Ülkemiz ekonomik yapısını, kurulu  şirketleri,sermaye ve işeyiş,üretim ve pazarlama başarıları gibi bir çok konuda iş dünyası ile akademik bir çok çalışma yapılmakta.Şaka falan değil  yapılan araştırma ve analizlere göre ülkemizde kurulu şirketlerin 96’sı  yanı sıra  KOBİ’lerin 99’ unu aile şirketleri oluşturuyor. Başkan belirtelim: Bu ‘gelişmiş’  başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerde de farklı değil,.Bu analiz ve değerlendirmelere göre ise, ülkemizde aile şirketlerinin ortalaya ömrünün 34 yıl olduğuna dikkat çekiliyor.

Kuşkusuz iş dünyası,iktisatçılar ve bilim insanları ekonomik ve sosyal yaşamda kilit rol üstlenmiş aile şirketlerinin devamlılığı ve sürdürülebilirliği üzerine çok yönlü araştırma ve değerlendirme çalışmalarını gerçekleştirerek,bunun nedensellikleri üzerine kafa yoruyor ve kuşkusuz bunun birden çok nedeni var.

Bunda şirketlerin kurumsallaşması,şirket yönetimlerinin  ve aparatlarının profesyonelleşmesi,  kan bağı ve geleneksel ve duygusal aile içi  bağlayıcı-engelleyici  etkileşimlerden uzaklaşarak iktisadi yaşamın gerekliliklerinin karşılanması,kültürel donanımın ve eğitim yanı sıra vizyoner bir anlayış ve  tarzın öne çıkması,girişim+rasyonalite+yatırım+üretim ve pazarlama ve rekabet ruhunun korunması,dijital çağın gerekliliklerini kucaklama  gibi onlarca neden sıralayabiliriz.Kuşkusuz bu mülkiyet ile serveti uzun vadede korumak sürekli yenilenip,dönüştürmeyi de içeriyor.

Bu iktisadi ve sosyal açıdan zorlu bir süreç.

Çünkü,dijital çağa ve piyasa koşullarına,iktidarların izlediği ekonomik politikalar ile  ülkemizde yaşandığı gibi sürekli artan maliyet artışlarına,politik krizlere, bölgesel gerginlikler yanı sıra yaşanan bölgesel savaşlar ile   iklim değişikliğinin neden olduğu sorun ile sıkıntıların da ötesinde dünya ticaretinde söz sahibi  ülkeler ile Küresel Efendilerin dünya ticaretine yön verme ve haksız rekabet düzenleri gibi kişisel ya da yönetimsel  iradenizi aşan kendi içinde sürekli bir çok değişkenlik içeren ortamda büyük bir mücadele örneği  vererek ayakta kalmak zorundasınız. Bu aile şirketleri kadar ülkelerin hatta milletlerin varlığı ve geleceğini garanti ve güvence altına alma sorunudur. Bir ülkenin başta ekonomi olmak üzere  bağımsızlığını ve egemenliğini koruyabilmesi bundan dolayı  yaşamsal bir sorundur.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı (TOBB)  Hisarcıklıoğlu’nun TOGG tesislerinin açılışında kimi çevre ve kişilerin ‘yapamaz,beceremezsiniz’ hezeyanlarının  yatırımın gerçekleşip yerli ve milli arabanın üretilmesi sonrası ‘ pazarlayıp,satamazsınız’ eleştirilerine karşı  ‘hep birlikte başarır, satarız’ teminatı vermesinin anlamı büyük ve ülke ile millet olarak  ihtiyaç ve özlem duyduğumuz öz güvenin  işaretidir.İktisadi yatırımlarda öngörü ve planlama ne kadar önemli ise moral motivasyon da bir o kadar önemlidir.