Sovyetler Birliği kendi gençliğini neden kontrol edemedi?

Son dönemde kamuoyunda işlenen suçların "cezasız" kalmasına yönelik tartışmalar artmış durumda. Bu tartışmalara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da katılarak “Toplumda infiale neden olan bir diğer husus; 6 yıldan az ceza alanların cezaevini girmeden hayatını sürdürebilmesidir.” şeklinde açıklama yaptı. (1)

MARKET FİYATLARINI KONTROL EDEMEYEN DEVLET

Adalet sistemindeki her hangi bir açık, toplumda infiale neden olabiliyor. Bu infiallerden birisi de 80'li yıllarda Sovyetler Birliği'nde yaşandı. İşlenen suçların cezasız kalması toplumsal birliği doğrudan etkiledi.
Gorbaçov'un neoliberal politikalarının ürünü olan Glasnost ve Perestroyka anlayışı ülke denetimini tamamen mahvetmiş durumdaydı.

Dünyanın en büyük 2 ordusundan birine sahip olan Sovyetler Birliği'ni askeri yönden göçertemeyen Batı emperyalizmii, Sovyetleri içeriden çökertmeye çalışmış, bu kapsamda Gorbaçov'un neoliberal politikaları batı emperyalizmine can simidi olmuştur.

Neoliberal siyasetler nedeniyle market fiyatlarını ve stokçuluğu denetleyemeyen Sovyet devleti, gençliğini kontrol edememekle, disiplin sağlayamamaktaydı. Sovyet devleti artan fiyatlara müdahale edemediği gibi 13-15 yaşlarındaki gençlerine de söz geçiremeyecek noktaya varmıştı. Bu durum devletteki çürümenin son aşamasıydı.

Zaten ekonomik olarak zor günler geçiren Sovyet devleti, Batı kültürünün de sınırları içerisine girmesiyle birlikte toplumda yozlaşma artmış durumdaydı. Gelir dağılımındaki adaletsizlik kendisini iyice hissettirmişti.

Gorbaçov'un uygulamaları sonucunda SSCB'de ekonomik buhran ve adaletsizlik öyle bir yaygınlaşmıştı ki; Sovyet gençliği kolay para kazanma yollarına başvurmuştu. O dönemde gençlik sorunları SSCB'de giderek artan bir kamu endişesi konusu haline gelmişti. Gençlerin ilgi çekici işler, tatmin edici konut, araba ve tüketim mallarına olan talebi, Sovyet ekonomisinin bunu karşılayamaması büyük bir hayal kırıklığı ve yoksunluk hissine sürükledi.

Bu yoksunluk hissi, adalet sistemindeki açıklar ile birlikte yaşları 18'i bulmayan gençlerin mahalle mahalle çeteler kurmasını yol açmıştı. Çeteler çoğunlukla 13-15 yaşlarındaki çocuklardan oluşuyordu. Kolay para kazanan gençler simgeleştiriliyordu.

Hemen hemen her mahallede 100'er kişilik çetelerin var olduğu Sovyet şehri Kazan'da ancak Batı toplumunda görülen kavga, hırsızlık, rüşvet gibi olaylarla Sovyet toplumu dehşete düşmüş, paniğe kapılmıştır. Kazan şehrinde başladığı belirtilen bu çeteleşme Sovyetlerin diğer şehirlerine bile yayılmış durumundaydı.

Öte yandan bu çeteler günümüzde bile birçok araştırmacının araştırma konusu olmaya devam etmektedir. Hatta Rusya'da 2022’de bu çeteleri konu alan "Slovo patsana. Krov na asfalte" isimli 8 bölümlük bir mini dizi yayımlanmıştır.

Bu dizide 14 yaşındaki sessiz, sakin ve okulunda başarılı olan bir öğrencinin, sokak çetelerinin kendisine yönelik darpları sonucu çareyi kendisini korumak amacıyla başka bir çeteye katılmasını anlatır.

Gerçekten de o dönem ile ilgili yapılan araştırmalar, çetelerin yaygınlaşmasının bir nedenini ise; Sovyet Devletinin gençliğin güvenliğini sağlayamadığı bunun sonucunda gençlerin kendini koruma içgüdüsü ile başka çetelere katıldığını aktarır.

‘BÜYÜK AFLAR VE CEZASIZLIK’

Diğer taraftan sokak suçlarının artmasına yönelik önemli açıklamalardan bir tanesini Robert Garayev yapmıştır. Robert Garayev, Sovyet şehirlerindeki sokak suçlarının ortaya çıkmasının nedenini, hükümetin mahkûmlara af çıkarmasına bağlar.

Garayev'in burada bahsettiği aflar; daha çok hırsızlık, darp, adam öldürme gibi asayiş suçlarına yönelik aflardır. Ona göre; yeraltı yaşam tarzını çoktan benimsemiş olan suçlular topluma geri döndüler ve bu kötü değerleri de beraberlerinde getirdiler, topluma ve gençliğe yaydılar.

Burada önemli nokta, 2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük affın, Stalin'in ölümünden hemen sonra 1953'te Kruşçev döneminde yapılmasıdır. Aslında Sovyetlerdeki yozlaşmanın temeli Kruşçev'e kadar uzanmaktadır. Diyebiliriz ki; Sovyetler Birliği'nde ki toplumsal birliğe yönelik olumsuz etkinin temeli Kruşçev'de başlamıştır. Diğer büyük aflar ise; 1977 ve Gorbaçov döneminde ilan edilen aflardır.(2)

TOPLUMSAL BİRLİĞİ BOZAN ‘AF’

Gorbaçov, Kruşçev gibi büyük bir af çıkarmaya ve herkese özgürlük verenin kendisi olduğunu göstermeye karar verdi. Gorbaçov, SSCB'de masum bir şekilde hüküm giymiş kişilere özgürlük verdiğini söyleyerek neredeyse tüm suçluları serbest bıraktı. Çok sayıda suçlunun af edilmesinden sonra durum keskin bir şekilde kötüleşti ve toplum gerçek bir tehdit altına girdi.

Sovyet vatandaşları için sokağa çıkmak bile çok tehlikeliydi. Polis etkisizdi. 1985 ile 1989 yılları arasında mahkeme kararlarının sayısı azalmasına rağmen suç oranı iyice arttı. Yargı neredeyse çalışmıyordu veya yozlaşmıştı. Örneğin o dönemi anlatan bir Rus vatandaşı, şu açıklamada bulunmuştu:

"1989'da bir suçlu tarafından saldırıya uğradım ve suçlunun saldırısından mucizevi bir şekilde kurtuldum. Arkadaşlarımdan biri evinin bahçesinde bir suçludan 18 bıçak yarası aldı ve suçlu yargılanmadı. Bu Gorbaçov'un zamanıydı."(3) Yani suçlular kamuoyunun gözü önünde ceza almıyorlardı.

Araştırmalardan 80'li yıllarda Sovyetler Birliği'nde ailelerin, eğitimcilerin ve polisin yapabileceği hiç bir şey olmadığını anlıyoruz.

Peki Sovyet polisinin olaylara müdahalesi ne durumdaydı? Edindiğimiz bilgilerden öncelikle polisin, organize çetelerle yüzleşmeye hiç hazır olmadığını görüyoruz.

Georgi Manayev'in aktardığına göre; Tataristan Cumhuriyeti'nin eski ceza soruşturması başkan yardımcısı Alexander Avvakumov, gazeteci Sasha Sulim ile yaptığı bir röportajda şu soruyu sordu: "Bir tabur polis gönderilse bunun bir şeyi değiştireceğini düşünüyor musunuz?

Pekâlâ, bir baskın düzenlerlerdi, on kişiyi gözaltına alırlardı ama onları herhangi bir şeyle suçlamak imkânsız olurdu. Liderler hiçbir şey yapmadı." Ayrıca, Garayev'in hatırladığına göre, gangsterleri tutuklamak için yasal bir dayanak yoktu. Organize suç kavramı SSCB Ceza Kanunu'nda yoktu; aslında, bu kavram yalnızca 1997'de kabul edilen Rusya Federasyonu'nun yeni Ceza Kanunu'nda yer aldı.(4)

Avvakumov'un açıklamasına benzer bir duruma ise; Zilka suç örgütünün doğuşunda rastlıyoruz. Lideri Khaidar Zakirov, çocukluğunu ve gençliğini sokaklarda geçirdi. On dört yaşındayken binasının avlusunda iki sarhoş holigan tarafından saldırıya uğradı. Zakirov bunlardan birini öldürdü. Küçükken, Rus yasalarına göre ertelenmiş bir ceza aldı ve kısa sürede sokağının gayrı resmi lideri oldu.(5)

Sovyetler Birliği kurulduğu dönemde hatta 70'li yılların başına kadar ekonomide büyük rekorlar gerçekleştirdi. Aynı dönemde batılı ekonomiler durgunluk içerisindeyken, Sovyetler Birliği'nde ekonomik kaynaklar israf edilmiyor, üretime yönlendiriliyordu.

Ekonomik büyüme ile halkın alım gücü ve zenginlik artmıştı. Hatta 2. Dünya Savaşı'nda 25 milyon üzerinde vatandaşını kaybetmesine rağmen Sovyetler Birliği ekonomide büyüme rekorları kırmıştı. Gençliğini koruyan, gençlerin genelinde gelecek kaygıları olmayan bir yapıya sahipti.

Nathan Berman'ın 1930-1940 tarihlerini anlatan makalesinde ise; "Sovyetler Birliği'nde 'Herkes için bir iş veya pozisyon vardır. Hiçbir gencin okuldan mezun olduktan sonra ne yapacağı konusunda endişelenmesine gerek yok. Ayrıca, kuryelik, ayak işleri, gazete satıcılığı veya ayakkabı boyama gibi işler 50 yaş ve üzeri olgunluğa ulaşanlara ayrılmıştır.

Gençler, kendilerine ve topluma en çok fayda sağlayabilecekleri yerlerde tutulurlar. Suç duyuruları, suç hikâyeleri, suçların işlenmesi ve tespiti, Sovyet basını ve edebiyatından uzak tutulur. Bu tür olaylara ayrılan alan sadece birkaç satırdır, gazetelerimizdeki ölüm ilanları gibi, göze çarpmayan bir köşeye sıkıştırılmıştır." ifadelerine yer vermiştir.(6)

Fakat devletin tüm olanaklarını gençliğin gelişimi için harcayan Sovyet Devleti, 1970'lerden sonra hızla çürümüş, en son Gorbaçov'un uyguladığı siyaset sonucunda yıkılmıştır. Yaşanılanları gazeteci gözüyle elimden geldiği kadar özetlemeye çalıştım.

Bunun daha ilerisi araştırma ve çalışmalar ise; sosyologlarımızın, hukukçularımızın ve siyasetçilerimizin görevidir. Sovyetler Birliği'ndeki bu yaşanılanlar, tüm devletlerin ve milletlerin ders alması niteliğindedir. Çünkü zamanında uygulanmayan adalet en çok masum gençleri etkiliyor ve toplumsal birliği bozuyor.

Gençlerimizin gelecek kaygısı yaşamadan ruhen ve bedenen en iyi şekilde gelişmesini sağlamak, gençlerimizi suçlulara karşı korumak, devletimizin ve milletimizin en temel görevleridir.

DİPNOTLAR:

1-https://www.tccb.gov.tr/haberler/410/153906/-turkiye-nin-guvenliginden-kesinlikle-taviz-vermeyecegiz-
2- https://www.rbth.com/history/336989-how-were-teenage-gangs-in-ussr-organised
3-https://www.quora.com/Why-didnt-the-Soviet-Union-have-a-problem-with-street-gangs
4- https://www.rbth.com/history/336989-how-were-teenage-gangs-in-ussr-organised
5- https://www.degruyter.com/document/doi /10.7591/9781501701689-013/html
6-https://scholarlycommons.law.northwestern.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=2854&context=jclc