Kelimenin tam anlamıyla geçtiğimiz hafta sonu değerli dostum, arkadaşım İhsan Kuruoğlu’nu yitirerek, vurgun yemiştim. Ve bir günü daha geride bıraktık. Hayatın durduğu yerde, zaman durmuyor. Toprağa verdiğimiz günün akşamı eski dostlar ve meslekdaşlarım ile evde buluştuk. Ekrem Alkay Bilal Bal ve sevgili eşi. Geçmiş yılları yad ederek, dertlendik, söyleştik. Ortalama 30 yıllık arkadaşlık ve dostluktan söz ediyorum. Dostluk meclislerimizi yineleyeceğiz.
Bugünkü makalemizin konusu CHP ve Bandırma CHP’de gerçekleşen delege seçimleri. Zor ve sıkıntılı bir konu ve yorucu, bıktırıcı. Çünkü, hangi TV kanalının tuşuna basarsanız ya da hangi gazeteyi elinize alırsanız baş siyasi malzeme CHP ve Kılıçdaroğlu.! Bir anlamda baydı artık ve neyin parti içi hesabı görülüyorsa, bir baş başa kalsınlar da ve ne olacaksa olsun. Millet hayat pahalılığı ve yağmur gibi yağan zamlar altında yanmış, bunalmış ve kimsenin sen-ben davalarıyla uğraşacak, dertlenecek zamanı bile yok.
Ayrıca ortada siyasi ve sosyal açıdan CHP ve CHP’liler nezdinde zaten 28 Mayıs’tan bugüne dramatik bir tablo yaşanıyor. Yüzlerinden düşen bin parça, moraller bozuk. Erdoğan ve Cumhur İttifakı Milletvekili genel seçimleri ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ezmiş, geçmiş. Daha ne olduğunu anlamadan, sindiremeden 6-7 ay sonra yerel seçimlere gidilecek ve bu kafayla demeye gerek kalmadan yaşanan tartışmalar, polemikler tabiri caiz ise gına getirtti.
CHP’de bugün yaşanan tartışmalar ve yaşanan çekişmeler sürpriz mi? Hayır... 14ve 28 Mayıs seçimlerinden aylar önce parti ve özellikle yerel yönetimler bazında yaşananlar, İstanbul büyükşehir belediye başkanı İmamoğlu’na verilen destek biliniyor. Ne zaman ki iş ciddileşip, 14 ve 28 Mayıs seçik sonuçları netleşip, Kılıçdaroğlu’nun seçimleri kaybettiği resmileşti, işler ve verilen destekler açmaza girip, tablo değişti. Kılıçdaroğlu’nun makamını terk etmemesi sonrası CHP’li yerel yöneticilerin siyasi bir maceraya girecek halleri yoktu. Tek seçici konumundaki Kılıçdaroğlu ile ters düşmemek için eleştiriler unutuldu ve değişen rüzgara göre tavır ve tutumlar yeniden belirlendi.
Ayrıca, parti içinde yaşanan ayrışma sürecinde Bandırma’nın özel ve özgün bir konumu vardı ki, bu unutulmamalı. O da CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın’ın konumu ve üstlendiği siyasi pozisyon. Akın, Balıkesir ve Gönen’in evladı. Ne kadar Gönen’in evladı ise Akın zaman içinde Bandırma’nın da evladı oldu, Yerel yönetimlerden sorumlu genel başkan yardımcısı olması ile birlikte ne Bandırma CHP’nin ne de Bandırma Belediye Başkanı Tolga Tosun’un Akın gerçeğini göz ardı etmesi düşünülemezdi, etmediler de.
Kim ne derse desin ve kim ne yakıştırma yaparsa yapsın Bandırma CHP’nin son yaklaşık 15 yıl örgütlenmede ve genel/yerel seçimlerde sağladığı bir başarı var. Dönemsel açıdan isimler etrafında örülen başarı hikayelerini ben önemsemiyorum. Kişiler önemli ama kişilerin rolünü abartıyor olmanın fazla anlamı yok. Bu, Bandırma’nın demografik, sosyolojik ve siyaset bilimi açısından itici rolünü ve kentin demokrat kimliğinin küçümsenmesi yanlışına götürür bizleri. AK Parti’nin kentte çözemediği denklem de budur. Yoksa kimi CHP’lilerin ‘kimi aday göstersek seçilir’ esprisinin realitesi ve mantığı burada aranmalı.
Bandırma CHP’nin 3 bin 500 civarında üyesi var ve 400 delegenin seçimi için bir yarış yaşandı. Şaka falan değil, Bandırma AK Parti’nin en mütevazı hesaplarla 11 bin ya da 13 bin üyesi var ve bugüne kadar doğru düzgün bir delege seçimi yaptıklarına ben şahit olamadım. AK Parti açısından acı ve üzüntü verici mi, evet, hem acı hem üzüntü verici.! CHP ‘yi eleştirip, yerden yere vurabilirsiniz ama eksiği ve yanlışları ile Bandırma CHP bunu başarıyor. Delege seçimleri öncesinden başlayarak partide yaşanan hareketliliğe şahit olan insanlardan birisiyim ve tek kelime ile muhteşem. Bugüne kadar parti içi demokrasi ve siyasal partilerin demokratikleşmesi üzerine çok şey söylenmiştir ve doğrudur ama bu gibi konularda farklı bir siyasal profil çizen bir tek CHP olmuştur. Yiğidi öldürün ama hakkını da vermek gerekiyor.
Delege seçimlerinde başlangıçta birden fazla aday çıktı. Mehmet Atak, Hüseyin Bahar, Cemal Adıgüzel. Sonuçta Atak ve Adıgüzel kaldı ve her ikisi de örnek bir olgunlukta ‘beyaz’ ve ‘mavi’ liste olarak mücadele verdi ve sonuçta kazanan Atak ve ‘beyaz liste’ oldu. Atak’ın sandık başarısı da önemsenmeli ve üzerinde ayrıca durulmaya değer. Siyaseten önü açık ve eminim ki, siyasal yaşamda daha Atak ismini çok konuşup, yeni başarılarına hep birlikte tanık olacağız.
Bu, olayın bir yüzü. Olayın diğer yüzünde ise tüm CHP’liler ve Bandırma, yarışın Tolga Tosun, Dursun Mirza ve Metin Ok arasında olduğunu ve bir iktidar olma yarışı olduğunu görüyor ve biliyordu. Seçimlerde kaybeden Mirza ve Ok ile ekipleri olurken kazanan Tolga Tosun oldu.
Bu yönüyle de öncelikle verdikleri büyük mücadeleden dolayı Tolga Tosun’u, Dursun Mirza ve Metin Ok’u kutlarım. Mirza’nın sosyal paylaşımlarını, verilen yanıtları gördüm ve okudum. Tolga Tosun, siyaseten aptal biri değil ve başından beri iktidarına ve başkanlığına dönük özellikle Mirza’nın ve ekibinin hamlelerini izleyen ve başarıyla savuşturan bir başkan. Tabiri caiz ise hiç boş durmadı ve boş durmasını beklemenin de aptalca bir davranış olacağını en başta Mirza biliyordu. Laf aramızda Tosun’un dersini iyi çalışmış olması da en başta Mirza’yı memnun etmiştir. Yıllar önce Mirza’ya söylediğimi anımsıyorum, ne ekerseniz onu biçersiniz. O yüzden mızmız çocuklar gibi ağlanıp dövünmenin anlamı ve manası yok!
Tam tersi şu gerçeği artık görmek gerekiyor: Tolga Tosun, seçildiği günden ve andan bugüne başarıyla kaç sınavdan geçti? Şu söylenebilir: Beğeniriz beğenmeyiz ama siyaseten bir çok badireyi başarıyla atlatmış, sınavı başarıyla geçmiş artık orta yaş kuşağından ortada bir siyasi kişilik var. Yani ortada sadece çiçeği burnunda genç bir siyasetçi namzeti, başkanı ya da başkan adayı bulunmuyor. Bandırma’ya ve CHP’ye hayırlı uğurlu olsun.CHP’de başkanlık yarışında önünü sonuna kadar açtı ve emin adımlarla ilerleyen Başkan Tosun, yüzünü artık tam anlamıyla kente dönmeli.
Sonuçlanmış delege seçimleri ve sonuçlarının CHP ve özellikle Mirza ve ekibi için ciddi sonuçları olacaktır. Mirza ve ekibi başka bir partiye ya da İyi Partiye mi gider, geçer? Hayır.! Mirza sonuna kadar direnir ve başka partiye gitmez, geçmez. Şapkasını önüne koyar ve bundan sonrası için izleyeceği siyasal stratejiyi tayin eder. Aldığı darbeler sonrası yarasını sarar ve yoluna devam eder. Ucuz ve kolaycı siyasi hamlelerle kimse boşa kürek çekmeyi düşünmez...
Şimdilik bu kadar.Esen kalın…
|
||
|