LGBT’ci Paris Olimpiyatı!

ZERRİN ÖZTÜRK

İnsan özgürlüğü üzerine algıları, çocuk yaştan itibaren bulandırarak, “bunalımı ve çıkışsızlığı” özgürlük diye sunan Batı Emperyalizmi, dünyanın sportmenlik, barış ve kardeşlik zirvesi olimpiyatlara da zehrini bulaştırdı.

Bu yılın Paris Olimpiyatları’na sakallı, kadın kıyafetleri içinde kadın cinselliğini adeta karikatürize eden transeksüeller, birbirleriyle uluorta öpüşmeyi marifet sayan kadınsılar, kadınları yumruklayıp saniyeler içinde eleyen eşcinseller ve benzerleri damgasını vurdu.

Cinsel organ ameliyatları geçirmekle, lazer operasyonlarıyla da olsa kadın olamayan ve paraya para demeyen sözde tıpçıların ellerinde heba olan insanların ezici çoğunluğu, sonunda kendilerini bunalım ve intiharın eşiğinde buluyorlar. Ama ne gam, bu çürümüş sistem ömrünü uzatmak için insanın doğasına saldırıyor, neredeyse kökümüzü kurutarak kontrol edebileceği köleler dünyası hedefine ulaşmaya çabalıyor.

Olimpiyatlarda kadının XX kromozomları, dış görünüşü kadınsılaştırılmış XY kromozomlu sporcular aracılığıyla aşağılanıyor. Her dala XY kromozomlu kadınsıları yerleştirip kadınları spordan uzak tutma girişimlerinin, 21.yüzyıl uygarlığında hem de olimpiyatlardaki anlamı, kadınları hapsetmektir!

KADINLAR SUSMAZ

Kadınlar, insanlığın varoluşundan beri yaşamın kaynağı, anasıdır. Uygulanansa insan soyunu tüketmenin, toplu kısırlaştırmanın, kendine yabancılaştırmanın, en kaba biçimde tezgâhlandığı kadın soykırımıdır.

Paris’te sporun zirvesi olimpiyatlarda, yayılmacı saldırgan Batı emperyalizmi, açıkça kadına meydan okudu, “Kökünüzü kurutacağım, çocuklarınızı yoldan çıkaracağım, ahlâkınızı yerle bir edeceğim!” dedi.

Aşkımızı, sevgimizi, şefkatimizi, doğurgan emeğimizi hor gören, üstünde tepinen Batı, Paris Olimpiyatları’nda çağ dışılığa, gericiliğe savrulduğunu dünyaya kanıtladı.

Kadınlar buna susmaz. İşte, kadın boksörümüz Esra Yıldız Kahraman’ın ringde XX kromozomu işaretiyle dans etmesi bunun ilk örneklerinden. Macar boksör Luca Anna Hamori, daha maçın başında, rakibi Cezayirli İmane Khelif için “Ben onu yenemem, o bir erkek!” diye isyan etti, bilinen oldu maçı 5-0 kaybetti.

Geçen yıl Uluslararası Boks Birliği (IBA)’nin testosteron testine dayanarak elediği İmane Khelif’i sözde gerekçelerle Paris Olimpiyatı’na dahil eden Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)’ni ben de buradan kınıyorum.

SPORTMENLİĞİ, YÜKSELEN ASYA TEKRAR AYAĞA KALDIRACAK

Milattan Önce 8. yüzyıla dayanan tarihiyle dünyaya sportmenliğin en ileri örneklerini sunan olimpiyatlar, Batılı ülkelerin elinde, Fransa’da, ekonomileri gibi tökezledi. Dizleri üstüne düşürülen dünya sportmenliğini Yükselen Asya tekrar ayağa kaldıracaktır.

Rusya, Belarusya ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Olimpiyatlara resmi olarak davet edilmeyişi de Paris Olimpiyatlarına kara leke sürmüştür. Şu işe bakın ki Uluslararası Adalet Divanı’nda soykırım suçlusu olarak yargılanan İsrail oyunlara katılabiliyor, fakat spor ülkesi koskoca Rusya davet edilmiyor. Bunun da bir LGBT sapkınlığı olduğundan kuşkunuz olmasın.

Batılı ülkeler, kuralları kendi çıkarlarına göre belirliyor, ölçüleri kendi değerleri ölçüsünde ele alıyorlar.

Batı’nın tükenişini simgeleyen Paris Olimpiyat Oyunları, sporda LGBT’yi meşrulaştırma ve yaygınlaştırmanın aracı olarak tarihe geçti!

Kadınları gözden çıkaran sportmenliğin göstermelik olduğunu görüyoruz. Sistemin çarpıklığı sağlığımıza, gündelik hayatımıza, ilişkilerimize saldırı halindedir.

Kadınlığımızı yücelten sistemleri kendi ellerimizle kuracağız. Bu, güneşin Doğu’dan doğması kadar gerçektir. İnsanımızı çürüten, kadını yok sayan bütün hesaplarınızı bozacağız!