Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Geleceğe Miras" projesi kapsamında "dünyanın en eski ticaret gemisi batığı" olarak nitelenen Kumluca Orta Tunç Çağı Batığı'na ve su altı lahitlerin keşfedildiği noktalara dalış gerçekleştirdi.
Bakan Ersoy, su altı belfesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan, Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Bölümü Başkanı ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Hakan Öniz ve dalış ekibiyle bir araya geldi.
Kumluca açıklarında dalış yapılacak noktada bulunan teknede Öniz, batık hakkında, Ceylan ise dalış hakkında Bakan Ersoy'u bilgilendirdi.
Bilgilendirmenin ardından dalış hazırlığı, ekipman ve güvenlik önlemleri tamamlandıktan sonra Bakan Ersoy, Ceylan, Öniz, kamera asistanı Taner Şahakalkan ve diğer dalış ekibi yeşilin, mavinin ve tarihi zenginliklerin kucaklaştığı noktaya dalış yaptı.
BATIK VE LAHİTLER KAYIT ALTINA ALINDI
Bakan Ersoy, Kumluca açıklarından denizin yaklaşık 50 metre derinliğinde 3 bin 600 yıl öncesine tarihlenen batıktaki kazı çalışmalarını ve batıkta bulunan bakır külçeleri su altında inceledi.
Gemi batığındaki dalışın tamamlanmasının ardından Ersoy ve beraberindekiler, batıktan 300 metre uzaklıkta keşfedilen su altındaki lahitler üzerinde çalışma yaptı.
Batık ve lahitlerin bulunduğu dalış noktaları ise önce havadan ardından özel kameralarla su altından kayıt altına alındı.
TÜRKİYE SU ALTI ARKEOLOJİSİNDE RAKİPSİZ
Dalışın ardından açıklamalarda bulunan Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türkiye’nin su altı arkelojisinde lider konumda olduğunu kaydetti. Akdeniz Arkeolojisi Derneği ile Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünün çalışmaların iyi sonuçlar verdiğini belirten Ersoy şöyle konuştu;
“Özellikle Akdeniz Arkeolojisi Derneğinin, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile yaptıkları ortak çalışmalar sayesinde hem bu keşiflerin sayısını arttırıyoruz hem de keşiflerden elde ettiğimiz kültür varlıklarını Antalya Kemer'de açacağımız müzeyi ve ileride değerlendirebileceğimiz envanteri de onlarla oluşturuyoruz. Özellikle derneğin çalışmalarının gemi açısından da bir faydası var. Su altı arkeolojisinde en önemli şey gemi, bu bakımdan dünyanın en büyük gemisini el birliği ile gerçekleştirmişler.
"Bu açıdan emeği geçen herkese, hibede bulunan bütün firmalara, dernek yöneticilerine şükranlarımızı sunuyoruz. Şu anda dünyanın su altı arkeolojisinde imrenerek baktığı gemiye bizim ülkemiz sahip, dünyadaki en büyük gemi olma özelliğine sahip. Zaten birkaç tane var dünyada bu tarz gemi.”
Su altı arkeolojisi ile ilgili bütçe ayıracaklarını kaydeden Ersoy, kalıntıların ve lahitlerin de turizme açılabileceğini ifade etti:
“Arkeolojik noktaların, arkeolojik alanların daraltılması mümkün ama bunun bilimsel bir çalışma ile yapılması gerekiyor. Biz bununla ilgili de bir bütçe ayıracağız, bu çalışmayı yapıp gerekli görülen noktalarda arkeolojik noktaların, dalış noktalarının artırılması için çalışma yapacağız. Mesela bizim de daldığımız lahitlerin olduğu batık çok rahat dalış turizmine açılabilir. Bu tarz birçok nokta var ama öncelikli olarak dalış noktalarımızın doğru şekilde tespit edilmesi lazım.
"Şu ana kadar tespit edilmiş su altı arkeoloji noktalarının alan daraltması ile ilgili bilimsel bir çalışma yapılması lazım, bütün bu çalışmalar yapıldıktan sonra da noktaların arttırılması mümkün. Şu anda su altı arkeolojisi konusunda Türkiye lider konuma geldi, hocalarımızın değerli katkıları, çalışmalarıyla. Bize düşen de gerekli bütçelerle bu çalışmaları desteklemek, bu liderliği pekiştirerek devam ettirmek”
|
||
|