Önce Türkiye Tabipler Odası Genel Başkanı Fincancı’nın  PKK iltisaklısı bir TV kanalında dillendirdiği  ve TSK’nin operasyonlarında kimyasal silah kullandığına yönelik itham … Bu ithamlara destek veren CHP Genel Başkan Yardımcısı Tanrıkulu’nun beyanlarını izleyen kimi STK’lar ile kimi sosyal paylaşımlar…

Gözbebeğimiz TSK’ni  hedef alan bu beyanların devlet, iktidar ama en önemlisi toplumumuzda etki-tepkileri, basın da tartışmaları yaşanırken  CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun  Türkiye’nin cari açığının uyuşturucu ticareti ve parasıyla karşılandığı yönünde  Emniyet ve Jandarma ile İçişleri Bakanlığı ve iktidarı hedef alan ithamları..

Bu gibi konularda iddia ile itham sözcüklerini birbirine karıştırmamak gerektiğine inanıyorum. Çünkü, hiçbir resmi ya da gayriresmi belge ve bilgiye dayanmayan bu beyanlara ‘iddia’ bile demek imkansız. Halk nezdinde bunun adı ‘ deli saçmalıkları’ dır.

Peki, ülkenin ana muhalefet partisi lideri ve milletvekili olan bir kişinin ülkesinin  ve milletin doğrudan varlığını ve geleceğini, güvenliğini ve huzurunu  ilgilendiren bir konuda  ‘başörtüsü’ gibi  suni gündemlerle ortalığı karıştırmaktan öte  ‘kimyasal silah’ ve ‘uyuşturucu ticareti ve geliri’ gibi  konumuz iktidar ya da kişiler değil Devletini ve milletini töhmet altında bırakacak ‘deli saçmalıkları’ ile oynaşma hakkı var mı.?

Hayır, yok ve bu zat-ı muhteremin 2023 C.başkanlığı seçimlerinde başkan adaylığı söz konusu.!!!

Keza, ülkemizi, devlet kurumlarını, özellikle C.başkanlığı’na bağlı TSK ve MİT yanı sıra İçişleri ile Savunma Bakanlıklarına  karşı sorumlu Jandarma ve Emniyet teşkilatlarına, personeline bizzat C.başkanı Erdoğan ile Bakanları Soylu ile Akar’ın kişiliklerine yönelik  başka ABD olmak üzere AB ülkeleri, uluslararası istihbarat örgütleri ile bunlarla işbirliği içerisinde bulunan ülke ve yönetimlerin  hasmane ve düşmanca tavırları biliniyor ve bu sürpriz değil. Bu ülke ve yönetimleri, istihbarat örgütlerinin ülkemizi  başta TSK ile Emniyet teşkilatımız olmak üzere  devlet kurumları ve yönetenlerini ‘kimyasal silah’ ve ’uyuşturucu ticareti-geliri ’ gibi bu ve benzeri  istihbarat  kumpaslarından, kara propagandaları ve algı operasyonlarından korumak ve savunmak, savuşturmak  her Türk yurttaşının asli görevi. Bunun kişilerle ya da particilikle hiçbir ilgisi bulunmuyor ve yok.!

Şunu yurttaş ve toplum olarak çok iyi biliyoruz. Türkiye, dünün Türkiyesi değil ve Türkiye, Türkiye ile sınırlı bir ülke değil. Bunu dostlarımızda düşmanlarımız da çok iyi biliyor. Küresel Efendi ABD, AB, NATO’da Türiye’nin ülke olarak gelişip güçlenmesi ve uluslararası camiada varlığını arttırmasından rahatsız olmanın ötesinde içimizdeki işbirlikçileri aracılığıyla kaygı ve endişelerini saklamayıp, açıkça dışa vurup, korkuyorlar.

2023 C.başkanlığı seçim sonuçlarına yönelik beklenti ve oyunlarının boşa çıkacağını gördükleri ve bildikleri için korku içerisinde deli saçması ithamlara dört elle sarılmaları boşuna değil. Gerçekleşecek seçimlerin sonucunu değiştirebilmek için değişik ve yeni yeltenişler ve provakasyonlar içerisine giriyorlar ama burası Türkiye ve seçim sonucu ne ABD ne de İngiltere de belirlenecek. Seçim sandıkları Türkiye’de kurulup, millet  ve bir türlü beğenmedikleri ‘göbeğini kaşıyan adam’, ’makarnacı’ ‘cahil’ seçmen  tercini ve iradesini sandığa yansıtarak  ülkenin kaderini belirleyecek.