İnce’den CHP ve İYİ Parti’ye ittifak çağrısı

Memleket Partisi’nin Cumhurbaşkanı adayı ve Genel Başkanı Muharrem İnce, katıldığı televizyon yayınında açıklamalarda bulundu.

Memleket Partisi lideri İnce, CHP ve İYİ Parti’ye yeni ittifak önerisinde bulundu.

İttifaklar iki türlü kurulur. Bir ilkeler bir de menfaat ittifakı kurulur. Hüda Par’la AKP ittifak kuruyor, Türk bayrağını tartışıyor. MHP de susuyor.

‘YÜCE DİVAN’ HATIRLATMASI

“Millet İttifakı da bir çıkar ittifakı. 59 yaşındayım. 21 sene önce milletvekili oldum. 1 Mart 2003 tezkeresinde oy kullandım. 15,5 milyon oy alıp, Cumhurbaşkanlığı seçiminde 2. oldum. Ağrı’ya 3 kez gittim. Hakkari-Şırnak arasını 3 kere geçtim. Artvin’den Edirne’ye Türkiye’nin dört bir yerini karış karış dolaşıyorum. Erdemli’den Kaş’a kadar bütün Akdeniz sahilini uzun kollu gömlekle dolaştım. Kısa kollu gömlek siyasetçiye yakışmaz. Babacan’ı Yüce Divan’a göndereceksin, vazgeçmişsin Cumhurbaşkanı yardımcısı yapacaksın. Masayı yönetemediler, Türkiye’yi nasıl yönetecekler?”

‘ADAM KAZANDI’ AÇIKLAMASI

“Mansur Yavaş bir kaybetti, bir daha kaybetti, kazandı. Kılıçdaroğlu 13 kere kaybetti, ben bir kere kaybettim. Bir kere penaltı kaçırdım. O mesajı ben açtım, pişman mısın, pişmanım. Ben diyeceğim ki, ‘seçim ikinci tura kaldı’. Kaybettiğimi bilmiyorum, kazandığımı bilmiyorum. CHP görevini yapmamış. Ben Cumhurbaşkanı adayıyım. 12 bin 843 sandığa gözlemci koymamış CHP. Bu 4 milyon oy demek. Bu kadar sandığa gözlemci koymazsanız. YSK’nın bu belgesi ortada iken bana daha seçim gecesini sormak. Beni satmışlar resmen satmışlar! Binim hatam partime güvenmekti. Ben o gençlik, kadın kolları, ilçe başkanlıkları canım ciğerdi. Yukarıda operasyon yapan bu sistemi göçertti. Meral Akşener, Kemal Kılıçdaroğlu neredeydi? Herkes bana soruyor. Beni o akşam hançerlediler.

Siyaset uzlaşma işidir. Cumhurbaşkanı adayı olduğumda Erdoğan’ı, Akşener’i, Demirtaş’ı, Karamollaoğlu’nu ziyaret ettim. Troller Erdoğan’la o gün çekilmiş fotoğrafı bugün çekilmiş gibi yayınlıyorlar. İstanbul il başkanımızı birisi arıyor. Kemal Bey’in iyi dostu. Genel başkanınızla görüşmek istiyorum demiş, olur dedim. Buyrun benimle görüşmek istiyormuşsunuz dedim. Çok üzülüyorum sizi buluşturayım dedi. Olur dedim, aradan 2 ay geçti. 2 kişi ofisime geldi. Bir uzlaşma yolu bulamaz mıyız dediler. Ben size zeytindalı uzatayım dedim. Şu trolleriniz var, üç kişi dedim. T’nin, E’nin, O’nun trolleri. Bu troller ikide bir de hakaret etmesinler dedim.

CHP Genel Merkezi’nde birtakım insanlar oturuyor Muharrem İnce’yi kötülemek için. Sadece ‘Ak troller’ yok.

‘AK PARTİ’DEN ÇOK OY ALIYORUM’

Ben AK Parti’den çok oy alıyorum. Kemal Bey alamıyor, ben alıyorum. Onlar da beni görüyor. Bugün CHP’de uçakta bir milletvekille yanyana oturduk, kendisine de söyledim ‘ayıp oluyor’ dedim. Eğer oturup konuşacaksak, ben size zeytindalı uzatayım dedim. Şu ‘sarayın adamı, AK Parti destekliyor’ iftiralarını atmayın dedim. AK Parti’ye gerek yok; CHP kendi evlatlarını yemekte çok mahir zaten. Sayın Akşener masada ‘kazanacak aday istiyorum’ dedi, masadan kalktı. Aynı mahfiller Meral Akşener’e neler söylemediler. CHP Genel Merkezi’ndeki trollerin gazabına uğradı.

‘İYİ PARTİ’Yİ AYRI TUTUYORUM’

Beni kimse aday yapmadı. Genel başkanların birini Cumhurbaşkanı aday yapma hakları olmamalı. Ben partimde sandık kurdum, 105 bin kişi oy kullandı. Bu insanlar bana güvenmiş, 105 bin kişi oy kullanmış. Ben bunların kararı olmadan ne çekilirim ne bir şey yaparım. Burada bir örgüt var. Ama Milli Yol Partisi’yle görüştü, BTP ile görüştü, DP’yi Cumhurbaşkanı yardımcısı yaptı. Masada İYİ Parti’yi ayrı tutuyorum. Geri kalan 4’ünün toplamının 4 katı oyum var.

‘BİRLİKTE KORUYALIM’

Öneriyorum, 1 yıldır bağırıyorum. Altılı Masa Cumhurbaşkanlığı seçimini ayrı yapsın, sandık güvenliği için bütün muhalefet partileri hepimiz bir araya gelelim sandıkları koruyalım diyorum. Mesela Kırşehir bizim olsun, biz koruyalım sandıkları. 200 bin sandığı birlikte koruyalım. Bunu söylüyorum, hala karşılık bulmadı. 10 Nisan’da listeler açıklandığında göreceksiniz. Benim kehanetlerim var ya, dolar 10 lira olacak, deprem meselesi, 3 Mart’ta görürsünüz diyorum ya. Bana ‘bölücü’ diyenlere ’10 Nisan akşamı görüşürüz’ diyorum. Yandı gülüm keten helva.

İnsanlar şu travmadan çıkamadılar. DYP, DSP, ANAP, SHP dördü 10’la 20 arasında dağıldı. Tayyip Erdoğan 20-25 arasında seçildi. Şu anda girdik; 25 Muharrem İnce aldı, Kılıçdaroğlu 35 aldı, 40 Erdoğan aldı. Seçilemiyor. Seçilemiyorsa oy bölmesi niye? Belediye başkanı olsa seçiliyor. Belediye başkanlığı seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi aynı ölçüde ölçüyorlar. Matematik bilen adamlar bunu söylüyor. Burada oy bölmesi olmaz.”

‘OLAĞANÜSTÜ OY ALACAĞIM’

“Olağanüstü oy alacağım. CHP Cumhurbaşkanı adaylığımda arkamda değildi ki, belki de yüktü. Para harcamadılar. Afişlerimi asmadılar. Sıfır moralle çalıştırdılar. Kan kusturdular bana. Oy verdikleri şüpheli. Ben CHP’nin oylarına, AK Parti’ye oy verip bugün pişman olanların oylarına, MHP’nin, HDP’nin oylarına da talibim. İYİ Partililerin, sandığa gitmeyenlerin oylarına talibim. Emin olun, üyelerimiz içinde CHP’den istifa edip gelenlerin oranı yüzde 20. Oy bölünmesi olmaz. İnsanları korkutup oy almaya çalışıyorlar. Altyazıları okuyorum televizyonlarda ‘Muharrem İnce çekil, yoksa hesap veremezsin’ deniyor. Ben o riski görüyorum, sokağı da görüyorum. Ben salon siyasetçisi değilim.

Muharrem İnce bu ülkede seçmeni, taraftarı olan bir insan. Beğenirsin, beğenmezsin. İnce’yi destekleyenlere belki ikinci turda ihtiyacınız olacak. Niye bunlara ‘sarayın adamı, troller’ diye iftira atıyorsunuz. Bu insanlar ikinci turda oy vermezlerse. Bunu neden yapıyorlar biliyor musunuz? Erdoğan’ı kazandırmak istiyorlar. Bunlar Kemal Bey’in yanındalar. Kemal Bey’den kurtulacaklarını hesaplıyorlar. Yüzde 100 garanti belediye başkanlığı yerler var. Çankaya, Beşiktaş var. Dertleri Türkiye değil. Buralar. Benim CHP ile hiçbir sorunum yok. O arkadaşlar canım ciğerim. Biz onlarla aynı ekmeği bölüştük.

Geçen gün Şaban Sevinç, gazeteci arkadaşımla ofisimizde oturuyoruz. Telefonumda partinin hesabını dakika dakika görebiliyorum. Bağışlara bakıyorum. Şahidim orada. ‘Şaban partiye bağış yapıyor insanlar’ diye gösterdim. 1-2 milyon para vardı. Bir 20 dakika geçti, bir daha girdim, hesaba, 8 bin lira artmış, 20 dakikada. 50 lira, 100 lira ile 8 bin lira olmuş. Bugün sabah kalktığımızda 5 bin üye daha gelmiş. Millet 50 lira, 100 lira yağdırıyor parayı. En fazla 2 bin lira gördük. Bir yanda Hazine parası ile koca hükümet, bir yanda belediyeleri ile muhalefet, bir otobüs bir telefonla yeneceğim bunları. Bir otobüs, bir telefon ve gönüllülerle yeneceğim bunları. Yüzde 30 alacağım, ikinci tura ben kalacağım. 4 Mayıs 2018 günü herkes burun kıvırdı benim adaylığıma. İlk mitingimi Edirne’de yaptım. Edirne’nin performansını hiç beğenmedim. Hakkari’ye gittim. Ayağa kaldırmam lazım dedim. Hakkari de olmadı. 10 gün sonra ayağa kaldırabildim. İlk kez televizyona çıkıyorum kampanyada. Arkadaşlarıma MKY’da sordum ‘en saygın hangi kanalda çıkabilirim’ diye. Arkadaşlar ‘Habertürk’te Fatih Altaylı’da’ cevabı verdi. Ondan sonra size mesaj attım.

Kampanyaya başlarken benim oyum 19-20’ydi. 24 Haziran 2018’de 30,64’e geldim. 11 puan artırdım. Bazen kampanyalarda 3’le başlarsınız, 13’le bitirirsiniz. Bazen 23’le başlar 13’le bitirirsiniz. Kampanyanın ruhu önemlidir. Ben kampanyaların adamıyım. Tayyip Bey, Ekrem İmamoğlu ve ben kampanyaların adamlarıyız. Daha 45-50 zamanımız var. Ben yaşama sevincini temsil ediyorum. Gençlere ‘nano teknoloji, füzyon’ diyorum. Benden başka füzyonu anlatabilecek, tanımlayabilecek başka bir siyasetçi var.”

‘TAHA AKYOL, NACİ GÖRÜR, CELAL ŞENGÖR’

“Kafamda 300 isim var. Bunların bir kısmı partide şu anda. Bir kurul kuracağım. O kurulda size de teklif edeceğim mesela. Bir danışma kurulu kuracağım. Taha Akyol, Naci Görür, Celal Şengör’e de teklif edeceğim. ‘Bana yardımcı olacaksınız’ diye teklif edeceğim. Maaş falan yok; masraflarını vereceğim. Devlet evinde konaklanacak o kadar. Şu anda kamuda görevli bürokratlar var. Kendinin bile haberi yok benim ekibimde olacağından. 81 vali, emniyet müdürü, Hazineci, planlamacı, Dışişleri bürokratı. Bir emekli büyükelçi var, haftalık rapor yazıyor. ‘Kenarda dur, bana gelme, sana zarar gelir’ diyorum.”