Mustafa Suphi’yle Sovyet basınında söyleşi...

DOÇ. DR. MEHMET PERİNÇEK

Bakû merkezli Türkiye Komünist Partisi’nin (TKP) lideri Mustafa Suphi ve 14 arkadaşı, 28-29 Ocak 1921 gecesi Trabzon açıklarında öldürülmüşlerdi. Mustafa Suphileri, ölüme götüren sürecin ayrıntılarını Sovyet arşiv belgeleriyle “Türk-Rus Diplomasisinden Gizli Sayfalar: Siyaset-Askeriye-Ekonomi-Kültür-Bilim-Spor” (Kaynak Yayınları, Genişletilmiş 3. Basım, 2016, s.91-107) başlıklı kitabımızda ayrıntılı bir şekilde ele almıştık.

15’lerin bu ölüm yıldönümünde ise Mustafa Suphi’nin Sovyet basınına verdiği bir röportajı ilk kez tam metin olarak yayımlıyoruz. Sovyet şarkiyatçıları tarafından sadece bazı bölümleri aktarılan bu söyleşiyi Mustafa Suphi, başında Stalin’in bulunduğu Milliyetler Halk Komiserliği’nin Rusça yayın organı “Jizn Natsionalnostey”e (Milliyetlerin Yaşamı) vermiş.

Mustafa Suphi, söyleşiyi İtilaf güçlerinin çıkartma yapması ve Beyaz Orduların girmesi üzerine terk etmek zorunda kaldığı Rusya’nın Karadeniz kıyılarından geldiği Moskova’da gerçekleştirmiş. Söyleşi, gazetenin 5 Ekim 1919 tarihli sayısında yayımlanmış (“Polojenie v Turtsii: İz Besedı s Predsedatelem Turetskih Kommunistov Tov. M. Subhi”, Jizn Natsionalnostey, No. 38 (46), 5 Ekim 1919):

TÜRKİYE’DE DURUM

Bugünlerde Odesa’dan Moskova’ya, Doğu Halkları Komünist Örgütleri Merkez Bürosu’na gelen M. Suphi Yoldaş, Kırım’ın tahliyesi sırasında Sovyet örgütleriyle beraber Simferopol’den Odesa’ya gittiğini, ancak Müttefik güçlerinin çıkartmasından dolayı [askeri] birliklerle orayı terk etmek zorunda kaldığını ve Güney Gurubu Ordusunun Jitomir’e ulaşmayı başardığını aktarıyor. Aynı zamanda infazına ilişkin 183 nolu “Pravda” gazetesinde çıkan erken haberi tekzip etmenin de yararlı olduğunu düşünüyor.

Türkiye’deki siyasi çalışmanın karakteri üzerine ise şunları ifade etti:

İki ay önce Türkiye’den Odesa’ya gelen iki yoldaş, yayınlarımızın orada elde ettiği başarıyı ve giderek yükselen Bolşevizmi anlattılar. Samsun, Trabzon ve Erzurum bölgelerinde halk ve ordu arasında devrimci komünist hücreler örgütlenmiş. İstanbul’da da yeraltında çalışarak “Yeni Dünya” gazetesinin birkaç nüshasını çıkaran bir komünist hücre örgütlenmiş.

İfade ettikleri üzere Türkiye'nin bazı bölgelerinin İngiliz-Fransız-Yunanlar tarafından işgali, artık İstanbul hükümetine karşı isyana hazır hale gelen Türk kitleleri arasında şiddetli tepkiye yol açmış. Böylece, Yahya Rezis [Reis olabilir-MP] adında biri, komünist yoldaşlarımız ve Rusya'dan dönen Türk savaş esirleriyle birlikte, Trabzon'da sadece İngiliz-Fransız emperyalistlerine karşı değil, aynı zamanda yerel sömürücülere karşı da savaşan bir gerilla çetesi oluşturmuş. Benzer çeteler, Adana, Aydın, Kastamonu vilayetlerinde ve Samsun çevresinde de mevcut. Bu yoldaşlar tarafından aktarılan haberleri, Anadolu'da 3. Ordu’nun hükümete karşı bir isyan içinde olduğuna dair son telgraflar da teyit etmektedir. Evet, isyancıların başındakiler generallerdi, bunlar kısa bir süre öncesine kadar sultanın hizmetkârlarıydı, isyanın kendisi ise şovenizme meyilli güçlü bir milliyetçi tona sahipti. Ancak işçilerin ve köylülerin çocukları olan Türk askerlerinin, şimdiye kadar “kutsal”, dokunulmaz vb. olarak görülen sultana karşı ayaklanmaları, Türk işçilerinin ve köylülerinin iktidarın sadece ve sadece kendilerinin hakkı olduğunu anladıkları gerçeğini ifade etmektedir.

Kafkasardı ve Dağıstan halkları, Müttefiklere ve onun uşağı Denikin’e karşı artık ayağa kalktı ve Türkiye’nin işçi ve köylülerinin ortak proleter aileye katılacağı zaman hiç de uzak değil.

Pravda’da çıkan Mustafa Suphi’nin ‘idamı’ haberi

Mustafa Suphi’yle gerçekleştirilen bu söyleşi, başka ilginç bilgiyi de ortaya koymaktadır. Rusya Komünist Partisi (b)’nin merkez yayın organı “Pravda”, 19 Ağustos 1919 tarihli nüshasında birinci sayfadan (“Pravda” o dönemde iki sayfa çıkmaktadır) Mustafa Suphi’nin Kırım’da Beyaz Ordular tarafından idam edildiğine dair bir haber yayımlamıştır. (“Kazn Mustafa-Subhi”, Pravda, No. 183, 19 Ağustos 1919, s.1) Bu haber, daha sonra Azerbaycan ve Osmanlı basınına da yansımıştır. Suphi de “Jizn Natsionalnostey”e verdiği röportajdan istifade bu bilginin doğru olmadığını Sovyet basınına açıklamıştır.

Mustafa Suphi’nin bahsettiği “Pravda”da çıkan haberin tam metni şu şekildedir:

****

MUSTAFA SUPHİ’NİN İNFAZI

KURSK, 15 Ağustos. Simferopol’de şehir merkezinde tanınmış Türk komünisti, III. Komünist Enternasyonal katılımcısı Mustafa Suphi, gönüllüler [Beyaz Ordular-MP] tarafından halka açık bir şekilde idam edildi. Suphi, baş aşağı asıldı. Cesedi, bir gün boyunca üç dilde şu yazıyla asılı kaldı: “Bütün komünistlerle işte böyle hesaplaşacağız”.