Sosyalist aydın Afşar Timuçin’i kaybettik

Felsefeci, şair ve yazar Afşar Timuçin hayatını kaybetti. Dün gece rahatsızlanması üzerine hastaneye kaldırılan Timuçin, burada tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Sosyal medya üzerindeki haber üzerine ulaştığımız oğlu Ali Timuçin şu bilgileri verdi: “Babam akşam saatlerinde fenalaştı. Evde müdahale etmeye çalıştım. Ama durumu düzelmeyince ambulansla hastaneye kaldırdık. Doktorlar yaşlılığa bağlı nedenlerden rahatsızlandığını söyledi. Hastanede kalp problemi baş gösterdi. Doktorların tüm müdahalelerine rağmen kurtarılamadı. Ne yazık ki babamızı kaybettik” dedi.

 

ESTETİĞİN BİR BİLİM OLMASINI SAVUNDU

Bilge duruşu, felsefeye sağlam bakış açısıyla, Türkiye’de sanat felsefesine önem verdi. Timuçin, sanat ve bilimin birbiriyle bağlantılı olduğunu hep ifade etti. Hatta ona göre sanat ve bilim ayrı düşünülemezdi. Timuçin’in bu düşünceleri onu estetik alanında da ilginç bir yere oturttu. Çünkü o estetiğin bir bilim olması gerektiğini savunuyordu.

31 Ağustos 1939 yılında Manisa’da doğdu. Azeri kökenli Türk felsefeci, şair, yazar ve çevirmendi. Yüksek öğrenimine İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümünde başladı. 1967 yılında, eğitimini tamamlamak üzere Kanada'ya gitti. 1967'de Montreal Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde lisans eğitimini, 1970'te İstanbul Üniversitesi'nde doktorasını tamamladı. 1968–1970 yılları arasında Fransızca okutmanlığı yaptı.

1974-2002 yılları arasında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversite'sinde Felsefe, Estetik, Halk Bilim, Sanat Tarihi, Halk Edebiyatı dersleri verdi. 1981 yılında doçent, 1992 yılında profesör oldu. Bir süre Kocaeli Üniversitesi Felsefe Bölümü başkanlığı görevini yürüttü. Kocaeli Üniversitesi'nden 2006 yılında emekliye ayrıldı.

Estetikten düşünce tarihine, felsefeden şiire, romandan eleştiriye sayısız kitap yazdı, sayısız çeviri yaptı. Felsefe Dergisi'ni yayımladı, burada pek çok yazar ve şairin ilk ürünlerini yayımlayarak yetişmelerine önayak oldu.

TOPLUMCU GERÇEKÇİ

Afşar Timuçin’in kaybı edebiyat dünyasında büyük üzüntü yarattı. Görüşüne başvurduğumuz isimler şair, yazar ve düşünür Timuçin’in ölümünün Türkiye için büyük bir kayıp olduğu noktasında birleşti.

Türk şiirinin önemli isimlerinden Şükrü Erbaş Timuçin’in ardından şunları söyledi; “Bana düşünce tarihini öğreten ağabeyim. Bana toplumcu gerçekçi yaratımın kaynaklarını ve insanın insan olmasındaki yerini öğreten ustam. Bana inceliğin ve kararlılığın nasıl bir erdem olduğunu öğreten ağabeyim. Yazdığın onca şiirden ve felsefe kitabından daha büyük bir boşluk bırakarak ayrıldın aramızdan. Her zaman derin saygımla, sevgimle.”

SOLCU TÜRK FELSEFECİ

Uzun yıllar Afşar Timuçin’le birlikte çalışan Seyyit Nezir; “Anıları ve yapıtları hep bizimle... Afşar Timuçin, çok değerli bir kayıp... İlk gençlik yıllarımızda imrendiğimiz solcu Türk felsefecilerinden. Soyut dergisinde minibüs kültürü üzerine yazdığı yazı, ne aşıldı ne de tartışıldı. Yaşamla felsefeyi yazı ve konuşmalarında ustaca örerdi. Nitekim Felsefe Bir Sevinçtir kitabında bu örgünün felsefesini buluruz. Felsefe Sözlüğü de onun zevkle dinlediğimiz öğretmen edasıyla yayımlanmış çok değerli bir kaynak...” dedi.

Nezir, onunla ilgili bir anısını ise şöyle aktardı; “De Yayınevi’ni Memet Fuat’tan devraldığımda (1984), kendisinden yazmakta olduğu felsefe kitabını istedim. Düşünce Tarihinin Kaynakları’nı yazıyorum dedi. Önümüzdeki dönemde gerçekçiliğin savunusunun tüm dünyada hem siyaset ve bilimde hem felsefe ve sanatta birincil derecede önemli iş olacağını söyledim. Nitekim Şolohov, Neruda, Seghers, Aragon’un denemelerini peş peşe yayımlamaktaydım. ‘Haklısın, neden olmasın’ dedi.”

YÜREĞİ SEVGİ DOLU, DOST

Gerçekçi Düşüncenin Kaynakları, Gelişimi, Çağdaş Görünümü olarak üç ciltlik bir çalışmanın ilk iki cildini aynı yıl tamamladıklarını belirten Nezir; “Daha sonra Düşünce Tarihi adı altında üç kitabı ansiklopedik boyutta tek kitap olarak yayımladı. O arada Hüseyin Ekici’nin Düşün dergisini yayımlamaya başladım, derginin ilk yazarları arasında yer aldı; dergi için İlhan Selçuk ve Selahattin Bağdatlı’nın da katıldığı, çok övgüler alan bir Diderot toplu söyleşisi yaptık. Orta Çağ’dan çıkış ve aydınlanmayı tartıştık.” diye konuştu.

20 yıl sonra yanlarına Yalçın Küçük ve Demirtaş Ceyhun’u alarak, yeni orta çağda bilim, felsefe ve sanatın geleceğini Eski Dergi’de konuştuklarını söyleyen Nezir; “Yalçın Küçük, Afşar Timuçin’in yanında bulunmak benim için onurdur, diyerek hiç ikiletmeden kabul etmişti. Timuçin, Eski dergide her ay etkili denemeler yazdı. Ele aldığı her konuya çok sağlam bir yaklaşımı vardı. Yüreği her zaman sevecen ve dostluk doluydu. Yeri doldurulamaz bir düşünür, şair ve yazar, kişiliği çok güçlü, kararlı bir aydını kaybettik. Anıları ve yapıtları hep bizimle olacak!” dedi.

BERRAK ÜSLUP

2000’e Doğru dergisinin yayınlandığı yıllarda Afşar Timuçin de dergide yazılarıyla yer alıyordu. O dönemde Timuçin’le görüşmeye başlayan Tunca Arslan ise; Afşar Timuçin’in ülkemizin yetiştirdiği önemli sosyalist felsefeci, deneme yazarı, çevirmen ve şairlerden olduğunu belirterek; “Düşüncesinin gücü yanında mütevazı tavrı ve berrak üslubuyla dikkat çeker, ağdalı bir felsefi dilden uzak dururdu. “Yaşamı kavramak ve yalınlaştırmak için felsefeyi yalın bir anlatıma götürmek gerekiyor. O nedenle felsefede kötü konuşanlar, kötü bilinçlenmiş kişilerdir. Çünkü bilinç açık ve aydınlıksa dil de açık ve aydınlık olacaktır” diye düşünürdü. Yaşamı da bu oranda yalındı.

2000’e Doğru dergisi döneminde Ataköy’deki evine birkaç kez gitmiş, ne yazık ki erken kaybettiği eşiyle birlikte hazırladığı yemeklerle dolu sofrasına konuk olmuştum. Bir şiirinde, “Biz böyle ayakta öleceğiz besbelli / Deniz gibi durmadan bir kıyıya çarparak” diyordu. Ardında bıraktığı eserlerle kıyılarımıza çarpmayı bundan sonra da sürdürecek. Huzur içinde uyusun.”

GERÇEK DÜŞÜNÜR, GERÇEK BİLGE

Afşar Timuçin, Tuncer Tuğcu ile birlikte hazırladıkları, ilk sayısı 1972 yılının Ekim ayında çıkan Felsefe Dergisi'nin sorumlu yönetmenidir. Hidayet Karakuş; “Gerçek bir düşünür gerçek bir bilgeydi Afşar Timuçin. Ülkemizin yetiştirdiği çok önemli, aydın bir şairdi. Kendi köşesinde üreten önemli bir değerimizdi. Çok üzüldüm.

Yapıtları uzun yıllar okunacak ve konuşulmaya devam edecektir. Ondan daha öğreneceğimiz çok şey vardı, ama ne yazık ki o artık yok. Çok üzgünüm. Işığıyla uyusun.”

Timuçin’in cenazesi, pazar günü öğle namazının ardından, Bakırköy 5. Kısım Ömer Duruk Cami’sinde kılınacak cenaze namazından sonra Zincirlikuyu mezarlığına defin edilecek.

ÖDÜLLERİ

Eserleriyle birçok ödüle layık görülen Afşar Timuçin Ayrılıkta Söylenmiş Bir Aşk Türküsü şiiriyle 1970 TRT Başarı Ödülü'nü, Nâzım Hikmet'in Şiiri'yle 1979 TDK Eleştiri Ödülü'nü; 1997 Truva Ödülleri Şiir Ödülü'nü kazandı. Timuçin 2015'te PEN Şiir Ödülü'ne değer görüldü. Böyle Söylenmeli Bizim Türkümüz kitabının birinci bölümünü oluşturan Ayrılıkta Söylenmiş Bir Yaz Türküsü'yle TRT 1970 Sanat Ödülleri yarışmasında başarı ödülü aldı.

Nâzım Hikmet'in şiiri adlı incelemesiyle 1979'da Türk Dil Kurumu eleştiri ödülünü kazandı. 1997'de Truva Kültür Sanat Ödülleri'nde şiir ödülüne değer görüldü. 2003'de Kocaeli gazetesinin yaptığı bir anketle yılın eğitimcisi seçildi. 2004'de Homeros Emek Ödülü'nü aldı. 7. İzmir Türkçeye Emek Ödülü dil dalında Afşar Timuçin'e verildi. 2015'de PEN Şiir Ödülü'nü kazandı.