Yavru Vatan.!
‘Yavru Vatan’ olarak isimlendiğimiz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti(KKTC)’nin garantör devlet olarak Türkiye’nin 1974 Barış Harekatı ile ABD/ İngilizlerin yani Batı’nın taşeronluğunda Adadaki Türklere yönelik soy kırım ve vahşeti durdurması sonrasında 1976’da Kuzey Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu. 15 Kasım 1983'te Kıbrıs Türk Federe Devleti Meclisi self-determinasyon hakkını kullanarak oy birliği ile aldığı bir kararla, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni(KKTC) ilan edilirken, KKTC’nin ilk kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş oldu. Bağımsızlığını ilan eden KKTC’yi Türkiye dışında bugüne kadar kimse tanımadı. Birleşmiş Milletler yanı sıra Kıbrıs’ta Türkiye, ABD-İngilizler ve AB ve Yunanistan tarafından işgalci güç olarak ilan edildi ve KKTC’ye karşı diplomatik, ekonomik, askeri, sportif ve turizm gibi bir çok alanda hala ambargo uygulanmakta.
ABD’nin Güney Kıbrıs Rum yönetimine uyguladığı silah ambargosunu kaldırması, Yunanistan ve Adaları silah deposu haline dönüştürmesi ve Rusya’nın KKTC’ne sivil uçakların uçuşu ve inişine izin vermesi hemen sonrasında C.başkanı Erdoğan’ın Birleşmiş Milletler’de yaptığı konuşmada tüm ülkelere KKTC’yi tanıma çağrısı, uluslararası alanda KKTC’nin bağımsız ve egemen bir devlet olarak tanınmasının yolunun açılmasında atılmış dev bir adım oldu. C.başkanı Erdoğan’ın bu daveti sonrası başta Türk Cumhuriyetleri olmak üzere Rusya dahil bir çok ülkenin KKTC’yi tanıyacağına ve Batı’nın yıllanmış KKTC’yi yalnızlaştırma ve kuşatma politikalarının iflas edeceğini inanıyorum.
Çünkü, Kıbrıs ve Ege’de sömürgeci ile yeni sömürgeci ülkelerin masa başı oyunlarıyla Türkiye’den çaldığı Ege Adaları ve Batı Trakya Türktür ve Cumhuriyet Türkiyesi’ne aittir. Zaman ise eğrinin, eksiğin ve yanlışların düzeltilmesi tarihsel ve toplumsal gerçekliklerin artık giderilmesi, düzeltilmesi zamanına doğru evrilmektedir. Bu tarihsel görev ile sorumluluktan kaçış yok.!
‘Ana Vatan’ ve ‘Yavru Vatan’..! Anayı yavrusundan, yavrusunu anasından ayıramazsınız, Kimsenin buna gücü yetmez ama erken ama geç ana ile yavrusu birbirine kavuşur. Kavuşmak da yetmez. Yavrunun varlığını ve geleceğini güvence altına almak da başlı başına bir mücadele sorunudur. Yıllanmış özlemi, sevgi ve aşkı taçlandırmak, uluslararası başarıları kalıcı kılmak önemlidir.
Kıbrıs’ta yaşananları, kanlı tarihi, soy kırımları, Türklere yönelik katliam ve işkenceleri en iyi bilen yerleşim yerlerinin başında Gönen gelir. Bandırma’da başladığı eğitim-öğrenimine Gönen’de devam eden Kuleli Askeri Lisesi’nden mezun olduktan sonra Kara Harp Okulu’ndan teğmen olarak mezun olan ve aldığı pilotaj eğitimleri ile 1963’te yüzbaşı pilot olan Cengiz Topel, Kıbrıs’ta Erenköy direnişi ve Gemikonağı limanı operasyonunda uçaksavar ateşi ile düşürüldü. Rumlarca yakalanıp, Türkiye aleyhine konuşması ve bilgi vermesi için türlü işkencelere maruz kalan Topel, kurşunlanarak katledildi. Gönen, şehit evladını bağrına bastı ve şehrin en güzel, en işlek meydanına ismini vererek, Onun ismini yaşattı. Gönen şehit evladıyla, evladımız Gönen’le onurlandı, şereflendi.