Subaşı: CHP’nin siyasi rant devşirmeye dönük girişimi.!

Milletvekili Subaşı’nın açıklamaları şöyle;

“CHP'nin yayın organı Halk TV'nin 'Atatürkçü' olduğunu savunan sunucusu Ayşenur Arslan, Kıbrıs Türk halkını Rum EOKA çetesinden kurtaran, Kıbrıs Türklerinin Kuvâ-yi Milliye'si olarak bilinen Türk Mukavemet Teşkilatı'nı 'suikastçı illegal örgüt' diye nitelemiştir.

Bu ifadeleri şiddetle kınıyorum. Bu ifadeler CHP’nin gerçek yüzünü gösteren satır aralarında kalmaması gereken ifadelerdir. Bu ifadeler CHP’nin ve CHP’lilerin ilk vukuatları değil son vukuatları da olmayacaktır.

2016'da Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi oyalayan AB'ye tepki gösterirken, CHP'nin İzmir Milletvekili Ali Yiğit, yanındaki üç CHP milletvekili ile birlikte, “Cumhurbaşkanı AB’ye kafa tutuyor. Avrupa Birliği'ni istemiyoruz” diyorlar.  Biz Avrupalı olmaya hazırız diyerek “Gerekirse İzmir ayrılsın” biz bu şartlarda bunlarla yaşamayı istemiyoruz demiştiler. Türkiye'de yaşayan demokrat, aydın, çağdaş insanlar “Avrupalı olmaya hazır” diyecek kadar kendinden geçmişti.

CHP'nin kurultayda delegeden oy alamadığı için seçilemeyen ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Danışmanı olarak görevlendirilen Ünal Çeviköz'ün, ABD Başkanı Biden'ın seçildiği daha tam kesinleşmeden, “Biden yönetiminden ilk beklentimiz hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, yargı sisteminin siyasetten arındırılmasına, güçler ayrılığına, demokratik reformlara, medya, ifade, toplanma özgürlüğü gibi tüm temel hak ve özgürlüklere çok güçlü bir vurgu yapması” sözlerini de bu gözle hatırlatalım.

Aynı şahsın Azerbaycan Karabağ mücadelesi hakkında söyledikleri talihsiz sözler de hala hafızalardadır.

Arkasından, CHP Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'ın, CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı için "Ulusal ve uluslararası karar vericilerin işaret edeceği bir insanı aday yapacaklar" sözlerini hatırlayalım. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni Avrupa ülkelerinin büyükelçilerine şikâyet etmesini, onlara "Türkiye'ye yatırım yaptırmayın, kredi verdirmeyin" diye yalvarmasını da unutmayalım.

CHP Genel Başkanının “elektrik faturalarını ödemeyin” açıklamaları siyasi muhalefet değil, kanunsuzluğa teşviktir.  Bu nedenle anti demokratiktir.  Yasalara karşı yasadışılığı teşvik etmektir. Bu açıklamaları ile sivil siyasetle ve demokrasiyle kavgalı olduklarını bir kere daha göstermiş oluyorlar.

“Bu ifadeler Demokratik düzeni işlemez hale getirmeye çalışmak, demokratik siyaseti aşağılamaktır. Bir siyasi parti kanunsuzluğu teşvik ediyorsa kendi varlık sebebini ortadan kaldırır. Kanunsuzluğu muhalefet zannetmek siyasi partinin iflasıdır.”

“Bir parti için muhalefet üretmek yetenek işidir. Muhalefet yeteneği olmayan siyasi partiler kanunsuzluğa savrulur, kanunsuzluğu savunur. Muhalefet için siyasi akıl gerekir. Kanunsuzluğu teşvik etmeyi, muhalefet yapmak zannetmek bir siyasi iflastan öteye gitmez...” CHP Genel Başkanının bu kanunsuz çağrısı, kamu düzenini bozmaya ve suça teşvik etmeye yöneliktir.  Asla kabul edilemez!

Kandil'in sokağa çıkma çağrısında bulunan HDP ile CHP'nin, kaos çizgisinde buluştuğu açıkça görülmektedir. CHP Genel Başkanının bu açıklamaları, kendi belediye başkanları tarafından bile reddedilen, demokratik muhalefet konusunda yetersizliklerini gösteren bir açıklama olmuştur. Liderlerin yaptığı uygulama, önerdikleri hususların örnek alınabilecek durumda olması lazımdır. Bu çağrı 'Ben böyle yapıyorum, siz de böyle yapın.' anlamına gelecek bir eylem biçimidir. Bunu da Lider iddiasındaki kişilere yakıştıramıyorum.

Buradan Milletimize sesleniyorum, Faturalarınızı lütfen ödemeye gayret edin.

Geçtiğimiz Cumartesi 6 Muhalefet partisi Genel Başkanı bir araya geldiler. HDP hariç yuvarlak masada toplantı yaptılar. Herhalde HDP oyları çantada keklik olacak ki HDP masaya çağrılmadı. Toplantı konusu Parlamenter sisteme nasıl geçilmekmiş. Masaya oturanların tek amaçları Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı olup niyetleri Devlete çökmektir. Türkiye’nin geleceği ile ilgili ne bir sözleri var ne de bir projeleri var. Bir taraftan HDP’siz toplantı yapıyorlar, diğer taraftan ise HDP’nin gönlünü almaya çalışıyorlar.  HDP’de göstermelik olarak sözde tepkisini dile getiriyor. Açık açık ne HDP ile var olduklarını söylüyorlar, ne de HDP ile olamayacaklarını söylüyorlar.

Masada oturanlara bakıldığında CHP hariç tüm partililer Milliyetçi Muhafazakâr seçmen tabanına sahip partiler… Hemen hemen hepsinin geçmişinde, tarihinde CHP tarafından yaşatılan zulüm ve baskının travmalarının izleri hala taze olarak durmaktadır. Altı benzemezin Türkiye planı, vizyoner projeleri var mıdır? Elbette yoktur.

Arşive bakıldığında birbirleri hakkında hoş olmayan sözleri olan parti liderleri, söz konusu Recep Tayyip Erdoğan’ı iktidardan indirmek olunca geçmişi unutup birleşiyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu ağzı ile; Ali Babacan, Türkiye’yi batıran adamdır. Temel Karamollaoğlu, Sivas olaylarının sorumlusudur. Meral Akşener, derin devletin, beyaz Torosların sembol ismidir.  Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin en çapsız Başbakanıdır, Suriye savaşını başlatan adamdır.

Yanlış sorulara doğru cevap olmaz. Türkiye’nin değerini kavrayamayan, kültürel, entelektüel derinliğini idrak edemeyen bu muhalefetin hepsi Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın özgül ağırlığı kadar bile etmiyor.

AK Parti olarak; "Bizim siyasetimizin temelinde millet vardır. Siyasetimizi planlarken milletin değerlerini, isteklerini, arzu ve taleplerini dikkate almak suretiyle imkanlar ölçüsünde planlıyor ve icra ediyoruz." Milletimizin sıkıntılarını giderecek olan parti AK Parti'dir. Bu konuyla ilgili samimi çalışmalarımızı da ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla, CHP'nin siyasi rant devşirmeye dönük bu girişimi, milletimiz tarafından boşa çıkartılacaktır."