Reklamı Geç
HABER DETAY
Güle güle Esad ve Türkiye..!
Gazeteci-Yazar Engin Arıcan yazdı...
07 Aralık 2024 - Cumartesi 03:37
547 defa okunmuş.
Manşet

2024 yılının son günlerinde bölgemizde ve özellikle Suriye’de yaşananlar hepimizi şoke etmiş durumda. Oysa ki, Türkiye ve Türkler olarak Suriye ile tarihsel ve kültürel  ilişkilerimiz çok eski ve köklü.1516 yılında Osmanlı egemenliği altına girmiş ve 402 sene  kesintisiz Osmanlı’nın hüküm sürdüğü bir coğrafyadan söz ediyoruz.

 

Filmin kopuş tarihi 1918.!

 

Başta İngiltere ve Fransa olmak üzere emperyal devletlerin 1. Dünya Savayı yıllarında Osmanlı İmparatorluğu ve Devletini bölüp, parçaladığı, yıllara dönüyoruz. Kurtuluş yıllarında Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının hazırladığı ve Osmanlı Mecllisi’nde kabul edilmiş Misakı Milli haritasını anımsıyor musunuz? İşte o haritaya baktığınızda başka Halep olmak üzere Musul ve Kerkük’ün sınırlarımız içerisinde olduğunu görürsünüz. Osmanlı bölünüp parçalandığında yüz binlerce ve milyonlarca Türk sınırlarımız dışında garip ve yetim kaldı. Bugün özellikle Kuzey Suriye’de yaklaşık 5 milyon Türk’ün yaşadığı biliniyor.

 

1946’da bağımsızlığı tanınan Suriye’de 1963 yılında  Arap Sosyalist Baas Partisi darbeyle yönetimi ele geçirir ve 1970 yılında parti içi darbe ile yönetimi ‘baba’ Hafız Esad eli geçirir.1971’da Hafız Esad başbakanlığa  gelirken, bu görevi vefat ettiği 2000 yılına kadar sürdürür ve  ‘oğlu’ Beşir Esad yönetime gelir.

 

27 Kasım Çarşamba günü Suriye’nin Şam’dan sonra ikinci büyük ve önemli kenti  Halep, Heyet Tahrir eş-Şam (HTŞ) adlı grup tarafından kısa sürede  çatışmalarla ele geçirildi. HTŞ, 2011 yılında El Kaide'ye doğrudan bağlı olarak Nusra Cephesi adı altında kurulmuş ‘cihadçı’ ve ABD- İsrail yanlısı değil, işbirlikçi bir örgüt.

 

Suriye’de adeta zemberek boşaldı. 27 Kasım’dan başlayarak başkent Şam’a kadar irili ufaklı tam kentler ve yerleşim yerleri HTŞ’nin kontrol ve denetimine girdi.

 

Ne Suriye’de Esad rejimi ve ordusu ne de Esad yönetiminin hamisi Rusya ve İran bu baş döndürücü HTŞ ilerleyişinin önüne geçebildi. Evet, bir film izler gibi, bir devletin nasıl birkaç gün içerisinde rezil bir şekilde yıkılıp, parçalandığını, ele geçirildiğini izler olduk. Bu sahneler hepimiz için ibretlik ve öğretici idi, ders yüklüydü.

 

Devlet olmanın ya da olamamanın yıkıcı sonuçlarını gördük.. Ulusal birliğin, beraberliğin ve dayanışmanın ne kadar önemli ve hayati olduğunu gördük. Irkçı ve Mezhepçi yaklaşımların, etnik ayrıştırma çabalarının  nelere yol açtığını gördük.  Ordusuzluğun, TSK’nden yoksunluğun, disiplinsizliğin, kurulu düzenden yoksunluğun, kolluk güçlerinin önemini bir kez daha anladık. Dayatmacı ve her şeyi en iyi ben bilirim anlayışının, zorbalığın ,anti demokrasinin, özgürlük karşıtlığının nelere mal olduğunu gördük, yaşadık. Bunlar kaba taslak sıraladığımız ve öncelikle aklımıza gelen şeyler..

 

İçi boş konuşma ve tartışmaların, laf cambazlıklarının bu yaşananlar karşısında hiçbir anlamı yok. Ülke sevdası ve vatan, millet  kavramını, bayrak ve ezanı bilmeyenlere neyi, nasıl  anlatacaksınız.

 

Her şeyin ötesinde ihaneti, vatana ihaneti  gördük ve yaşadık. Dedik ya, ibretlik ve ders yüklü olaylara tanık olduk, film izler gibi izledik diye…İktidar da muhalefet de bu yönleriyle dersine iyi çalışmalı. Ülke ve toplum yaşamında ihmaller ve zafiyetler ihanetin kapılarını aralıyor.


Şam’ın düşmesi ve Esad’ın iktidardan alaşağı edilmesi sonrası Suriye’de neler olacak ve neler yaşanacak politik bir öngörüde bulunmak zor. Yaşananların salt Türkiye’yi değil, tüm Orta Doğu’yu derinden sarsacağı biliniyor. Suriye’de  devletsizliğin ve yönetim boşluğunun bir çok gücün iştahını kamçılayacağı açık bir gerçek. Başta ABD ve İsrail olmak üzere Batı  oyun üzerine oyun kuruyor.Kuruyan oyunları ve kurulu düzenleri bozmak hem zaman hem büyük emek gerektiriyor. Türkiye, bu batak ve belalı süreçten güçlenerek sıyrılmalı.

 

Şimdilik esen kalın…


Adınız
Yorumunuz
Hiç yorum yapılmamış.