Ekonomi ile siyasetin dili
Haber
26 Ağustos 2022 - Cuma 11:40 Bu haber 1796 kez okundu
 
Ekonomi ile siyasetin dili
Gazeteci-Yazar Engin Arıcan, enflasyon ile faiz ilişkisini ve neoliberalist ekonomik-politikaları değerlendirdi.
Manşet Haberi
Ekonomi  ile  siyasetin dili

Yalanla dolanla, algı operasyonları ile ne enflasyon ile hayat pahalılığı düşer ne de yüksek  faiz politikası son bulur. Yüksek enflasyon ve  temel gıda ürünlerinde başta tedarik ve aşırı fiyatlanma sorunu yaşayan ABD ve AB’de  tüm ülkeler ve merkez bankaları çözüm adına merkez bankası faizlerini yükseltmekte buldu ve başından beri dolarizasyona ve yüksek faize savaş açmış Başkan Erdoğan ile TCMB  ve ekonomiden sorumlu bakanlar neoliberal muhalefet  temsilcileri, kimi akademisyenler ve kimi basın organları  tarafından yerden yere vuruluyor.

 

Fiyatlar genel düzeyinin sürekli artış halinde olmasına yani arz ile talep arasında yaşanan dengesizliğe  en genel ifadeyle enflasyon diyoruz. Yani birkaç mal veya hizmetin fiyatının artması enflasyon olarak kabul edilmiyor. Enflasyonu tetikleyen talep ile arz(üretim) arasındaki dengesizlikle ki buna talep enflasyonu diyoruz. Bir de  üretim girdi ve maliyetlerinde (enerjiden, ham maddeye, kiradan, emeğe yani işgücüne, artan faiz ile vergi maliyetlerinde yaşanan artışın neden olduğu maliyet enflasyonudur.

 

Dünye da enflasyon+faiz+aşırı fiyat ilişkisi yeni üzerinde konuşulup, tartışılan bir konu olmamanın ötesinde uzun yıllar yüksek enflmasyon ve yüksek faiz cenderesi aracında sıkışmış, bunun çok yönlü ağır faturalarını ödemiş ülkemiz de bu konu aşina olduğumuz ve  büyük deneyim sahibi olduğumuz bir konudur.

 

Enflasyon hakkında neoliberal (veya ana akım) ekonomi teorisinin iki farklı tanımı var.1.si, ABD’li ekonomist Milton Friedman’ın parasalcı (monetarist) yaklaşımıdır. Bu teoriye göre enflasyonun temel nedeni para arzıdır ve para arzı arttıkça enflasyon artar. Dolayısıyla enflasyonla baş etmek için para arzının azaltılması yani sıkı para politikası izlenmesi gerekir. Neoliberallere göre çare, merkez bankalarının faizleri arttırarak yüksek faiz politikası gütmesidir. Geçmiş yıllardaki IMF’nin kurtuluş reçetelerini anımsayın. Bu ekonomik-politika iflas etmiştir.

 

2.çözüm ünlü ekonomist John Maynard Keynes’çi teori ve politikalardır. Buna göre de enflasyonun asıl sebebi tüketicilerin yüksek talebine dayanır. Yani tüketicilerin enflasyon beklentilerini kontrol ederseniz tüketici talebini düşürürsünüz. Böylece enflasyonu kontrol altına alırsınız. Bunun için yüksek maliyetli yatırımların durması, ücretlerin aşağı çekilmesi, tüketici taleplerinin sınırlandırılması gibi ekonomik tedbir  ve önlemler gözetilir. Bu teori ve tezin de yetersizliği ve çözüm olmadığını yaşayarak gördük. Çünkü, kapitalizmin kaotik ve  dış müdahalelere, manipülasyonlara açık yapısı, tekelleşme ve  plansız gelişme gibi onlarca etmen bu teori ve tezlerin çözüm olmasını imkansız kılıyor. Yani neoliberal iktisatçıların kitaba bağlı parasalcı  çözüm önerileri bitmiş, tükenmiş durumda. Kamuyu  ve üretimi dışlayan sıcak para politikaları ile derde deva olabilmek mümkün değil.

 

Ekonomi-politikte yaşayarak bir şeyi öğrendik. Tarihsel ve toplumsal vakalarda tekerrür bir alışkanlık haline dönüşüyor ise trajedi, çözümsüzlük süreklilik kazanıyorsa komediye dönüşür. Bilimsel olarak deneyimlerimizden ders çıkartıp, yeni şeyler söylemek, ülke ve millet lehine yeni ekonomik-politikalar üretmek zorundayız. Bu zor da olsa mümkün ve ülkemizin ekonomide yaşanan onca sorun ve sıkıntıya karşın ekonomide üretim ve ihracatta yakaladığı son yıllardaki büyük başarısı, yerlilik ve milliliğin yaşamın her alanında inatla gözetilme çabası bunun mümkün olduğunu da bizlere gösteriyor. Dedik ya ulusal özgüven bunun için vazgeçilmez olmalı..

Kaynak: Editör:
Etiketler: Ekonomi, , ile, , siyasetin, dili,
Yorumlar
Haber Yazılımı