Türk devletleriyle ‘savunma sanayi’ oturumu
Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin üye; KKTC ve Macaristan’ın gözlemci sıfatı ile bulunduğu Türk Devletleri Parlamenter Asamblesi’nin (TÜRKPA) Milli Savunma Sanayi Komisyonu başkanları Türkiye’nin ev sahipliğinde bir araya geldi. İlk toplantı TBMM’de yapıldı.
Toplantının ana gündem maddesi Türk devletleri arasında savunma sanayine yönelik işbirliği yapılması, ortak projeler üretilmesi ve bu projeler ile ortaya çıkan savunma sanayi ürünlerinin kullanımı gibi başlıklar oldu.
Toplantıya TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, canlı bağlantıyla katıldı. Türk Devletlerinin işbirliğinin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, çok kutuplu dünya anlayışı içinde yeni bir dünya düzeni kurulduğunu, bu düzende Türk devletlerinin etkin rol alacağına dikkat çekti. Kurtulmuş, şöyle konuştu:
“Önümüzde büyük fırsat ve tehditler var. Bölgesel ve küresel riskler arttı. Bir araya gelmiş olmamız fevkalade değerli ve önemli. Bilim tarih ve kültürde ortak değerleri olan devletlerin ortak hedefler istikametinde güçlü gelecek planlaması önemlidir. Dünya dengeleri bakımından da ciddi fırsatlar geliyor. Çok kutuplu dünya sistemi ABD’nin tek kutuplu dünya sistemi yönettiğini sandığı bir döneme girildi ama şimdi tek kutuplu dünya düzenin çöktüğünü görüyoruz. Çok kutupluluk anlayışı içinde yeni bir dünya sisteminin kurulması için Türk devletlerine büyük sorumluluklar düşüyor. 300 milyonu aşkın nüfusla Türk dünyası çok kutuplu dünyanın önemli aktörlerinden.
Ortak geleceğe yürümek dünya barışının temini için imkandır. Tarihi sorumluluklarımızı yüklenmek zorundayız. Türkiye savunma alanındaki riskleri bertaraf etmek için uğraştı. Bizi örtülü ya da açık ambargo uygulayanlar bugün Türk savunma sanayinin liderlerden olduğunu görüyor ve hayret ediyor. Türk devletleriyle birlikte işbirliği yapmak, sadece ürünlerin alınması değil ortak projelerle bilgi ve birikimleri paylaşmak için bu toplantının hayırlı olmasını diliyoruz.
Türk devletinin üzerine düşen büyük sorumluluk da dünyada yeni adil hakkaniyetli bir sistemi kurmaktır. Kurala dayalı uluslararası sistem kalmadı. İki temel esası kabul eden yeni bir sisteme ihtiyaç vardır. Bunlardan biri insanların yaradılışta eşit olması. Bunun dışındaki fikirlerin dünyaya barış getirmesi mümkün değil. Türk devletleri olarak bu anlayışı hayata geçirmek için mücadele etmeliyiz. İkincisi ülkelerin egemenliğinin eşitliğidir. Büyüklükler ne nüfus ne ekonomik güçle belirlenemez. Devletler eşit egemenlikte olmadır.”
100 MÜŞTEREK KELİME BULALIMToplantıya ev sahipliği yapan TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar ise açılış konuşmasında, bölgesel avantajların riskleri de beraberinde getirdiğine dikkat çekti. Türk dünyası için 100 ortak kelime önerisini dile getiren Akar, şöyle konuştu:
“Diplomasiyi artırmamız lazım. Parlamentolar arası diplomasi ile bakanlığın yaptığı çalışmalara katkı sağlamamız çok önemli. Desteği sürdüreceğiz. Yasal mevzuatların uyum sağlaması ve faaliyetlerin artırılması gibi konular amaçlarımız arasında. İhtisas komisyonlarının işbirliğine de ayrı önem veriyoruz. Savunma ve güvenlik konuları stratejik işbirliği için önemli ve önceliklidir. Dostluk ve kardeşlik kara günde belli olur. Yakın dönemde Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün sağlanması, deprem felaketi, terör örgütleriyle mücadele gibi olaylarda sergilediğimiz ortak tavır çok önemli olmuştur. Türk dünyası dünyanın odak noktası haline geldi. Avantajımız varken bir yandan da çatışma bölgelerine komşu konumdayız. Yeni çatışmalar ortaya çıkmaktadır. Türk dünyası için hiç olmazsa 100 müşterek kelime bulalım.”
ASYA’NIN YÜKSELİŞİ SÜRÜYORAsya’nın yükselişinin sürdüğünü söyleyen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ise Türk devletlerinden İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına karşı somut adımlar atma çağrısında bulundu:
“Asya’nın yükselişi sürüyor Türk coğrafyasının önemi artıyor. Bu tablo risk ve fırsatları beraberinde getirmekte. Saflarımızı sıkılaştırmalıyız. Sorunlarımızı kendimiz çözmeli sorunları da fırsatlar gibi sahiplenmeliyiz. Türk dünyası hattı son gelişmelerde önemini tekrar gösterdi. Gazze’deki vahşetin kalıcı durdurulabilmesi için iki devletli çözüm hayata geçirilmeli. Türk dünyası ortak duruş sergilemeli. İhtilafın coğrafi yayılmasına karşı da katkıda bulunacaktır. İsrail’e yönelik uluslararası baskılar artırılmalı, bu çerçevede daha fazla ve somut adımlar atmaya çağırıyorum.”
Toplantı basına kapalı devam etti.