Lübnan'da ABD-İsrail'in kirli oyunu.!
Donald Trump yönetimi, Lübnan’a Hizbullah’ı hızla ve zorla silahsızlandırmaması halinde yeni bir İsrail savaşıyla karşı karşıya kalacağı uyarısında bulundu. New York Times’a (NYT) göre bu uyarı, Lübnan hükümetinin cuma günü direnişi silahsızlandırma planlarını görüşeceği oturumdan sadece birkaç saat önce geldi.
Amerikalı yetkililer NYT'ye, “Lübnanlı liderlerin Hizbullah’ı silahsızlandırmak için zamanı tükeniyor. Aksi hâlde ABD ve Körfez Araplarının mali desteğini kaybetme, hatta yeni bir İsrail askeri harekâtıyla yüzleşme riski var.” dedi.
Lübnan Genelkurmay Başkanı Rudolphe Haikal’ın, orduya “Hizbullah’ı zorla silahsızlandırma” emri verilmesi hâlinde istifa tehdidinde bulunduğu öne sürüldü.
Lübnan ordusunun hükümete sunması beklenen planda, zorla silahsızlandırmanın önündeki engellere dikkat çekileceği ve herhangi bir tamamlanma tarihi verilmesinden kaçınılacağı bildiriliyor.
'YARDIMLARI KESERİZ'Washington, Lübnan parlamentosunun Hizbullah’la olası bir çatışmadan çekinerek geri adım atmasından endişeli. Bir yetkili, “Eylemsizlik ya da yarım tedbirler, Kongre’nin Lübnan ordusuna her yıl sağladığı yaklaşık 150 milyon dolarlık yardımı kesmesine yol açabilir.” tehdidinde bulundu.
Cumhuriyetçi Florida Vekili Greg Steube’nin de dile getirdiği üzere bazı Kongre üyeleri Hizbullah’a karşı hareketsiz kalmakla suçladıkları Lübnan ordusuna ABD dolarlarının aktarılmasını yasaklayan yasal düzenlemeleri daha önce desteklemişti.
'İSRAİL İŞİ KENDİ ELİYLE BİTİRİR'Yetkililere göre en büyük risk, “gecikmenin İsrail’i işi kendi eliyle bitirmeye yöneltmesi” yani yeni bir askeri kampanya başlatması.
Geçen yılki ateşkesten bu yana İsrail’in Lübnan’a saldırıları durmadı; son dönemde ise tırmandı. İsrail birlikleri ayrıca Hizbullah’a karşı başarısız kara operasyonlarının ardından ateşkes sürecinde Güney Lübnan sınırında kurduğu işgal bölgelerini genişletti. Tel Aviv, ancak Hizbullah silahsızlandırılırsa “kademeli kuvvet azaltımını” düşüneceğini açıkladı.
Başbakan Binyamin Netanyahu da Lübnan’ın “direnişi silahsızlandırma çabalarını desteklemeye” hazır olduklarını söyledi.
Yakın zamanda Lübnan’ı ziyaret eden, İsrail yanlısı şahin Senatör Lindsey Graham da “Hizbullah silah bırakmazsa zorla silahsızlandırılmalı” dedi.
'BAŞARISIZLIĞA MAHKUM'Lübnanlı gazeteci Halil Nasrallah ise meseleye ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Bu, silahların sınırlandırılmasını onaylayanlara karşı baskının artırıldığını ve Washington’ın Lübnan ordusunu zor durumda bırakmak istediğini gösteriyor. İsrail’in böyle bir askeri kampanyaya girişmesi ise ne kadar ileri giderse gitsin başarısızlığa mahkûmdur. Üstelik bu denli bir tırmanış, kartların yeniden dağıtıldığı bölgesel bir çatışmayı tetikler; mesele Lübnan direnişiyle sınırlı kalmaz.”
Hizbullah daha önce defalarca İsrail işgali tümüyle sona ermeden silahsızlanmayı kabul etmeyeceğini açıkladı.
İKİ PROVOKASYON SEÇENEĞİWashington-Tel Aviv-Beyrut üçgeninde bir süredir Hizbullah'ın silahsızlandırılmasını ve tekrar etkin hale gelmesini önlemek için iki tedbirden söz ediliyor:
1. Lübnan’ın güneyinde İsrail sınır hattında, “Trump Ekonomi Bölgesi” kurulması.
2. Beyrut’un güney banliyölerinin kuşatma altına alınması.
Her iki bölgenin de ortak özelliği Hizbullah’ın kalesi olması.
TARİH NE DİYOR?1978’de İsrail’in Güney Lübnan’ı işgalinden bu yana, Hizbullah’ı silahsızlandırmaya yönelik birçok girişim denendi ancak sonuçsuz kaldı. 1989 Taif Anlaşması’nda Lübnan’daki milislerin silahsızlandırılması öngörülse de “İsrail işgali devam ettiği sürece direnişin meşruiyeti” gerekçesiyle Hizbullah istisna tutuldu.
2000’de İsrail’in çekilmesinin ardından bu kez uluslararası baskılar arttı, fakat Hizbullah kendini “ulusal direniş” kimliğiyle korudu. 2006’daki İsrail–Hizbullah savaşı sonrasında BM Güvenlik Konseyi’nin 1701 sayılı kararı direnişin silahsızlandırılmasını yeniden gündeme getirse de fiilen uygulanamadı. Hem Lübnan içindeki siyasi dengeler hem de Hizbullah’ın toplumsal tabanı, bugüne kadar hiçbir girişimin başarıya ulaşmasına izin vermedi.
Bu tarihsel çerçeve göz önünde tutulduğunda birçok analist, Hizbullah'ı silahsızlandırma girişimlerini iç savaş kışkırtması ya da İsrail'in ülkeyi yeniden işgali için bahane olarak değerlendiriyor.