Tarihle barışık olmak
Yaşlı gezegenimizde insan soyu yaşanan rezillikler karşısında utanmayı öğrendi.7 Ekim’den bugüne işgal altındaki Filistin’de Gazze’de yaşanan vahşet tablosu karşısında söylenecek söz bulamıyor, yutkunuyor ve utanıyoruz,
Ancak, yaşananları büyük bir aymazlıkla ve pişkinlikle karşılayan siyonist İsrail’li kukla devletin yöneticileri ve ABD Başkanı Biden ile Batılı ülke yöneticileri daha fazla kan ve daha fazla ölüm adına adeta birbirleriyle yarışıyor.
Utancımıza, öfke. tepki ve isyan karışıyor.
Aslında kızıp öfkelenmenin fazla bir anlamı yok. Hele ki bu topraklarda.. Cumhuriyet Devletinin 100.yılını anıp,kutluyoruz,ne ala. Oysa ti, 100,yılını kutlayan bu millet, işte bugün Ortadoğu’yu kan gölüne çeviren dönemin Batılı ülkeleri İngiltere. Fransa ve İtalya’ya karşı verilen muhteşem ulusal kurtuluş savaşımı ile Cumhuriyet Devletinin kuruluşuna giden yolu açmıştı.
Ne de çabuk unuttuk ve unutmamız sağlandı. Düşüp kalkıp Yunan’dan söz edip, sanki milli kurtuluş mücadelesini salt işgalci Yunan ordularına karşı vermişiz gibi, masal üzerine masal anlatıp onlarca yıldır kendimizi inandırıyoruz. Nutku da, İstiklal Marşı’nı yazmış Mehmet Akif’i de tersten okuyup, yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerle mangalda kül bırakmıyoruz.
Oysa ki, Yunan, dönemin küresel efendileri, sömürgeciler ve emperyalist ülkeleri için sadece kullanışlı bir aparattı ve hepsi tepe tepe amaçları ve hedefleri için kullandılar. Oysa ki, ulusal kurtuluş mücadelesini İngiltere’yi ve Fransa’yı anlatmadan zerre anlatamazsınız, anlamazlar. Yunan’a takılıp. Kalırsınız .Sömürgeciyi ve emperyalizmi göremezsiniz, maskelenir. Osmanlıyı boğazlayanlar da, türlü hesaplar ve oyunlar peşinde koşup parçalayan ve işgalin önünü açıp, Osmanlıyı bitirenlerde onlardır. Bugün dövünüp ağlandığımız ve yaşananlar karşısında utanç duyduğumuz Filistin’de her şeyin mimarı da, Yahudileri bu topraklara taşımış olan da İngiltere’dir.
Kendi tarihine, soyuna sopuna yabancı bir ülke ve millet olur mu, bal gibi olur.! Yıllardır bu ülkede kullanılması sakıncalı ve belaya davetiye çıkartan sözcükler vardı. Sömürgecilik ve emperyalizm gibi.. Bu sözcükleri kullananlar hemen fişlenir ve sakıncalı diye ismi bir kenara dizilirdi. Bu sözcükler, bu terminoloji kaç kişinin başını yedi, silinmez ama kaç kişinin ekmeği zehir edilip, sürgün yedi bilinmez ama konu utanç ise dünden bu günlere utanılacak ne yazık ki çok şeyimiz var.
Oysa ki, bu ülkenin çocukları emperyalizme karşı ilk muzaffer baş kaldırının ve zaferi elde etmiş Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının çocukları ve torunlarıydı. Bu ulusal onur ve coşku bile bu millete çok görüldü. Biliyorum, bu sözcükler ve ifadeler çok kişiye ağır gelebilir ama yaşananlar ağır değil miydi?
Dünün Batısı bugün de aynı Batı.!
Bakmayın bunların ağızlarından dökülen insan hakları, adalet, özgürlük, bağımsızlık, demokrasi sözcüklerine. Aldanmayın! Batılı ülkelerin kazı kazan misali varlıklarını ve zenginliklerini kazıyın altından insanlığa karşı acımasız soygunları, zulümleri, cinayetleri ve soy kırımları çıkacaktır.
Günümüz ABD’si dünün İngiltere’si ve devamıdır. Bıden’ın ABD’yi Batı’nın ışığı olarak lanse etmesi oynanan tarihsel oyunun traji komik son perdesi gibidir. Bu nokta da kendi tarihinizle ile barışık olmanın önemi ortaya çıkıyor. Yoksa ABD’nin kuruluş tarihine baktığınız zaman, sömürgeci ve kolonyalist politikalara karşı Amerikan halkının verdiği mücadeleyi görmemek imkansız. Bu da AB’nin tarihsel çelişkisi ve trajedisidir.
Yaşananlara baktığımızda bugün tarihsel bir çatışmanın, çelişmenin tam ortasında bulunduğunu görüyoruz. İşgalci ve kukla ,soy kırımcı İsrail yönetimi görünürde olan ve gözüken. Arkasındaki besleyen ve kışkırtan güç odağı konumundaki ABD ve İngiliz, Batı empeyalizmi ve küresel kapitalizmle tanışmadan ve hesaplaşmadan yol alabilmek ise mümkün değil.
Esen kalın.