Eğitim Sen’den “Çedes Projesine Hayır” imza kampanyası

Milli Eğitim Bakanlığı, Gençlik, Spor Bakanlığı ve Diyanet işleri Bakanlığı arasında imzalanan “ÇEDES” protokolüne karşı tepki gösteren Eğitim Sen Bandırma Temsilciliği imza kampanyası başlattı. Eğitim Sen Bandırma Temsilciliğinden yapılan açıklamada, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) Protokolü ile laik eğitim ve yaşam doğrudan hedef haline getirilmiştir” denildi.

 

Eğitim Sen Bandırma Temsilciliği tarafından yapılan açıklamada, “Türkiye'de eğitimin ve toplumsal yaşamın dini kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik politika ve uygulamalar, eğitimin bütün kademelerinde ve toplumsal yașamın her alanında karşımıza çıkmaktadır. Son olarak Mili Eğitim Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ve Diyanet işleri Başkanlığı arasında imzalanan "Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum" (ÇEDES) Protokolü ile laik eğitim ve laik yaşam doğrudan hedef haline getirilmiştir. Bizler, aşağıda imzası olanlar, laik eğitim, laik yaşam ve eşit yurttaşlık hakkımızı savunuyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın farklı kurum ve kuruluşlarla yaptığı ÇEDES ve benzeri proje ve protokollerin tümüyle iptal edilmesini talep ediyoruz. Yıllardır bizzat iktidar eliyle hayata geçirilen ve birbirinden ayrı olması gereken eğitim alanı ile inanç alanlarının birbirine karıştırılmasına yönelik her türlü uygulamadan derhal vazgeçilmelidir.” İfadelerine yer verildi.

 

Eğitim Sen’li öğretmenler, okulun ilk günü, Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından gönderilen bildiriyi okudular.

 

Eğitim Sen Bandırma Temsilciliği Sosyal Medya hesabından yapılan paylaşımda” Okulun ilk günü kurul toplantısında Eğitim Sen’li öğretmenler olarak, pedagojiyi ve bilimsel ilkelerimizi görmezden gelen ÇEDES vb tüm proje ve protokollere karşı demokratik, laik, bilimsel eğitimden ve adil bir yaşamdan yana tutum alarak Eğitim Sen Genel Merkezi tarafından gönderilen bildirimizi okuduk.” denildi.  Bildiride ise şu ifadelere yer verildi; 

 

“Bizler toplumun eğitim hakkına erişimini sağlayan, yetiştirdiğimiz öğrencilerle sadece bugünü değil, geleceği belirleyen öğretmenleriz. Bu nedenle temel sorumluluğumuz öncelikle topluma ve insanlığa karşı olmalıdır. Öğretmenlik Meslek Kanunu ve son olarak önlük ve kılık kıyafet tartışmalarıyla mesleğimiz değersizleştirilmek, haklarımız yok sayılmak istense de bizler en önemli kamu hizmetlerinden birisini, yani toplumun nitelikli bir eğitim hakkına erişimi için emek veriyoruz. Her birimiz fakültelerimizden mezun olurken, mesleğimizi icra ederken bu sorumluluğun heyecanını ve ağırlığını hissettik ve hissetmeye de devam ediyoruz.

 

Bizler, her öğrencimizin eşit haklara sahip olduğunu, eşit yurttaşlığın en önemli ilke olduğunu öğretmeye çalışırken, karma eğitimi tartışmaya açmak, bazı seçmeli dersleri zorunlu seçilecek dersler haline getirmek ve önlük uygulamasını gündeme getirerek öğretmenleri tek tipleştirmeye çalışmak eğitim süreçlerinin en önemli çelişkisi durumundadır.

 

Kamusal, laik ve bilimsel eğitim, nitelikli bir eğitim hakkına erişim açısından bir bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı bu görevlerini Diyanet İşler Başkanlığı ve Gençlik ve Spor Bakanlığı ile paylaşıyor. Üç kurumun bir araya gelerek oluşturduğu, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) Projesi kapsamında pedagojik eğitimi bulunmayan vaiz, imam hatip ve Kur’an kursu öğreticilerinin eğitim kurumu olan okullarda ‘manevi danışman’ olarak görevlendirilmesinin önü açılıyor. Bakanlığımız kendi asli sorumluluğunu başka kurumlarla paylaşmamalı ve bu sebeple protokol ve proje uygulamalarına son vermelidir.

 

Toplum, farklılıkları olan ve söz konusu farklılıklarıyla birlikte de eşit, demokratik ve adil bir yaşam hakkına sahip yurttaşlardan oluşmalıdır. Bu gerçek, sadece anayasa ve yasalarda değil, evrensel hukuk normlarından da yer almaktadır. Eğitim-öğretimde devreye konulacak yeni uygulamalar bu anayasal ve evrensel ilkelere uygun olmalıdır.

 

Bizler, Eğitim Sen’li eğitim ve bilim emekçileri olarak, laik ve bilimsel eğitim hakkını ortadan kaldıran, eşit yurttaşlık ilkesini yok sayan, pedagojiyi ve mesleki ilkelerimizi görmezden gelen ÇEDES ve benzeri tüm projelere ve protokollere karşı demokratik, laik, bilimsel eğitimden ve adil bir yaşamdan yana tutum alıyoruz.

 

Ayrıca önlük giyme uygulamasını doğru bulmadığımızı ve sendikamızın almış olduğu karar doğrultusunda önlük giyme uygulamasına katılmayacağımızı belirtmek istiyoruz.”