Bandırma Belediyesi , Kurban Bayramı öncesinde, Erdek/Tatlısu mevkiinde yıllarca atıl vaziyette bulunan deniz kenarındaki , bildiğim kadarıyla mülkiyeti kendilerine ait alanı ‘engelsiz Yaşam Alanı’ olarak projelendirerek, hizmete açtı.
Açılışı yapılan tesis, gerçekleştirilen projelendirme çalışmasının bütününü ifade etmiyor. Çünkü, proje kapsamında yapımı öngörülen bir butik otel de var. Ancak, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Kapıdağ’da yapılaşmaya izin verilmiyor. Alınacak özel izinle önümüzdeki aylarda aynı alan içinde butik otelin inşası gerçekleştirilecek.
Mümkün mü, mümkün.! Cumhurbaşkanının engellilerin yararına böyle bir projeye ‘dur’ demesi mümkün görünmüyor. Şimdiden ‘hayırlı olsun’ demek gerek.!
‘Engelsiz Yaşam Kampı’na açılışı öncesi dahil bir çok kez gittim. Tesiste 10 bungalov, oto parkı, restaurantı, kafesi, çalışan personeli ile cıvıl cıvıl ve hareketli bir tesis.
Yolun alt tarafında ise sahil donatı alanı ile birlikte plaj var. Bu hafta da plaj alanına giderek günümüzü geçirme ve etrafı inceleme olanağı bulduk.
Başkan Tolga Tosun, Başkan Yardımcıları Ozan Onur ve Aydın Yağar, bir kez olsun tesis bölümünden sahil kısmına indiler mi, ailece bir kez burada denize girdiler mi, bilmiyorum. Ama bir kez olsun çocuklarını ve eşlerini yanlarına alıp alanı incelemelerini isterim.
Neden ve niçin?
Adı üzerinde Bandırma bir deniz kenti. Deniz ile Bandırma arasında ise özellikle son 30-40 yıldır amansız bir çekişme, kıran kırana bir mücadele, bir denizi boş vermişlik yaşanıyor. Öyle ki, Bandırma’da sahil bandına nefes almak için inen yüz binlerin denizle ilişkisi, sadece bir çay bahçesine oturup seyretmek düzeyinde. Ki fahiş çay ve içecek fiyatları nedeniyle bu da artık lüks bir alışkanlık haline dönüşmüş durumda.Becerebilen evinde demlediği çayı termosla aşağıya indiriyor.Sorarsanız ya da bilirseniz, sahiller kamu malı ve işletmelerin tümü kiralanmış pozisyonda..
Bandırma, adı üzerinde deniz kenti ama hikaye..!Türkiye’nin ve dolayısıyla Bandırma’nın ilk mizah dergisi Orkinos’u anımsayan var mı?Hepsi işinin ehli bir avuç mizah sever zamanla dağılıp gitti. Bir karikatürlerini anımsarım: Bandırma Körfezi foseptik çukuru oldu diye..Yaşlı ya da orta yaşlı balıkçılar bilirler. Bandırma’da ne denizin rengi kaldı nede zenginliği..Öldürdük.!Hem de el birliğiyle gönül birliği ile kendi ellerimizle tükettik. Öldürdük.!Deniz, seyirlik oldu..
Oysa ki, yıllar sonra artık denize yabancılaşmaları gelenek haline dönüşmüş Bandırma Belediyesi yönetiminde ilk kez bir başkan ve yardımcıları kaderine terk edilmiş bir alanı bezeyerek halkın kullanımına sundu. Laf olsun beri gelsin diye yazmıyorum. Yaz Kampı orada, dileyen gitsin, görsün.
Biliyorum ki, birileri yapılan işi çekiştirip, eleştiriyor. Dedik ya tesis iyi düşünülmüş bir proje ve muhteşem. Hele ki tesisin engellilerin adına ve hizmetine sunumu yapılan işi daha anlamlı kılıyor.
Neden ve niçin?
Çünkü, Engelli ve Engelli Aileleri Derneği, İşitme Engelliler Kültür Spor Kulübü Derneği, Türkiye Sakatlar Derneği, Bedensel Engelliler Derneği, Özel Çocuklar Özel Bireyler Derneği, Engeliler Renk Ver Derneği adına müracaatta bulunan 203 engelli olayın başından beri içindeler. Bandırma’da kimse engelli sayısını 203 kişi sanmasın. Kentimizde bu rakamın çok üstünde engelimiz var.Toplumsal yaşantımızda en sessiz, en mağdur,en içine kapanık yüzlerce insanımız var ve eminim ki bir çoğu yaşamlarında denize hiç girememiş hatta dokunamamış insanlar.Bandırma çocukları,Bandırma insanları..
Ve bu insanlarımızın denizden yararlanabilmeleri için Bandırma Belediyesi tüm imkanlarını seferber edip, isimleri kura yöntemiyle belirleyip, iki refakatçisi ile birlikte, tüm masrafları belediye tarafından karşılanıp, üç gün bungalovlarda konuk edecek.Sosyal belediyecilik açısından iyi düşünülmüş,rasyonel bir adım ve hizmet.
Ancak, bir sorunumuz var. Sahil bandı, kıyılar düzenlenmemiş ve unutulmuş. Sahil araç trafiğine açık. Araçların sahil de ne işi var. Engellilerin sahile inebilmesi için yapılmış olan Engelli rampasından özel otomobiller, minibüsler kumsala iniyor. Sahilde sokak köpekleri cirit atıyor. Sahil şeridinde bir çöp kutusu, bidonu yok. Kumsalı ot, çöp bürümüş. Denizde uyarıcı bir levha yok. Denizde güvenlik alanı belirlenmemiş.
Sorun sahil olunca Büyük Şehir ile yetki tartışmasına girmenin anlamı yok.Büyük Şehir başkanı Yücel Yılmaz’ın bu konuda hiçbir sorun çıkartmayacağı gibi sahilin layıkıyla düzenlenmesi için elinden geleni yapacağına eminim.Yani ortada aşılamayacak bir sorun yok.!
Esen kalın…
|
||
|