Tüm,konuyla ilgili yazılı basın açıklamasında şöyle dedi:

"2017 yılında Cumhuriyet Halk Partisi Karesi ve Altı eylül ilçe örgütlerimizin olağan genel
kurulu toplantılarında yapmış olduğum konuşmalardan dolayı hakkımda "Cumhurbaşkanına
hakaretten" bir dava daha açılmıştı. Geçtiğimiz yıl yapılan yargılama sonucunda berat
etmiştim. Fakat bu berat kararı tek adamı ve avukatlarını memnun etmemiş olacak ki dava
kararına itiraz edilmiş ve dosya yeniden görülmek üzere istinafa gönderildi.
Bu nedenle davam yeniden 14 Nisan Perşembe günü saat 10.30'da Bursa Bölge Adliye
Mahkemesi 2.Ceza Dairesinde görülecektir.
Maalesef ülkemizde gerçekleri dile getirdiğimiz için Cumhurbaşkanına hakaret gerekçesiyle
yargılanıyoruz.
Susarak suça ortak olacağıma, konuşarak suçlu sayılmaktan onur duyarım. Bu iktidar
tarafından sakıncalı piyade olmayı gurur, mahkeme celplerini de tak sayarım.
Gerçekleri söylediğim için bir bedel ödenecekse ben o bedeli ödemeye razıyım.
Ülkemize yeniden adaleti, barışı, hoşgörü ve demokrasiyi getirmek için mücadele etmeye ve
gerçekleri dilimiz döndüğünce söylemeye devam edeceğim. Hiç bir güç bundan beni
alıkoyamaz.
Biz siyasetçilerin görevi ülke sorunlarını dile getirmek ve bu sorunları çözmek için görüş ve
öneri sunmaktır.
Siyasi iktidarların hukuksuz icraatlarını eleştirmek bizlerin en doğal hakkıdır. Bu konularda
görüş ve düşüncelerimizi Anayasanın 26. maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen “Herkes,
düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak
açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar maddesine dayanarak, yine
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 9. Maddesinde “Herkesin düşünce, vicdan ve din
özgürlüğüne, 10. Maddesinde, “herkesin ifade özgürlüğüne” sahip olduğu belirtilmiştir.
Biz de Anayasada ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde ifade edilen hak ve özgürlükleri
kullanarak düşüncelerimizi açıkladık. Amacımız birilerine hakaret etmek değil gidişatın yanlış
olduğunu dile getirmekti. Aleyhimize açılan soruşturma ve davalar düşünce ve görüşlerimizi
özgürce ifade etmemizi engelleyemez. Ayrıca biz gücümüzü yasaların yanında
haklılığımızdan ve halkımızdan alıyoruz.
Son olarak şunu ifade etmek isterim. Mahkeme sonucu ne olursa olsun gerçekleri ve
doğruları dile getirdiğim için halkın vicdanında beraat edeceğime inanıyorum."