EMITTFuarı’na dair haberler yazıp duruyoruz günlerdir.

Şöyle tanıtıyoruz, böyle tanıtıyoruz, en iyisiyiz, standımız muhteşem…

Gastronomi şehri, sağlık şehri, turizm şehri…

Coğrafi işaretli ürünler, zeytin, peynir, ekmek, zeytinyağı, süt ürünleri…

Tarih, kültür, doğa, deniz, dağ, tepe…

..ve dahi Balıkesir Kahvaltısı ile Balıkesir Pullusu!

Birkaç ekleme ve değişen stant konsepti dışında pek bir fark yok eskiye göre.

Yani daha önceki yıllarda da EMITT’te kendimizi tanıttık, potansiyelimizi sergiledik, broşürler, eşantiyonlar, ikramlar falan.

..ve hep aynı yüzler, aynı ziyaretçiler.

Her yıl stant stant dolaşıp belediyelerin saçtığı eşantiyonları toplayan klasik kalabalık.

***

İSTANBUL Feshane’deki ‘Balıkesir Günleri’ geldi aklıma.

Yıllar önce gitmiştik. Balıkesir’in yerel yönetimleri ve yerel firmalarının stantları arasında, bizim Gazeteciler Cemiyeti’ne de yer gösterdiler. Yerel gazeteleri dağıttık gelene gidene.

Üç gün boyunca, dönüp dolaşıp aynı stantları ziyaret edenlerin çoğu bedava yiyecek, eşantiyon, hediye derdindeydi.

Öğle saatlerinde kalabalıklaşıyordu ortam; ara paydosta bedavaya karnını doyurmak için geliyordu millet.

Peynirden tat, zeytinden tat.. Çerezi, kurabiyesi, kanepesi, tatlısı, tuzlusu… İki tur yaptın mı, tıka basa doydun demektir.

Bir de hırsızların mekanıdır buralar. Feshane’de fotoğraf makinamı çaldırdım meselâ.

Bazı belediyelerin gıda yüklü kamyonlarını soyup soğana çevirdiler!

Feshane’deki Balıkesir Günleri de, tıpkı Ankara’daki tanıtım günleri gibi hayal kırıklığıydı aslında.

***

EMITT’e bakıyoruz; yüzde doksanı belediye standı.

Yani belediyeler olmasa tam takır kuru bakır.

Ne yapacaksın; turizm acentelerinin broşürlerini mi yiyeceksin fuarda?

Büyükşehir Belediyesi meselâ, dünyanın parasını harcadı stantlar için.. Tanıtım materyalleriyle beraber yiyecek içeceği doldurdu, gelen giden tatsın diye.

İlçe belediyeleri de öyle.

Sonuçta peynirleri var bu şehrin, zeytinleri var, süt ürünleri, unlu mamulleri, eti, kaymağı, balı falan.

Doldur kamyonlara, taşı İstanbul’a.

Fuar ziyaretçileri yesin içsin.

Tanıtım için masraf yapacaksın elbette.

Ne ki, EMITT de ‘dünyanın en büyük beş fuarından biri’ diye tanıtılsa da, ulusal hatta yerel boyutta.

Bir önceki yıldan bildiğini, bir sonrakinde de görüyorsun.

Farklı bir şey yok.

Kendi kendine tanıtım, kendi kendine enformasyon.

***

BU işler için dünyanın elemanı da taşınıyor fuara.

Valileri, kaymakamları, belediye başkanlarını, bürokratları saymıyorum; görevlendirilen personel zaten fuar alanını dolduruyor!

Tüm Türkiye’den, fuar için İstanbul’a giden binlerce personel.

Bunların yemesi içmesi, yatması kalkması, ulaşımı falan.

Otellere ödenen paraların haddi hesabı yok.

***

İŞTE fuardan gelen fotoğrafları gördük…

“En muhteşemi bizimki” dedikleri stantlarda, hemen hergün birbirini gören abiler ve ablalar poz veriyor. Farklı kim var?

***

BALIKESİR’in tanıtımını, az çok Balıkesir’i tanıyanlara yapıyoruz yani.

Tamam; gastronomisiyle, tarihi değerleriyle, doğasıyla, deniziyle, termal özellikleriyle, her şeyiyle bu memleketi tanıtmak faydalı bir iş.

Bunu dünyanın saygın uluslararası fuar organizasyonlarında yapın, yurt dışında yapın, Avrupa’da, Asya’da, Afrika’da, Amerika’da, ne bileyim işte dünyanın dört bir köşesinde yapın.

Oralardaki turizm şirketleriyle, iş alemiyle, acentelerle, potansiyel müşterilerle falan paslaşın.

Yoksa, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açmış senin standı, bilmem hangi bakan gelip ziyaret etmiş, çok beğenmiş; anlamı yok!

Fuarın politikacı konuklarıyla pozlar vermişsin, küp küp kestiğin keçi peynirinin, kırma zeytininin tadına baktırmışsın, eline iki üç tane tanıtım broşürü tutuşturmuşsun; hikaye.

***

EMITTdedikleri organizasyon, belediyelerin yarışması gibi bir şeye dönüştü.

Fuar sonunda en iyi stant, en muhteşem tanıtım, en çok potansiyele sahip il – ilçe ödülleri de dağıtsınlar olsun bitsin.

***

YURT dışındaki organizasyonları kollayacaksın. Oralara davet ettireceksin kendini.

Malını oralarda tanıtacaksın.

Uçan kuşun kanadı kırılmaz faslında, Balıkesir’in tanıtımına bizim de az biraz katkımız olsun, millet ne olup bittiğini okusun bilsin diye EMITT muhabbetine dair güzel şeyler yazıyoruz ama..

Kendi düşüncemi ortaya koymak adına..

Bunları da yazma gereği duydum.