Bizim alfabemiz de değişecek mi?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi Zirvesi’nde yaptığı konuşmada ortak alfabe konusuna değindi. Alfabe konusunda varılan mutabakatı hatırlatan Erdoğan, “Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumu tarafından geçen eylül ayında Bakü'de düzenlenen Ortak Alfabe Komisyonu Toplantısı’nda Ortak Türk Alfabesi projesi üzerinde mutabakata varılması tarihi bir adım teşkil etmiştir. Ortak alfabemiz, kader ortaklığımızın, ortak istikbalimizin ve geleceğe birlikte adım atma irademizin de nişanesidir. Bu alandaki çabalarımızı artırmak suretiyle aramızdaki her türlü engeli inşallah ortadan kaldıracak, Türk dünyasının tarihi kucaklaşmasına imza atacağız.” ifadelerini kullandı.
Türkiye, Azerbaycan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin bu konuda hazır olduğunu kaydeden Erdoğan, “Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan'ın yeni alfabeye geçiş için inisiyatif başlatması isabetli olacaktır.” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarının ardından ortak alfabe tartışması yeniden alevlendi. 9-11 Eylül 2024 tarihlerinde Uluslararası Türk Akademisi ve Türk Dil Kurumunun öncülüğünde kurulan Türk Dünyası Ortak Alfabe Komisyonu toplanmış ve 34 Harfli Ortak Türk Alfabesi’nde uzlaşıldığını açıklamıştı. 34 Harfli Ortak Türk Alfabesi mevcut Yeni Türk Alfabesi’ne “Q”, “X”, “W”, “Ň”, “Ä” harflerinin eklenmesiyle meydana geldi. Aslında ortak alfabeyle ilgili 1991 yılında çalışmalara başlandı, 21-23 Mart 1993'te Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk-Kardeşlik ve İş Birliği Kurultayı tarafından düzenlenen toplantıda ortak alfabe kabul edildi. 34 Harfli Ortak Türk Alfabesi’nin 2026 yılında kullanılmaya başlanması bekleniyor.
‘DİLDE, FİKİRDE, İŞTE BİRLİK’ REHBER OLMALIOrtak alfabe kararını değerlendiren KKTC’nin ilk Kültür Bakanı İsmail Bozkurt, İsmail Gaspıralı’nın “Dilde, fikirde, işte birlik!” sözünü hatırlattı. Bu sözün Türk Dünyası için rehber olması gerektiğini kaydeden Bozkurt, “Elbette ki çağımızda ve gelinen aşamada, Türk ülkelerinin kendi istek, istenç ve tercihleri olmadan ortak alfabeye geçmesi düşünülemez bile! (Kıbrıs örneğindeki gibi!) Nitekim 34 harfli Ortak Türk Alfabesi kararı oybirliği ile alındı. Daha da önemlisi, her ülke ortak alfabe konusunda kendi anayasal düzenine göre karar verecek.” ifadelerini kullandı.
34 HARFİN TAMAMININ KULLANILMASI ŞART DEĞİLKamuoyunun merak ettiği sorulardan biri olan “Alfabe değişecek mi?” sorusuna yanıt veren Bozkurt, “Bir konuyu açıklığa kavuşturalım: Her ülke 34 harfin tümünü de kullanmak zorunda değil! Yapılacak şey, her ülkenin kendi alfabesinde kullanacağı harfleri ortak alfabe içinden belirlemesi ve aynı harfin aynı sesi yansıtmasıdır. Türkiye ile KKTC’nin alfabelerinde değişiklik yapmalarına gerek yoktur çünkü şu andaki 29 harf, ortak alfabede zaten vardır.” dedi.
ORTAK İLETİŞİM DİLİNE İHTİYAÇ VARTürk Dünyası’nın ortak alfabeyle birlikte ortak bir iletişim diline de ihtiyacı olduğunu belirten Bozkurt, bu ortak iletişim dilinin Türkiye Türkçesi olmasının en gerçekçi yol olduğunu kaydetti. Bozkurt, “Tarihsel sürece ve günümüzdeki gerçeklere bakıldığında, Türk Dünyası için ortak alfabe kadar, ortak iletişim diline de gereksinimi olduğu kesindir ama böyle bir iletişim dili, Rusça (ve İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Portekizce) örneklerindeki gibi dayatmalarla değil ortak istek ve kararlarla olabilir. İletişim dilinin bizim de kullandığımız Türkiye Türkçesi olması en gerçekçi yol gibi görülüyor. Dilci değilim ama Türkmenistan dışındaki Türk Cumhuriyetleri ile Rusya Federasyonu içindeki Tataristan’la Başkurdistan’a, günümüzde Kırım’a, Moldova içindeki Gagauzyeri’ne ve tüm Balkan ülkelerine gittim. Kendiliğinden öyle bir süreç yaşandığını rahatça söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
SİYASAL KARARLILIK VE ÜLKÜ BİRLİĞİ EKSİKKıbrıs Balkanlar Avrasya Türk Edebiyatları Kurumu Başkanı Halkbilimci ve Şair Metin Turan ise ortak alfabe çalışmalarının yeni olmadığını dile getirdi. Turan, “Ortak alfabe sürecinin yeni olmadığı, yani bundan neredeyse tam bir yüzyıl önce başlatıldığı anımsanırsa, öncelikle bunun tarihsel bir sorun olduğu kavranmış olur. Haklı olarak ortak bir alfabenin varlığı, toplumlar arasındaki kültürel derinleşmenin de öncelikli basamağını oluşturacaktır. Burada dikkat çeken nokta, alfabeye yeni harfler ekleme kaygısının varlığıdır. Bu özellikle bizim kullanmakta olduğumuz alfabenin yetersizliğine mi işarettir? Katılmıyorum.” dedi. Bugün kullanılan Türk harflerinin en zengin edebiyat birikimini var ettiğini kaydeden Turan, Türk Dünyasında birlik için siyasal kararlılığın ve ülkü birliğinin eksikliğine dikkat çekti. Turan, “Mevcut Türk harfleri bugün eriştiğimiz zengin edebiyat birikimini var eden bir alfabedir. Tam tersine özellikle 1991 yılından itibaren başlatılan ve yazık ki ciddi bir yol kat edemediğimiz ortak alfabe sürecinde harflerden daha öncelikli olan siyasal kararlılığın, ülkü birliğinin olmamasıdır.” İfadelerini kullandı.
ORTAK KAVRAMLAR YAYGINLAŞTIRILMALIBilimsel gelişmelerle ilgili ortak kavramların yaygınlaştırılması gerektiğini vurgulayan Turan, “Bir önemli eksiklik de bilimsel gelişmelere yönelik ortak kavramların yaygınlaştırılması ve bu coğrafyadaki edebiyat birikiminin yetkin yaratıcılarının yetkin aktarıcılar tarafından ortaklaşa aktarılmamasıdır.” sözlerini kullandı. Ortak Türk Alfabesinin Türk Dünyasındaki işbirliğinin genişlemesi ve derinleşmesine büyük bir katkı yapacağını kaydeden Turan, “Türk Dünyasının ortak bir alfabede buluşması tartışmasız kültürel, sanatsal, ekonomik işbirliklerinin genişlemesi ve derinleşmesine katkısı büyük olacaktır. Dilbilimci olmadığım için alfabeye yeni harfler eklemek gerekçesinin hangi maddi temelleri olduğunu bilemiyorum ama ortak alfabenin bu coğrafya üzerinde iletişimi kolaylaştıracağına inanıyorum.” değerlendirmesini yaptı.