Yolun sonu ve yol ayrımı.!
Her şey,1 Ekim 2024 tarihinde MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin, Meclis’in yeni yasama yılı açılışında DEM Partililerle tokalaşması ve ardından 22 Ekim tarihinde “Teröristbaşının tecridi kaldırılırsa, gelsin DEM Parti grup toplantısında konuşsun, örgütün lağvedildiğini haykırsın” çağrısında bulunması ile başladı.
O günleri anımsayın. MHP lideri Bahçeli’nin bu davranış ve konuşmaları sonrasında ne ‘bunaklığı’ ne de ‘geri zekalılığı’ kaldı. Ağzına gelen hakareti ve küfürü bastı.
Bahçeli ‘tınmadı’ ve yoluna cesaret ve kararlılıkla devam ederek, 26 Kasım’da “İmralı ile DEM grubu arasında yüz yüze temasın gecikmeksizin yapılmasını bekliyoruz” dedi. DEM Parti, İmralı’yı ziyaret için Adalet Bakanlığı’na başvurdu ve 28 Aralık’ta İmralı Heyeti, Öcalan’la ilk görüşmesini yaptı.
Sonuçta, 27 Şubat’ta DEM Parti Heyeti, İmralı’ya gitti. Heyet aynı gün Öcalan’ın PKK’ya kongresini toplayarak kendini feshetme çağrısında bulunduğu mesajını kamuoyuna duyurdu.
PKK lideri Apo’nun bu açıklaması ve çağrısının hem PKK nezdinde hem siyasi çevrelerde hem de uluslararası camiada şok dalgaları yaratması kaçınılmazdı ve öyle de oldu.
Konu, PKK’nın 12. Kongresini toplaması ve örgütü feshetmesine, silah bırakma kararını açıklamasına kadar uzandı.
Daha önce konu ile ilgili yazılarımda belirtmiştim ve yine tek kelimeyle vurguluyorum: Türkiye, 47 yıldır , ülke, millet ve TSK ile kolluk güçleri eliyle hesaplaştığı PKK terör örgütüne karşı tarihsel bir zafer ilan etti ve bu mücadelede kazanan taraf oldu.
Bu sonucu PKK da dahil uzantıları ve ülke içindeki bir çok çevre, kişi sindiremedi, kabullenemedi. Peki, bunun bir anlamı var mı, YOK! Çünkü, PKK, yenildi ve bitti!
Siyaset bilimini ve siyaseti iyi- kötü bilenler olayı gayet iye görüyor ve biliyorlar ki, PKK tarihin çöplüğünde yerini alacak! Sadece sosyoloik, psikolojik, siyaset bilimi açısından bile PKK faktörünün bitmiş ve kanlı, kirli bir dönemin kapanmasının önümüzdeki süreçte çok yönlü sonuçları olacaktır.
Gelişmeleri yakından takip ediyor ve ‘Terörsüz Türkiye’ konusunda yaşanan sızıldanmaları, şikayetleri, tepkileri izliyor ve görüyorum ama nafile.! Neymiş, PKK 12. Kongre açıklamasında Lozan’a saldırmış, Türkiye’yi soy kırımcı ilan etmiş. Örgütlü yapısını yine koruyormuş, muş-miş.. Şaşırdınız mı, karşınızdaki mal bu.! Sonuçta ananıza-avradınıza, imanınıza, bayrağınıza da sövebilirler.
Dedik ya, mal bu.!
Ulusal öz güvenimizi ve irademizi korumak ve güçlendirmemiz gerekiyor. Bu tür beyanlara ve sızlanmalara takılmamak ve elde edilmiş tarihsel zaferin tadına varmak gerekiyor. Türk’ü ve Kürd’ü ile millet farkında ve meydanlarda halay çekiyor. Neden? Çünkü, ok çoktan yaydan fırladı ve varması gereken yere, menzile ulaştı. 47 yıldır başımızın belası olan, onlarca yüzlerce binlerce canımıza kal olmuş ve ekonomik maliyeti 2 trilyon dolara ulaşmış bir terör belasından kurtuluyoruz.
Ancak, gelişen tepkileri, eleştirileri de yabana atmamak gerekiyor. Ciddiyetle ve samimi olarak, PKK’nın 12.Kongre açıklamalarında dile getirilmiş beyanları titizlikle sorgulayan ulusalcı ve yurtsever bir kanat da var. Bu kanadın uyarıları titizlikle dikkate alınmalı ve duyarlılığı sorgulanmalı.
Kuşkusuz, terör örgütünün teslimiyeti kabul edip, beyaz bayrak sallaması önemli ama önümüzde aşılması gereken daha uzun ve sancılı bir yol var. Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Erdoğan’ın beyanıyla ‘eşik’ aşıldı ya sonrası.? Bu önemli ve ayrıca önemli olan bir konu daha var.
Türkiye’de PKK terör örgütü dışında varlığını ve faaliyetlerini silahlı mücadeleye dayandıran bir çok ‘sol’ örgüt var. Ki bu örgütler, yıllardır PKK ile birlikte yürüyor ve zamanla PKK’laştılar.. PKK’nın silahları bırakması ve kendisini feshetmesiyle önümüzdeki günlerde ülkemizde faaliyet gösteren bir çok marjinal, kriminal silahlı grup ya kendisini feshedecek ya da silahlara ‘elveda’ diyecektir. Sonuç olarak, PKK’nın silah bırakması ve kendisini feshetmesinin ülkemiz toplumsal ve siyasal yaşamında köklü bir çok değişime yol açması kaçınılmaz görünüyor.
Hep vurguladık. Türkiye dünün Türkiyesi değil. Ülkenin değişim ve dönüşümünü anlayamayan ve kavrayamayanlar sınıfta kalacaklar. Burada sorun, AK Parti ve MHP veya Cumhur İttifakı değildir. Hele ülkenin yaşadığı sorun ve sıkıntılar toplamını kişiler üzerinde odaklamak(Erdoğan düşmanlığı gibi..) tam anlamıyla aptalcadır.
Esen kalın..