ürk-İş, haziran ayı açlık yoksulluk sınırı araştırması sonuçlarını açıkladı. Fiyat artışlarının tırmanmaya devam ettiği vurgulanan açıklamada, “Hanelerde kullanılan doğalgaza bu ay yapılan yüzde 30’luk zamla birlikte yılbaşından bu yana yüzde 75,5’lik zam yapılmış oldu. Elektrik üretiminde ve sanayide kullanılan doğalgaza da yapılan zamların yanında, sürekli artan benzin ve motorin fiyatları da üretici ve tüketici fiyatlarını arttıran en başat sürükleyici etkenlerdendir. Bu sebeple, önümüzdeki aylarda yüksek enflasyon ile yaşam mücadelesi verilmesi kaçınılmaz görülüyor. Haziran 2022 Tüketici Güven Endeksi’nin tarihinin en düşük seviyesinde olması fiyatlama davranışları bozulan tüketicilerin de bu öngörüye sahip olduğunu işaret ediyor.” denildi.

Resmi verilerle Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi’nin yıllık 155 (geçen yılın aynı ayında yüzde 20 idi) olması ve tarımsal girdi fiyat endeksinin yüzde 113’e çıkmasının milli ekonominin temeli olan tarımda, çiftçilerin girdi maliyetlerine yetişememesinin yanında maliyetlerini hesaplamakta bile zorlanmalarına neden olduğu kaydedilen açıklamada, üreticinin endişe ve fedakârlığa, tüketicinin de yüksek fiyatlardan almaya mecbur kaldığı bildirildi.

YOKSULLUK SINIRI 20 BİN 818 TL

Türk-İş araştırmasının 2022 Haziran ayı sonucuna göre açlık ve yoksulluk sınırı şöyle oldu:

Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 6 bin 391 TL oldu.

Gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı (yoksulluk sınırı) 20 bin 818 TL’ye yükseldi.

Bekâr bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 8 bin 313 TL olarak belirlendi.

MUTFAK ENFLASYONU

Türk-İş’in araştırmasında haziran ayındaki “mutfak enflasyonu”ndaki değişim de şöyle:

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarındaki artış bir önceki aya göre yüzde 6,2 oranında hesaplandı. Son on iki ay itibariyle “mutfak enflasyonu”ndaki artış oranı yüzde 117,29 olarak hesaplandı. Altı aylık değişim oranı yüzde 55,96 oranında oldu.

ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

Uzmanlar çarşamba günü (bugün) Asgari Ücret Komisyonu’nun toplanacağını belirterek bu toplantıda Türk-İş’in açlık yoksulluk sınırını araştırmasının baz alınmasını istediler. Geçen yıl açlık sınırının eylül ayında asgari ücretin üstüne çıktığını anımsatan uzmanlar şunları söylediler:

“Bu yıl başında asgari ücrete yüzde 50 zam yapıldı. Ancak enflasyon bu zammı bir ayda eritti. Şubat ayında asgari ücret açlık sınırının altında kaldı. Türk-İş araştırmasına göre açlık sınırı 6 bin 391 TL. Yani asgari ücretin yaklaşık yüzde 50 üstünde. Bu asgari ücretlinin alım gücünün ne kadar düştüğünün göstergesi. Asgari Ücret Komisyonu asgari ücreti en az açlık sınırı seviyesinde belirlemelidir. Bu da aslında kayıptır. Çünkü önümüzdeki aylarda zamlar devam edecek asgari ücretlinin alım gücü daha da azalacaktır. Eğer gerekli önlem alınmazsa açlık sınırı asgari ücretin iki katını aşar. Bu da ciddi sıkıntılara neden olur.”

‘ASGARİ ÜCRETE ENFLASYONUN ÜZERİNDE ZAM YAPILMALI’

HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, asgari ücrete enflasyonun üzerinde zam yapılmasını ve bunun toplu sözleşmelere tabi olan çalışanlara da yansıtılmasını istedi.

Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan dün Ankara’da gündemdeki asgari ücret zammıyla ilgili konuştu. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda tüm işçi sendikalarının üye sayısı oranında temsil edilmesi çağrısını yineleyen Arslan şunları söyledi:

“Yaşanan yoğun fiyat hareketleri, yaşadığımız hızlı zamlar, önü arkası belli olmayan her gün değişen etiketler, fiyatlar, ocak ayında büyük umutlarla belirlediğimiz asgari ücreti anlamsız hale getirdi. Onun için bu çabamızın karşılık gördüğüne tanıklık etmek bizim için gurur kaynağı… Bütün ücretlilerden bir yıl süreyle gelir vergisi alınmamalı… Bütün çalışanların ücretlerine özel olarak uygulanacak, onlara da aynı şekilde yansıyacak bir modeli gerçekleştirmeyi umut ediyoruz, istiyoruz ve bekliyoruz.”