Perinçek:İhracat ekonomisi yanlış..Kalkınmada Türk modeli uygulansın.!

Banka faizlerinin, devlet kaynaklarının yatırıma, üretime harcanması gerektiğini belirten Perinçek 'Yurt dışındaki dövizi çok radikal tedbirlerle tekrar Türkiye'ye getireceğiz.' dedi.

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Haber Global yayınına katılıp ekonomik gelişmeleri değerlendirdi. Asgari ücret artışını nasıl bulduğu sorulan Perinçek “Asgari ücretliye asgari ücret soruyorsunuz.” dedi. İşçi emeklisi maaşı aldığını hatırlatan Perinçek, karara Türkiye ekonomisi gözünden baktığını söyledi: “Kişisel hayatıma değil de Türkiye ekonomisine bakıyorum. İşçi ve emekçilerimizin iyi koşullarda yaşaması lazım. Talep de önemli. Asgari ücretin piyasayı şenlendiren etkileri var. Enflasyon bayağı yükselecek. Benim için önemli olan Türkiye üretim ekonomisine geçecek mi? Ama tabii, beklenenden daha fazla artış oldu. Enflasyon asgari ücreti alıp götürüyor o yüzden 6 ayda bir belirleme olabilir. Bir de işverenler tarafından da değerlendirmek lazım. Bakalım işverenler ne diyorlar? Çünkü maliyetlere de yansıyacak. Başka iş yerleri de kapanacak mı?”

'TÜRK MODELİ OLSUN'

İhracat perspektifinden Çin modeli tartışmalarının sorulduğu Perinçek şöyle yanıtladı: “Bir kere biz Vatan Partisi olarak 50 yıllık hatta 60 yıllık tarihimizde hiçbir zaman Çin modelini veya Mao modelini savunmadık. Mao büyük devrimci, evet. Biz bilimsel sosyalistiz. Mao, Çin modeli Türkiye için geçerli değil. Geçerli olan bazı özellikleri var. Ülkedeki bütün emek gücünü seferber edip, üretimi artırmak, kalkınmak ve bu kalkınmadan da insanlara eşit miktarda mal dağıtmak... Çin modeli böyle özetlenebilir. Dünyanın en yoksul ülkesiydi. Bunu nasıl yaptılar? Tasarruf oranını artırdılar. Ülkenin üretiminin önemli bir kısmını tasarruf edip yatırıma ayırdılar. Ülkenin bütün iş gücünü seferber ettiler. Sonuç itibari ile ürettiklerini de ülkede adil bir şekilde paylaştırdılar.” Erdoğan'ın 'Çin modelini uygulayacağız.' sözlerini hatırlatan Perinçek “Onun ne yapmak istediğini anladık. Ama isimlendirmeyi doğru bulmuyoruz. Biz dedik ki Türk modeli yapalım. 1930'lardaki Kemalist devrim tecrübemiz.” dedi.

'İHRACAT ODAKLI EKONOMİ YANLIŞ'

Yeni ekonomik eğilimin ihracat odaklı olmaması gerektiğini vurgulayan Perinçek şöyle devam etti: “İhracat yapmayan bir ekonomi olmaz. Ancak ihracat odaklı bir ekonomi bizi ithalat patlamasına getirdi. Eğer siz Kayseri'yi, Denizli'yi, Bursa'yı yok etmek suretiyle ihracat yaparsanız ülkedeki ekonomi çöker. Maliyet enflasyonundan korkmayacağız. Zonguldak'taki kömürü çıkarıp Rusya'dan getirmeyeceğiz. Üretim maliyeti daha yüksek ama oradaki kömürü çıkaracağız. Aksi takdirde iflas noktasına geliyoruz. İflası sayın Cumhurbaşkanı ifade ediyor. Sürdürülemez demek, ne demek? Cumhurbaşkanı ve Bahçeli, Özal modelinin sürdürülemez hale geldiğini söyledi. 500 milyar dolara yakın dış borcu olan bir ülke iflas noktasındadır.”

'ÖZAL EKONOMİSİ İFLAS ETTİ'

"Bahçeli en son bunun için 1980'de başlayan model dedi. Özal'ın Türkiye ile dünya piyasalarını birleştirmesi. Fillerin de Türkiye çarşılarına girip ezmesi. Kömürü dışarıdan alırım demir çelik üretir sonra onu dışarıya satarım modeli işlemez hale geldi. 1980'de Özal ekonomisi hangi propaganda ile geldi. Diyor ki, 'Çiftçi bu ülke sırtında kambur. Ben destek veriyorum, bunun ürettiği ABD'nin pamuğundan daha maliyetli. Ben neden destekleyeyim?' ABD pamuğu aldın, onu sattın. Ekonomiyi baş aşağı etti ve ekonomi iflas etti. Özal ekonomisi kapıları açan ekonomi, sonuç itibarıyla iflas etmiştir. Arkadan gelen ekonomi koruyarak, gümrükleriyle teşvik ve destekleriyle içerideki üreticiyi koruyarak yetişebilmiştir."

'TÜRKİYE, ÇİN’DEN ÇOK DAHA İYİ BİR BAŞLANGIÇ NOKTASINDA'

Türkiye'nin önündeki zorlukları halka açıklamanın zorunluluk olduğunu vurgulayan Perinçek şöyle konuştu: “Türkiye'nin önünde kolay bir kalkınma yok. Türkiye Çin'den çok daha iyi bir başlangıç noktasında. 1949 yılındaki Çin'e baktığınız zaman Türkiye onunla kıyaslanmayacak bir durumda. Çalışkan iş gücü, iyi bir coğrafya ve sermaye birikimi var. Hiçbir şey bir anda olmuyor. Türkiye'nin bulunduğu yeri önce bir görelim. Onun için ben size kolay bir şey vaad edemem. Zaten öyle bir kolay çözüm yok. Ama şu var. En hızlı ulaşacağımız, en az bedelle ulaşacağımız insanımızı en az inciteceğimiz bir çözümü size sunuyorum.

'DIŞARIDAKİ DÖVİZLERİ TÜRKİYE’YE GETİRECEĞİZ'

"Bir, fiili dolar getirmeyenin hesabında dolar olmayacak. Bin dolar getirirsen dolar mevduatın olur. İkincisi avro olarak dolar olarak veya ihracatta ihraç etmiş, adam parasını geri getirmemiş, onların hepsini çok radikal tedbirlerle tekrar Türkiye'ye getireceğiz. Bu 300 milyar dolar civarında... Bakın bunu yapacağız. Şimdi siz dolar arıyorsunuz, ben size doları buluyorum. Kıyı bankalarında, İsviçre bankalarında değil mi? Kim bunlar? Türkiye'deki kazançlarını dışarı götürdüler veya ihracat yaptılar. O ihracatın bedelini içeriye getirmediler. Toplayacağız onları beyler diyeceğiz. Derhal bir ay içinde, 3 ay içinde neyse bunların hepsi buraya geliyor. Yoksa bunlar yüzünden. Çiftçi gece uyuyamayacak. Bunlar yüzünden tohum atamayacak. Traktörüne mazot doldurmayacak. Yok böyle bir şey. Türk milletini aç bırakmak istemiyorsam çiftçi tohum atsın, traktörüne mazot doldursun istiyorsam onu getiririm. Yönetici olarak getirirsiniz. Ben de burada Türk milletinden yetki istiyorum. “Bankalar 10 ayda 80 milyar kar etti. Vatan Partisi yönetiminde 8 milyar yeter. Bir kanun çıkarır 72 milyar alır, çiftçiye dağıtırız. Küçük orta sanayici canlansın, hemen canlanır ekonomi. Türkiye'nin ithalatı da ihracatı da artacak.”

'PAYIMIZA DÜŞEN FEDAKARLIK'

“Bir öngörüde bulunabiliyor musunuz? Mesela 6 ay sonra bu uygulamanın meyvelerini görür müyüz?” sorusu üzerine Perinçek şu yanıtı verdi: “Türkiye’nin önünde büyük zorluklar var, dürüst olmamız lazım. İşte o zorluklar nedeniyle, 5 maddelik güvenlik programı açıklıyoruz. Milli direnme ekonomisini açıklıyoruz. Zorluklar var ama kimseyi aç bırakmayacağız, kimseyi sağlık hizmetinden yoksun bırakmayacağız, eğitim hizmetinden mahrum bırakmayacağız, askersiz, polissiz bırakmayacağız. Onun için şimdi böyle bir döneme girerken Vatan Partisi yapıyor bu programı, Ak Parti yapamıyor. Sayın Bahçeli hepimizn payına düşen fedakarlığa gönderme yapıyor. Ama ondan sonra nasıl ödenecek o bedel? Nasıl paylaştırılacak, orada bir programları yok. Bugün Türkiye bir sistem değiştirmenin bunalımlarını, sancılarını yaşıyor. Bunu Ak Parti sonuna kadar çok güzel yapar mı? Bence yapamaz.” Senem Toluay Ilgaz'ın “Neden yapamaz?” sorusu üzerine Perinçek şöyle devam etti: “Bir, ideolojik problemleri. Mesela kamuculuk ve devletçiliğe takması. En son Hazine ve Maliye Bakanımız diyor ki iş adamlarına; 'kredileri alıp da dövize çevirmeyin.' Şimdi nasihatle ekonomi yönetilmez. Biz ne yaparız? O kredileri devlet yatırımı yaparız, bitti. Biz ne bekliyoruz o krediden? Devlet yatırımı değil mi? Kredi olarak özel teşebbüse dağıtacağıma doğrudan doğruya devlet eliyle, planlı bir şekilde, ne lazımsa…

'TÜRKİYE CEPHESİNDEYİZ'

Perinçek, Vatan Partisi'nin konumunu şöyle özetledi: “Biz kesinlikle ABD ile Tayyip Erdoğan'ı yıkma projesinde yer almayız. Biz Cumhur İttifakı'nda değiliz, Türkiye Cephesindeyiz. Biz destekçi olarak Cumhur İttifakı'na girmeyiz.” 

YE AMELİYATINDA TEK CERRAH VATAN PARTİSİ'

“Vatan Partisi'nin programları bilim kılavuzluğuyla hazırlanıyor. Bankaların 80 milyar kârına el koymadan, dışarıda olan servetleri Türkiye'ye getirmeden buradan çıkamayız. Millet ameliyat olmaktan kaçtı. Türkiye şimdi ameliyat noktasına geldi. Bizim önerilerimiz cerrahi müdahalelerdir. Vatan Partisi cerrahtır.”

‘VERGİYLE HUKUKİ YOLDAN BANKALARIN KÂRINA EL KONULACAK’

"En sonunda bankaların 80 milyar karına el konulacak. Ak Parti yüzde 30 yapar, Vatan Partisi yüzde 90 yapar. Ak Parti de radikal yönelişlere girdi ama Vatan Partisi kadar yapamaz. O yüzden iktidara gelecek. Vergiyle hukuki yoldan el koyacaksınız bankaların karına. Kaynaklar yatırıma mı gidecek yoksa faize mi? Faizciye mi vereceğiz, yatırımcıya mı vereceğiz? Mesela Varlık Vergisi çıktı değil mi? Eleştirenler olacaktır. Onlar emperyalist adamlar. O vergiler olmasa Türkiye 2. Dünya Savaşı'nda çıkamazdı. Banka mı batsın, çiftçi mi batsın? Hükümet son tahlilde ülkenin kaynaklarını birleştiren otoritedir değil mi? Şöyle bir yabancı yatırımcı yok, dolar geldi aldı, doları sattı. Bu olmaz. Yabancı yatırımcıya karşı değiliz ama sülüğe karşıyız. Gelecek istihdam yapıyor, tamam, o yatırıma evet.”

'CEP TELEFONUNUZ ABD'DEN DEĞİL MANİSA'DAN OLACAK'

Perinçek'İn ithalata yönelik fikirlerini soran Faruk Aksoy “Mesela ABD'de cep telefonu yapılıyor, Manisa'da da yapılıyor. Ama insanlar Amerika'dan gelen telefon buraya gelince kuyrukta bekliyor.” örneği verdi. Perinçek şöyle konuştu: “Şimdi bu rekabet yoksa beklemeyecek. Çünkü Amerika'dan telefon gelmeyecek. Neden, içeride telefon yapacağım. Can kardeşim Faruk bey, siz zaten Amerika’dan telefon alamayacak duruma düşmüşsünüz. Sizin dış ticaret açığınız büyümüş, ödemeler açığınız büyümüş. Ondan sonra ne yapacağız? Evet, sizin beğenmediğiniz telefonlar kullanılacak Türkiye'de. 5 sene, 10 sene sonra da sizin beğendiğinizin ötesinde en güzel telefon üretilecek. Siz derken o zihniyete sesleniyorum. Bakın şimdi bu zihniyet 'ya bizim otomobilimiz yürümüyor, bizim çamaşır makinemizin pervanesi bozuluyor. Bizim buzdolabımız buz yapıyor.' diyor.

'ALMAN OTOMOBİLİ DERKEN YALINAYAK DOLAŞACAĞIZ'

Bununla Türkiye'de üretici suçlandı. Bence Türk motorlu otomobili en iyisi olacak. 'Alman otomobili, Amerikan otomobili daha iyi' diye aldığımız zaman bir müddet sonra yalınayak dolaşacağız. Tamam haklısınız ama tekerleği bırak ayakkabı alamayacağız. Onun için yerli üretimi korumamız gereken bir döneme giriyoruz. Zaten hangi hükümet gelse bunun mecburiyetleri ile yüz yüze kalacak. Vatan Partisi iktidarında Almanya'dan, Amerika'dan, Japonya'dan, Çin’den falan filandan otomobil gelmeyecek. Türkiye'de otomobili üreteceğiz. Bu kadar basit.”