Türkiye, İsrail’i tehdit edebilir

Ekrem İmamoğlu’nun tutuklandıktan sonra yazı kaleme aldığı Amerika merkezli New York Times’ta (NYT) bu sefer İmamoğlu için bir makale yayınlandı. Makale “Türkiye halkı otokrasiye direniyor. Sessizlikten daha fazlasını hak ediyorlar” başlığını taşıyor.

 

Makale için gazete özel bir görsel hazırlamış. Türk bayrağındaki yıldızın yerine elinde megafonla bağıran bir eylemci yerleştirilmiş. Başlık ve görsel yazının sokak eylemlerine odaklandığını düşündürse de tam olarak bu konu işlenmiyor. Özetle, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı basınında sıkça dillendirildiği gibi “otokrat” olarak nitelendiriliyor, ABD Başkanı Trump’ın buna kayıtsız olması eleştiriliyor, İmamoğlu uzun övgülere boğuluyor. Sonra konu bir anda İsrail’e geliyor. Yazıda İmamoğlu “Haliç’i temizlemesi ve bedava süt dağıtması ve HAMAS’a karşı tavır almasıyla” takdir topluyor.

Makalenin girişinde ABD otokratik yönetimlerle ilişki kurarken ödünlerin tartışılması gerektiği belirtiliyor ve “Bu ilişki Amerikan çıkarları için ne kadar değerli? Ve rejimin davranışları ne kadar iğrenç?” deniyor.

2015 ÖNCESİNE LAF YOK

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hedef alındığı yazıda, FETÖ ve PKK operasyonlarının başladığı dönemden itibaren yaşadıkları rahatsızlık şu ifadelerle anlatılıyor:

“Türkiye CumhurbaşkanıRecep Tayyip Erdoğan 22 yıllık iktidarının büyük bölümünde bu ikilemin simgesi oldu. Avrupa, Asya ve Orta Doğu'nun kesişme noktasında bulunan Türkiye, NATO'daki ikinci en büyük orduya sahip önemli bir Amerikan ortağıdır. Ancak Türkiye son 10 yıldır otokrasiye doğru kayıyor. Sayın Erdoğan gücünü arttırmak için anayasayı değiştirdi, mahkemeleri kontrolü altına aldı, seçimleri manipüle etti, profesörleri tasfiye etti, medya kuruluşlarını kapattı, gazetecileri ve protestocuları tutukladı.”

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından Türkiye’deki durumun Rusya’ya benzetildiği makalede Avrupa ve ABD’ye sitem ediliyor:

“Tutuklamalar Türkiye'yi, Rusya'nın son yirmi yılda kat ettiği, demokratik yollarla seçilmiş bir liderin makamının yetkilerini otokrasiye dönüştürmek için kullandığı yola soktu.

‘DÜNYA ERDOĞAN’A BASKI İÇİN FAZLASINI YAPABİLİR’

“Dünyanın geri kalanından gelen tepkiler zayıf oldu. Sayın İmamoğlu'nun tutuklanmasından kısa bir süre sonra Başkan Trump Sayın Erdoğan için ‘Ben onu severim, o da beni sever’ dedi. Pek çok Avrupalı lider sessiz kaldı. Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen sadece tutuklamanın ‘derin endişe verici’ olduğunu söyledi. Türkiye'nin stratejik önemi ve Sayın Erdoğan'ın iktidarı elinde tuttuğu düşünüldüğünde kolay cevaplar yok. Ancak dünya demokrasileri dengeyi yanlış kuruyor. Türkiye halkını desteklemek ve Sayın Erdoğan'a baskı yapmak için daha fazlasını yapabilirler.”

‘İMAMOĞLU HAMAS’I KINADI’

Türk seçmenin Erdoğan’dan “bıktığı” savunulan makalede İmamoğlu’nun İBB Başkanı seçilmesinden sonra icraatları anlatılıyor: “O zamandan beri İstanbul'un ana su yolu olan Haliç'teki kirliliği temizlemek ve çocuklara ücretsiz süt sağlamak gibi etkileyici bir yönetim sicili oluşturdu. Dış ilişkilerdeki tutumu ılımlı oldu; 7 Ekim 2023'teki terörist saldırıları nedeniyle HAMAS'ı kınadı ve o zamandan beri İsrail'i Gazze'ye yaptığı saldırı nedeniyle eleştirdi. Buna karşın Erdoğan, HAMAS'ı bir kurtuluş grubu olarak övdü ve İsrail'in yok edilmesi çağrısında bulundu.”

‘İMAMOĞLU ESKİ ERDOĞAN OLABİLİR’

“Tüm farklılıklarına rağmen - Sayın İmamoğlu laik bir ilerici, 71 yaşındaki Sayın Erdoğan ise dindar bir muhafazakar - Sayın İmamoğlu, Sayın Erdoğan'ın bir zamanlar olduğu gibi bir versiyonu olma potansiyeline sahip” denilen makalede “Erdoğan’ın bir zamanları” şöyle açılıyor: “Orta Doğu'daki çatışmaları dizginlemeye yardımcı olurken yurtiçinde istikrar sağlayabilecek pragmatik ve popüler bir Türk lider. İktidardaki ilk yıllarında Sayın Erdoğan geniş bir siyasi koalisyon oluşturdu, ordudaki subayları sivil kontrol altına aldı, ekonomiyi büyüttü, ılımlı bir İslamcılığı teşvik etti, Kürt azınlıkla uzun süredir devam eden çatışmayı çözmeye çalıştı ve komşusu ve uzun süredir rakibi olan Yunanistan ile ilişkileri normalleştirdi. Yaklaşımı George W. Bush ve Barack Obama'yı kendisiyle ilişki geliştirmeye teşvik etti.

“Ancak zaman içinde Erdoğan daha aşırı, daha yozlaşmış ve iktidarını pekiştirmeye daha fazla odaklanır hale geldi. 2003'te başbakan olarak iktidara geldi ve 2014'te cumhurbaşkanı seçildikten sonra, iktidarı bu makama devretmek için Anayasa'yı değiştirmek üzere harekete geçti. O zamandan beri de otoritesini her şeyin üstünde tutuyor.”

İmamoğlu’nun tutuklanmasında Trump’ın rolü olduğu ima edilen yazıda “Trumpist dünya görüşü, benzer düşünen liderleri, kendi güçlerini iç muhalefeti ezmek için kullanmaya cesaretlendiren bir ‘güç haklıdır’ versiyonudur.” denildi.

‘EN BELİRGİN POTANSİYEL SURİYE’DE’

ABD, Avrupa, Kanada, Japonya, Hindistan gibi ülkelerin Erdoğan'ın hamlelerinden endişelenmesi gerektiği iddia edilen yazıda, buna gerekçe olarak Türkiye’nin İsrail’i tehdit edebileceği gösteriliyor:

“Türkiye'nin İslamcı aşırıcılığa kayması, terörü destekleyen ve İsrail'i tehdit eden bir başka ülke haline gelebileceğini gösteriyor. İstikrarsızlık için en belirgin potansiyel, Beşar Esad'ın diktatörlüğünden kurtulmaya çalışan Türkiye'nin güney komşusu Suriye'de. Avrupa'da Putin'in hırslarından ve Macaristan'da otoriterliğin yükselişinden endişe duyan siyasi liderler, Türkiye'nin demokrasinin geri çekilmekte olduğunun bir başka işareti olmasından endişe duymalıdır. Avrupa'nın Sayın Erdoğan'ı etkileyecek kozları var: Almanya Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı ve diğer bazı Batı Avrupa ülkeleri de çok geride değil.

SAVUNMA SANAYİİ, TİCARET, GÖÇ SİLAHI

“Bu ülkeler seslerini yükselterek Sayın Erdoğan'ın hayatını daha az konforlu hale getirebilirler. Türkiye'nin ticaret, göç ve askeri tedarik gibi kendisi için önemli olan geniş bir yelpazedeki konularda işbirliğini riske attığını açıkça ortaya koyabilirler. Dünyanın geri kalanı Türkiye'nin otoriterliğe ve aşırıcılığa kaymasını engelleyemeyebilir. Ancak kesinlikle denemelidir.”

Yazının sonunda konu sokak eylemlerine geliyor: “Sayın İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından yüz binlerce Türk, son yılların en büyük protesto gösterileriyle sokakları doldurdu. Bunu yapmak cesaret gerektiriyordu. Yetkililer buna, birçoğu düzmece davalarla karşı karşıya olan yüzlerce protestocuyu tutuklayarak karşılık verdi. Onların cesareti küresel sessizlikten daha fazlasını hak ediyor.”

İmza: Yayın Kurulu

Makalenin imzası “Yayın kurulu”na ait. Yayın kurulu da şöyle tarif ediliyor: “Yayın kurulu, görüşleri uzmanlık, araştırma, tartışma ve bazı köklü değerler tarafından bilgilendirilen bir grup fikir gazetecisidir. Haber merkezinden ayrıdır.”