Reklamı Geç
YAZARLAR
Çok Farklı Bir Gelecek..!
Ozan Utku ARICAN
28 Kasım 2021 - Pazar 15:08
160 defa okunmuş.

 

Geçen hafta Türk Devletleri Kurultayı’nın gerçekleşmesiyle birlikte devlet ve millet adına bu vatanın da evlatları olarak son derece heyecanlandık ve gururlandık. Yaşanan bu gelişmeyi siyaset dışında düşündüğümüzde ve değerlendirdiğimizde Türk gençliği için önemi es geçilemez. Gelecek dönemlerde bunun meyvalarını toplarız derken son günlerde yaşanan gelişmeler, Türk devletlerinin ekonomik, siyasi ve askeri olarak köprüler kurmaya başladığını gösteriyor. Aynı zamanda kurulan bağların bir çok gücü de rahatsız etmeye devam ediyor.

Tarihsel sürece göz gezdirdiğimizde, Turan ülküsünün gerçekleştirilmesi ve geniş bir coğrafyaya yayılan Türklerin “tek çatı” altında birleşmesi, adeta büyük bir kurultay gibi müzakerelerde bulunması, bir çok “çatı” yı da rahatsız etmekte gecikmedi. Türk devletlerinin benim deyişimle “Büyük Asya Bloğu” gibi hareket etmesi, bölgedeki dengeleri ne oranda değiştireceğine duyulan kaygı patlamasıyla devletler arasındaki ilişkileri de etkileyeceği sonucunu her geçen gün doğrular nitelikte. Elbette, bunu zaman gösterecek.

Türk devletlerinin bir araya gelmesiyle birlikte başat rol üstlenen Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak, bunun farklı getirileri olacağını dile getirdik. Askeri, siyasi, ekonomik olarak ciddi bağlar kuruldu ve Dünya komuoyunda ve devletler nezdinde önemli yankılar uyandırdı. Şimdi ise bu durumun stabil kılınması ve edinilen başarıların korunması için hayli çaba gösteriliyor. Bir anlamda zamanla kopuşan bağlarımıza ve tarihimize yeniden sarılıyor, gövdesiyle var olma savaşı veren Türkiye, Osmanlı’dan beri kopuşan bölgelerine yeniden kavuşuyor.  Bir diğer önemli tarafı ise, uluslararası camia içerisinde aynı coğrafyaya mensup, benzer kültür ve dil ailesine mensup olan, tarihsel süreçte bağımsızlık mücadelesini aklında ve yüreğinde kor gibi taşıyarak hasretle yaşayan Türklerin bu ölçüde yan yana ve kol kola tesanüt içerisinde olması, canları bir hayli sıkmışa benziyor.

Çünkü dayanışma demek güç demek, alınan kararlarda, yapılacak işlerde, çekilen sıkıntılarda bir ve beraber olmak demektir. Bizler Türk devletleri olarak atacağımız adımlarda bugünün dünyasında bir güç olarak yükseldiğimizde, bu camiada ağırlığımız ve gücümüzle yaptırım ve kabul edilebilirlik ölçüsünde baskın bir unsur haline geleceğiz. Dünya devletlerinin Türkiye ve Türk devletlerine karşı yılların yok edemediği düşmanlığı göz önüne aldığımızda, kendinizi o devletlerin yerine koyun, sizde rahatsız olmaz mısınız?!

Bu adalyonun diğer tarafı ise, daha farklı bir süreci beraberinde getirmeli: “toplumsal ısınma ve kavuşma”. Avrupalı bir vatandaşların vizeye ihtiyaç duymadan farklı ulaşım yollarıyla, kolaylıkla ülkeler arasında (sanki şehir gezer gibi) seyahat edebildiklerini görüyoruz. Aynı şekilde bu seyahat, rahat bir şekilde yerleşme, iş imkanları, eğitim ve turizm kapsamlarında da gerçekleştiriliyor. Bu gözle bakıldığında ulaşım ağları ve sistemlerde buna göre şekillendiriliyor. Böylece Avrupa birliği kendi bünyesinde devletler arasında dayanışma ve ortak hareket etmeyi geçmişte başarmış ve günümüze kadar bunu taşımışken, toplumsal ağlar da bu doğrultuda gelişim gösteriyor. Böylece bir ve beraber oluyor, doğrudan daha güçlü hale geliyorlar.

Bu açıdan baktığımızda, Türk devletlerinin “tek çatı” altında toplanması ve dayanışma içerisinde olması, toplumsal bağların kurulmasında önemli bir rol üstleniyor mu?

 Elbette üstleniyor ve üstlenmek zorunda. Bizler de, vizesiz, daha ucuza, bir çok fırsatı elde edebileceğimiz, hatta turizm faaliyeti kapsamında gezebileceğimiz bir sistemi oturtmak zorundayız ki, bu dayanışma bir “aile” olduğumuz gerçeğini ortaya çıkartsın. Aile olmamızın bize sağlayacağı getirileri düşündüğümüzde heyecanlanmamak elde değil. Örneğin Türkiye’nin bir ucundan donattığımız tren yolu ağlarıyla yurdun öteki köşesinde bulunan ailemizi ziyaret ettiğimizi, yemek yediğimizi, evinde kaldığımızı, sohbet ettiğimizi, hatta telefonla yurt içi hattıyla arar gibi konuştuğumuzu şöyle bir hayal edelim. Çok farklı bir bugün, çok farklı bir gelecek, çok farklı bir Türkiye yaratılabilir. Emin olun bahsettiğimiz şeyler imkansız veya rüya değil. Unutmayın herşey bir hayalin peşinden gitmek, o hayal için çabalamak ve insanları buna inandırmakla başlar: “İnanç bizim ata tohumumuzdur”.

Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.

Diğer Yazıları

YOL HARİTASI
50
GÖKBÖRÜ
45
KARTALKAYA FACİASI ve DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
49
DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK
48
YILLAR ÖNCE YAZDIĞIM BİR YAZININ ANIMSATTIKLARI
46
SURİYE MESELESİNE NASIL BAKMALIYIZ?
35
BARIŞ- DEMOKRASİ – CUMHURİYET VE NEO-LİBERALİZM?
73
Türk Rönesansı: KÖY ENSTİTÜLERİ (1940-1954)
114
Türk Siyasi Zihniyeti Neden Çözüm Üretemiyor?
197
TÜRKİYE'DE DOĞRU SİYASET HANGİ İLKELERE DAYANMALI?
165
HAYAT BİZE NEYİ ÖĞRETEMEDİ?
134
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
148
TARTIŞMA VE ELEŞTİRİ KÜLTÜRÜ NİYE ÖNEMLİ?
212
GERÇEĞİN IŞIĞINDAKİ BUKALEMUN
147
ŞEREF VE İSTİKLÂL
153
İktisadi Krizler Tüketim Alışkanlıklarını Nasıl Etkiledi?
138
Anadolu ve Türkler
139
SİYASİ DURUŞ VE KİMLİK SORUNU
150
‘Türkiye, Türkiye’den Büyüktür’
163
KIVILCIM
148
GAFLET-DALALET-HIYANET
172
TOPLUMSAL ALZHEİMER
174
TÜRKİYE'DE EĞİTİM ÜCRETSİZ Mİ?
181
ABD'NİN 'CAMBAZA BAK' OYUNU !
175
FİYASKO: NEO-LİBERAL EKONOMİK-POLİTİKA
163
AŞAĞILIK PSİKOLOJİSİ VE İNSANOĞLUNUN DEHLİZLERİ
205
İNTERNETİN NATO'SU NE ANLAMA GELİYOR?
143
TARİHTE BİR YOLCULUK.. (1)
156
KÜLTÜREL DÖNÜŞÜM VE EĞİTİM
165
BİR PULSUZ DÜŞÜNCE
192
DOSTOYEVSKİ'den TOLSTOY'a...
200
MABED
146
ATATÜRK VE DEVRİM -2-
153
BU GİDİŞLE...
192
ATATÜRK VE DEVRİM -1-
152
CEPHANE
199
BELEDİYE, HALKLA İÇSELLEŞME VE HALKÇILIK
192
13
246
Endüstriyel Et Yığınları
166
Batıcılık ve Aşağılık Psikolojisi
208
Kapitalizm İçerisinde Şans Oyunu ve İnsana Dair..
189
GÖNLÜ YOL GÖSTERİCİ, ELİ ÖPÜLESİ İNCİLÂ ÖĞRETMEN
272
Çok Farklı Bir Gelecek..!
274
EFESLİ HERAKLEİTOS'A SELAM OLSUN
184
TAVUĞUN BACAĞI..!
178
Deve Kuşu Politikası
170