu haber vermiştir.