Reklamı Geç
YAZARLAR
Biz neden saçmalıyoruz?; Savaşa hayır!
Engin ARICAN
28 Haziran 2024 - Cuma 17:33
39 defa okunmuş.

 

Milli Savunma Bakanlığının (MSB), faaliyetlerine ilişkin Haftalık Basın Bilgilendirme Toplantısı gerçekleştirildi ve MSB kaynakları, birinci ve ikinci dünya savaşlarında olduğu gibi topyekün bir üçüncü dünya savaşı riskinin olduğunu belirterek, Türk Silahlı Kuvvetlerinin her türlü senaryoya hazır olduğunu ifade etti.

 

O parti veya bu parti değil ve bunun hiç bir önemi yok. Türk halkının siyasal açıdan ayrımsız, ülke ve dünya meselelerine somut bir yaklaşımı ve net bir duruşu var: O da konu Türk Silahlı Kuvvetleri ise akan sular durur.

 

Hepimizin ailesi, çocukları, kimimizin torunları var. Konu ailemiz olduğunda da akan sular hepimiz için durur. Şakası yoktur ve konu gevezeliği gelmez. En üst perdeden Silahlı Kuvvetler adına Savunma Bakanlığı adına konuşuluyor ve olası bir 3.Dünya savaşına ordumuzun hazır olduğu ve hazırlıklı olduğu ifade ediliyor.

 

Biz, millet olarak savaş görmüş, yaşamış bir milletiz ve savaşın ne anlama geldiğini iyi biliriz. Osmanlı’nın son yıllarında farklı cephelerde on binlerce insanı kırılmış, on binlercesi esir düşmüş, perişan kılınmış, yokluk ve yoksulluk yaşamış bir milletiz. Yetmemiş… Mondros Antlaşması ile canına ot tıkayan döneminin emperyal ve sömürgeci ülkeleri İngiltere, Fransa, İtalya ile uşakları Yunanistan’ın vahşetine, zulmüne, soy kırımına tanık olmuş ve ‘önce vatan” diyerek egemenliği ve istiklali için mücadele vermiş bir milletiz.

 

Çok değil, 100 yıl önceki kanlı boğuşmayı yaşamış ve tanık olmuşlar hala aramızda… 2024’ün dünyasında etrafımız ateş çemberi ve Ukrayna ile Gazze’de her gün silahlar, bombalar patlarken oluk oluk kan akıyor. Bu kadar mı, hayır? Başımızda onlarca bela ve leş kargası var.

 

Milli Savunma Bakanlığı’nın açıklamaları öncesi Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da olası bir 3.Dünya savaşı konusunda uyarıları olmuştu. Askeri uzmanlar, dış politika uzmanları, akademisyenler, gün görmüş siyasiler bir koro halinde hep uyarıyor: Olası bir dünya savaşı kapımızda ve bu savaş nükleer bir savaş olacak.!

 

Satılı ülkeler, başta İngiltere ve Almanya, Fransa’nın tüm Avrupa’yı içine alan panik havası ortada. Askerlik bir çok Batılı ülkede yeniden zorunlu kılınırken, deli savaş bütçeleri harcanıp, kuru gıda ve özellikle su depolanıyor.

 

Peki, tüm dünyada bunlar yaşanırken, biz ülke olarak ne yapıyoruz? İşi gücü bıraktık normalleşme mi yumuşama mı, iktidarı ve muhalefetiyle karşılıklı laflaşıp, laf öğütüyoruz. Gündemlerindeki konuları toplayın hepsi laf kalabalığı ve hikaye. Herkes sırasıyla iktidar ve muhalefetiyle birbirine ömür biçiyor. Gerçekleşen genel seçimlerin daha dumanı tüterken, sonu olmayan erken seçim tartışmaları yaşanıyor. Yaşanan ekonomik kriz ve hayat pahalılığı siyasi ikbal tartışmalarına konu oluyor.

 

Bölgemizde ve dünyada yaşananlar ortadayken  bunların bir anlamı var mı, yok.! Anlamı olmadığı içindir ki, halk bu tartışmalarla, ayrışma ve kapışmalarla ilgilenmiyor.

 

Neden?

Çünkü, en lokal düzeyde vatanın geleceği ve milletin ulusal güvenliği ve huzuru tehlikede. Şaka değil, konvansiyonel bir savaştan değil, nükleer bir savaştan söz ediyoruz. Nükleer bir savaş bir bölgenin ya da bir ülkenin değil, gezegenin ve tüm insanlığın yok edilmesi ve imhası anlamını taşıyor. Somutlarsak, ailelerimiz ve çocuklarımız, torunlarımız ama en önemlisi milletin varlığı, soyumuz tehlikede.

 

Tehdidin ve saldırının baş sorumlusu kimler: Başta ABD ve Siyonistler, Batılı kapitalist ve emperyalist ülkeler. Bu güç odakları bize yabancı mı? Hayır..! Sömürgecilerin, kapitalist emperyalist ülkelerin saldırganlığını, tacizlerini, savaş kışkırtıcılığını dünden bugüne biliyoruz, aşinayız.

 

O nedenle saçmalamanın, gevezeliğin hiç bir anlamı ve hükmü yok. Milletimizin ve insanlığın varlığı tehlikede ve savaşlara, savaş kışkırtıcılığına, nükleer bir savaşa sonuna kadar ‘hayır’ diyoruz.

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

Şişirilmiş balon Apo ve Bahçeli.!
19
Bandırma’nın gündemi…
43
Bandırma, CHP ve Dursun Mirza.!
35
15 Temmuz ve Bandırma
80
STATÜKO VE STATÜKOCULUK...
132
MİRZA VE BANDIRMA
134
"BALTALAR ELİMİZDE..!"
201
CHP İLÇE KONGRESİ ÜZERİNE...
142
MHP İLÇE KONGRESİ ÜZERİNE
170
SANDIĞIN ŞAKASI OLMAYACAK..!
147
İHSAN KURUOĞLU VE NEREDE KALMIŞTIK!?
168
MAFYOKRASİ...
148
HALK TV ve CHP
142
KARAMAN'IN KOYUNU...
135
15 Temmuz direnişi
160
Hablemitoğlu'nun ardından...
124
Dipten gelen dalga...
128
MİRZA NEREYE KOŞUYOR ?
145
BANDIRMA ÖZGÜRCE KONUŞMALI..
160
SEÇİMLER ÜZERİNE
138
DEMOKRAT PARTİ'NİN TARİHSEL RÖVANŞI!
163
'HIRLAMAK' VE 'HAVLAMAK'...
175
İNGİLİZ OYUNU
135
KÜRESEL ÇETE VE KÖPEKLERİ
175
Düşünmenin anahtarı
173
Beceri ve beceriksizlik.!
193
Günaydın,sn.Havutça.!
147
TÜSİAD VE ANADOLU KAPLANLARI
181
KUŞCENNETİ FESTİVALİ ÜZERİNE...
193
YUMURTA KAPIYA DAYANMADAN..!
186
MUHALEFETE GEREK VAR MI?
188
YÖNETENLER İLE YÖNETİLENLER VE ŞEYH EDEB ALİ
165
‘Hakaret’ özgürlüğü..!
180
İtiraf..!
195
Bit yeniği..!
166
Sn. Yurt ve Gönen..
163
Sorumluluklarınızı unutmayın..!
156
Belediyelerin işi zorlaştı
164
Kim yetkili.?
204
Bir yılın ardından..
201
'2022’ yılını karşılarken..
187
Gardı düşürmemek..!
186
Biz bunu nasıl becerdik.!?
165
‘Alçak Başkan’ muhabbetleri..
228
Başkan Yılmaz, bu iddiaları önemsemeli..!
195
Mazeret bitti..!
184
Farkında mıyız..?
222
Zehirli dil..!
192
Onlar Başardı! Sıra Kimde!?..
165