5 Mayıs Pazar günü Aydınlık gazetemiz zeytin üreticilerinin görüşlerine yer vererek ‘‘300 bin tonu sabun mu yapacağız’’ manşetiyle çıktı. Balıkesir ’in simgelerinden biri olan zeytinin bu yıl ‘‘var’’ senesi. Rekoltenin artacak olması hem üreticiyi hem de tüketiciyi olumlu bir beklentiye soktu. 2022 yılında sızma zeytinyağının alım fiyatı 74 TL iken geçtiğimiz yıl rekoltenin düşük olması ve yüksek eflasyon nedeniyle 398 pahalanarak 295 TL oldu. Bu fiyatlar yağın kalitesi ve markasına göre 350-400 TL bandında alıcı buldu.
Zeytinyağı üretiminde başlıca iki sorun, girdi maliyetleri ve pazarlama olarak göze çarpıyor. Girdi maliyetleri bütün ürünlerin üretiminde geçerli kronik bir sorun haline geldiğinden biz bu yazıda daha çok pazarlama sorunu hakkında fikirler ortaya atacağız.
Aydınlık’ın manşetinde yer alan haberde Edremit Ticaret Odası Başkanı Ahmet Çetin’in ve Ziraat Odası Başkanı Ali Yılmaz Diker’in konu hakkındaki beyanatlarından faydalandık.(1) Özellikle her geçen gün artan kaçak zeytinyağına karşı bakanlığın ve belediyelerin daha etkin önlem almaları şart.
Değerli Başkanlarımızın esas talebi ise Ticaret Bakanlığı’nın 1 Ağustos 2023’de başlayan dökme zeytinyağına yönelik ihracat yasağının kaldırılmasıydı. Bu kısıtlama 18 Ekim 2023 tarihli kararla süresiz uzatıldı.(2) Bakanlık, ‘’Dünya zeytin ve zeytinyağı üretiminde yaşanan gerilemenin dünya zeytinyağı fiyatlarında sebep olduğu yükselmenin ülkemiz yurtiçi zeytinyağı fiyatları üzerindeki artış yönlü baskısının oluşan dış talep sebebiyle daha da artmasının önüne geçilebilmesi için dökme ve varilli zeytinyağı ihracatına yönelik bazı tedbirler alınmış, böylelikle aynı zamanda zeytinyağı ihracatımızın ambalajlı zeytinyağına yönlendirilerek katma değerli ürün ihracatına katkı sağlanması da hedeflenmiştir.’’ şeklinde açıklama yaptı.
ÜRETİM DEVRİMİ PROGRAMI ÇÖZER
AK Parti Hükümeti’nin yükselen enflasyona çözüm üretememesi üretici ve tüketiciyi zor durumda bırakmaktadır. Üretici girdi maliyetlerinden şikâyet ederken, tüketici pahalılıktan yakınmaktadır. Bu konuya üretici örgütleriyle birlikte çözüm getirecek olan siyasilerdir. En nihayetinde üretici ve tüketiciyi aynı anda memnun edebilmek kolay bir iş değildir.
Vatan Partisi, Üretim Devrimi programıyla bu sorunu çözebilecek yegane partidir. Türkiye’nin 119 merkezinde yapılan Üretim Devrimi Kurultaylarında üreticilerin de katılımıyla bir program hazırlamıştır. Balıkesir il genelinde 10 merkezde yapılan Üretim Devrimi Kurultaylarının da esas gündemi bu olmuştur. 25 Kasım 2021’de zeytin diyarı Havran’da Genel Başkanımız Doğu Perinçek’in katılımlarıyla gerçekleştirdiğimiz Üretim Devrimi Kurultayı’nda da zeytinciliğin geleceği konuşulmuştur. Bu toplantıda üreticiler söz alarak, ‘‘Kuzey Ege zeytinyağının dünyadaki en kaliteli zeytinyağlarından biri olduğunu, İspanya ve İtalya’nın Türkiye’den dökme yağ alarak ambalajladığını ve markalaşarak dünya piyasasına hâkim olduklarını’’ anlatmıştır.
Türkiye, son verilere göre dünyada zeytinyağı üretiminde İspanya’nın ardından 2. sırada yer alıyor. Ancak ihracatımız dökme yağ ile sınırlı olduğu için, zeytinyağı üreticimiz hak ettiği kazancı elde edemiyor. Üstüne üstlük yapılan bu ihracatın iç piyasada fiyatları artırması insanları sağlıksız yağları kullanmaya mecbur bırakıyor. İhracat yasağının kaldırılması yönündeki talebin, gerek üretici gerek tüketici bakımından sorunu çözmeyeceği aşikârdır. Hele ki Türk üreticisini Avrupa karşısında korumasız bırakan Gümrük Birliği anlaşmasının gündeme getirilmesi isabetli olmamıştır. Türkiye’nin ihtiyacı ülkeye dolar sokulması değil, Türk Lirası politikasını devreye sokarak piyasaları istikrarsızlaştıran dolar saltanatına son vermektir. Zira ülkeye dolar sokarak dövizle mücadele etme politikası bugün AK Parti Hükümeti nezdinde başarısız olmuştur ve Türkiye’yi borca batırmıştır. BRICS ülkelerinin kendi aralarında milli paralarla ticaret anlaşmaları yapması bize örnek olmalıdır. AB’ye dökme yağ ihracatı yapmak yerine, yüksek katma değerli ambalajlı ürün ihracatının Çin ve Rusya başta olmak BRICS ülkelerine yapılması üreticiyi ihya edecektir. Resesyonun eşiğinde olan AB pazarı yerine 3,5 milyar nüfuslu dev bir pazar haline gelen BRICS, uzun vadeli planlarımızın bir parçası olmak zorundadır. Kalıcı çözüm budur.
O TÜRKÜYÜ TARİHE KARIŞTIRALIM
Türkiye’de zeytin ağacı varlığı son 20 yılda 99 milyon adetten 91 artışla 189 milyona ulaşmış. Zeytinyağı üretiminde lider ülkelerden olan Türkiye’de kişi başına düşen zeytinyağı tüketimi 1,8 litre iken yıllardır savaşın pençesinde olan Suriye’de 7,8 litre olarak gerçekleşmiş.(3)
Öte yandan paketli gıdalarda, konservelerde zeytinyağı yerine trans yağ ve diğer zararlı yağların kullanılması halk sağlığını tehdit etmektedir. İlgili fırın ürünleri ve lokantaların da önemli bir çoğunluğunda başka yağların kullanıldığını hesaba katarsak çözüm bellidir. Devletin alacağı tedbir ve teşviklerle zeytinyağının ilgili bütün sektörlerde kullanılmasının önünü açmak, tanzim satış mağazaları kurmak, vatandaşın zeytinyağı tüketimini artırmak, böylece üreticinin sürümden kazanmasını sağlamak hedeflenmelidir.
Marshall Planı’yla margarin satışının önünü açmak için sipariş edildiği rivayet edilen ‘‘zeytinyağlı yiyemem aman, basma da fistan giyemem aman’’ türküsünün tarihe karışma vakti gelmiştir. Sağlıklı, üreten ve güçlü Türkiye için zeytinyağı sektöründeki sorunları Vatan Partisi çözer.
DİPNOTLAR:
(1) https://www.aydinlik.com.tr/haber/kutulu-ihracat-icin-abyle-masaya-oturalim-470082
(2) https://ticaret.gov.tr/haberler/dokme-ve-varilli-zeytinyagi-ihracati-konusunda-uygulanan-tedbirin-uygulamasinin-uzatilmasi-hakkinda-basin-aciklamasi
(3) https://anlatilaninotesi.com.tr/20231113/1077339432.html
|
||
|