ABD, 28 Şubat’ta Kongre için hazırlanan küresel terörle mücadele ortamına ilişkin ayrıntılı bir genel bakış olan terör raporunu paylaştı. Birçok ülkedeki terörle mücadeleye ilişkin açıklamaların olduğu belgede Türkiye’nin terör örgütü olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçleri (SDG/PKK) ve FETÖ’ye sahip çıkıldı. Ayrıca Türkiye’nin özellikle PKK’ya yaptığı operasyonlarda “sivil kayıplar yaşanıyor” denildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç ise rapora tepki göstererek, “Kasıtlı bir şekilde çarpıtmadır.” dedi.
‘SDG (PKK) SÜRTÜŞME NOKTAMIZ’
Raporda Türkiye’nin ülke içerisinde mücadele ettiği terör örgütlerine yer veriliyor. Türkiye’nin, Suriye ve Irak'tan yola çıkan yabancı terör örgütleri için bir geçiş noktası olduğu belirtiliyor. Raporda ilgili kısımla ilgili şu ifadelere yer verildi: “Türkiye, yurt içinde PKK, DEAŞ ve Devrimci Halk Kurtuluş Partisi/Cephesi (DHKP-C) gibi hem ülke içinde hem de sınırlarda faaliyet gösteren terör örgütleriyle karşı karşıyadır. Türkiye ayrıca ABD'nin DEAŞ’a karşı mücadelede ortağı olan Suriye Demokratik Güçleri'ni PKK terör örgütünün bir kolu olarak görmekte ve bu durum ABD ile arasında önemli bir sürtüşme noktası olmaya devam etmektedir.
‘TÜRK ORDUSU SİVİLLERİ VURUYOR’
Raporda Türkiye’nin terörle mücadelesinde sivil kayıpların yaşandığı belirtildi. İlgili kısımdaki ifadeler şu şekilde: “Basında, Türkiye'nin Kuzey Irak'ta PKK’ya karşı düzenlediği hava saldırılarının, aralarında çocukların da bulunduğu sivil kayıplara yol açtığı yönünde haberler yer almıştır.”
‘FETHULLAH GÜLEN BİR SİYASİ FİGÜRDÜR’
Raporda FETÖ ile ilgili bölümde şu ifadelere yer verildi: “2016'daki darbe girişiminin ardından Türkiye Hükümeti kendi kendini sürgün eden din adamı ve siyasi figür Fethullah Gülen'in hareketini Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) olarak tanımlamıştır. FETÖ (Gülen hareketi) Amerika Birleşik Devletleri'nde belirlenmiş bir terör örgütü değildir.” Ayrıca raporda ABD'nin Türkiye Misyonu'nda çalışanların da FETÖ bağlantısı sebebiyle gözaltına alınıp tutuklandığı belirtildi. İlgili kısımda şu ifadelere yer verildi: “Türkiye, ABD'nin Türkiye Misyonu'nda yerel olarak çalışan personel de dahil olmak üzere yerel olarak çalışan personel de dahil olmak üzere, Türk vatandaşlarını ve Türkiye'de ikamet eden yabancı vatandaşları, Gülen veya terörizmle bağlantılı oldukları iddiasıyla, genellikle yetersiz kanıtlara ve asgari hukuki sürece dayanarak gözaltına almaya ve tutuklamaya devam etmektedir.”
Bu ifadelerin neredeyse aynısı geçen sene yayımlanan 2020 raporunda da kullanıldı.
İNSAN HAKLARI RAPORU DA AYNI DÜZLEMDEYDİ
ABD’nin geçen yıl mart ayında yayımladığı 2020 Türkiye İnsan Hakları Raporu’nda da benzer ifadelere yer verilmişit. 2018'de Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtikten sonra Türkiye'de "temel hakların kısıtlandığı ve hukukun üstünlüğünden ödün verildiği" belirtilen rapor, 2016'daki 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana 60 binden fazla polis, asker ile 125 binden fazla memurun ve yargı çalışanlarının üçte birinden fazlasının görevden alındığı; 90 binden fazla vatandaşın tutuklandığı; bin 500 sivil toplum kuruluşunun kapatıldığı bilgisine yer veriyor.
DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI: TERÖRLE MÜCADELEDE TUTARLI OLUN
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, ABD Dışişleri Bakanlığının 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu'nun Türkiye'nin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı şekilde çarpıttığını belirterek, ABD’yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde Türkiye ile dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili yaklaşım sergilemeye çağırdı.
Sözcü Bilgiç, "ABD Dışişleri Bakanlığının 2021 Yılı Terörizm Ülke Raporu, ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturan terör örgütleriyle mücadelesini kasıtlı bir şekilde çarpıtmaktadır." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, PKK/PYD/YPG, DHKP-C, FETÖ ve DEAŞ başta olmak üzere terör örgütleriyle hiçbir ayrım gözetmeden yürüttüğü mücadelesini hukuk temelinde sürdürdüğünü ve bu alanda uluslararası çabalara etkin katkı sağladığını bildiren Bilgiç, raporda, PKK terör örgütünün uzantısı olan sözde “SDG”nin ABD’nin DEAŞ’la mücadeledeki ortağı olarak zikredilmesinin, "bir terör örgütüyle mücadelede bir diğer terör örgütünün kullanılmasının yanlışlığının ABD makamlarınca halen idrak edilemediğini" ortaya koyduğunu belirtti.
‘AYRI BİR GARABET’
Raporda, taraflı basın haberlerine atfen, Türkiye'nin Suriye ve Irak’a yönelik terörle mücadele operasyonlarının sivil kayıplara yol açtığı iddialarına yer verilmesinin de "ayrıca bir garabet" olduğunu vurgulayan Bilgiç, şunları kaydetti: "2016 yılında ülkemizdeki kanlı darbe girişiminin faili olan ve ABD dahil, bulunduğu her ülkede suç faaliyetlerine karışan FETÖ’nün terör örgütü niteliği, Türk yargısı tarafından somut delillere dayanan yargı kararlarıyla ortaya konmuştur. Bu nedenle, raporda FETÖ mensuplarına karşı mücadelemizin siyasi saikli olarak nitelendirilmesi kabul edilemez. ABD’den beklentimiz, ülkesindeki FETÖ mevcudiyetini ve faaliyetlerini biran evvel sonlandırmasıdır."
Bilgiç, öte yandan raporda "kulaktan dolma ve taraflı basın haberlerine dayanan" iddialara yer verilmesinin de, raporun ciddiyeti hakkında şüphe uyandırdığına dikkati çekerek, "ABD’yi müttefiklik ruhuna uygun şekilde ülkemizle dayanışma göstermeye, terörizmle mücadelede ilkeli, tutarlı, kararlı ve etkili bir yaklaşım sergilemeye çağırıyoruz." ifadelerine yer verdi.
|
||
|