Ordunat ve Malta Projesi

Bugün Bandırma insanına, çocuklarına Eğridere, Beyderesi, Çayırdere, Eski Sığırcı Deresi’ni, Arıkaltı ve İstanbul derelerini,  Bozdere ve Değirmen Deresi ile  Malta Deresi’ni sorsanız, yerlerini bilip-bilmediklerini merak etseniz doyurucu yanıtı bırakın, hemen hiçbir yanıt alamazsınız.

 

Vazgeçtik çocuk ve gençlerinden. Önümüzde 14 Mayıs’ta milletvekilliği genel seçimleri var. Partileri hiç önemli değil Vekil aday adaylarını  bir sıraya dizip Bandırma’nın derelerini sorsanız, ’kel alaka ‘ denilerek, hiç bir yanıt alamazsınız.

 

Vekil aday adaylarından da vaz geçtik. Bandırma’nın dünden bugüne şeh-ri eminlerini, siyasi parti başkanlarını ip gibi sıraya dizip, aynı soruyu sorsanız, genel olarak beklediğiniz yanıtları alamazsınız. Bu ucube tabloyu bir kenara koyduk. Çocukluğum Kurtuluş caddesinde geçti. Delikanlılığım ve sonraki yıllarım da İhsaniye’de. O yıllarda hemen her ev inşası için yapılan kazılarda yaşanan en büyük sorun. Temel çalışmalarında ortaya çıkan bilek kalınlığındaki su kaynaklarının  bir şekilde köreltilmesi için yapılan kahredici çalışmaları izlemekle geçti. Olmadı en azından suyun akış yolunu değiştirmek için çalışılırdı. Bir sonraki temel çalışmasına kadar. Su, akar su laf dinlemez denir ya.. hemen her mahallesinde açılan kuyularda su toplaşır, kuyu başlarında, ihtiyaç karşılanırdı.

 

Hiç biri kalmadı. Suyun kaynakları köreltildi, suyun yolu değiştirildi, su kuyuları bir bir kapatıldı ve el birliği-gönül birlikteliği ile suya karşı verilen amansız mücadele kazanıldı. İşte bu ‘şehirleşme’ deniyor. Zamanında bir/ikisini bırakalım da şehrin kalan yeşilini itfaiye ile sularız dendi ama o da kaldı mı, tartışılır. Oysa ki, bu kentin çeşme ve kuyuları zamanında kurtuluş umuduydu. Çamaşır deresinde yürütülen tonoz çalışması dün gibi aklımda. Sevgili arkadaşım Sedat Kutbek de iyi bilir, acı ile anımsar. Bir arabanın, içinde gezinebildiği tonozlar, muhteşem sanat yapılarıydı. Mahvedildi.

 

Sonuç olarak, Bandırma’nın çok değil 50-60 sene öncesine kadar su ile derdi ve amansız mücadelesi vardı ve ne yazık ki, ’kentleşme’ adına bu kenti yönetenler, Bandırma’ya kıydı. Dereleri kurutuldu, su kaynakları köreltildi, kuyuları mühürlendi ve kentin güzelim tarihi, belleği, güzellikleri çalındı. O günlerle ilgi çocuklarımıza anlatabileceğimiz bir öykümüz bile kalmadı, yok!

 

Şimdilerde yatıp/kalkıp Malta deresi projesiyle uğraşıyoruz. Oysa ki, Malta deresini besleyen bir ‘göz’ yok. Yağmur yağarsa varlığını anımsatan bir dereden söz ediyoruz. Bir anlamda Yeni Mahalleyi ve çevresini toparlayan bir dere yatağı.

 

98 bin metre karelik yani 100 dönümlük bir alandan söz ediyoruz.

 

Bandırma’nın ekmek-su gibi boş ve kullanılabilir yaşam alanına ihtiyacı var. General Balcı Alanı’nın Bandırma Belediyesine devri sonrasında da alanın kullanımı ve bu amaçla hazırlanan proje üzerinde gündeme taşınan iddialar ve yaşanan tartışmalar biliniyor.

 

Bandırma’da artık alışıla gelmiş genellikle siyasi mahreçli ve rant tartışmalarıyla beslenen bir tartışma kültürü var. Bu aslında genel tablodan ayrı ve bağımsız düşünülecek bir durum değil. Merkezine Bandırma’nın ve Bandırma insanın talep ve arzusunun konmadığı her türlü karmaşa içeren tartışmanın en başta Bandırma açısından anlamı bulunmuyor. Benzer hata ve yanlışlık Askeri Çamlık ve Ordunat arazisi ve proje üzerinde yaşandı. Alan, siyasi polemiklerin ördüğü tartışmalar içinde güme gitti. Sonuçta Bandırma kaybetti.203 dönümlük Ordunat arazisinin projelendirilmesi ve kullanımından söz ediyoruz. Bir yerde 203 dönümlük araziden, diğer yanda 100 dönümlük bir alandan söz ediyoruz ve Bandırma’nın buna tahammülü yok.! Özünde çocuklarımız ve gençlerimizin hakkından  söz ediyorsak, gerisi boş laftır.!

 

Yaşanan tartışmaların başında Rant gelmekte. Yani, emek harcamadan elde edilen kazanım. İktisatçılar tarafından ise "doğanın getirisi"nden söz ediyoruz. Bir diğer ifadeyle ‘ avanta’dar söz ediyoruz. TDK sözlüğüne göre rant’ın karşılığı ‘getirim’dir. Getirim ise, kişilere veya devletlere sağlanan kazanç olarak geçmektedir. Getirim aslında geniş bir yapıya sahiptir. Rant yani getirim sadece bir alanda geçerli olmayıp, toprak ve mevkii olarak da bahsedilmesi mümkündür.

 

Bu yönü ve niteliğiyle kamu yönetimi ve yöneticilerinin yaptığı her hizmet ve yatırım, aynı zamanda bir getirim, bir rant’tır. Hizmet ve yatırımın tüm aşamalarında kamu yararı gözetilse de bu değişmez. Kapitalist üretim ilişkilerinin egemen olduğu bir toplumda piyasa kuralları işler. Örneğin Avlu, Balıkesir’de bir kamu hizmeti ve yatırımıdır. Ancak ticari getirisi çok yönlüdür. Yaptığınız bir yaşam alanı etrafında öbeklenmiş konut ve iş yerleri gerçekleştirdiğiniz kamu yararına hizmetin nesnel paylaşımcıları ve getirimcileridir. Bunu engelleyemezsiniz. O nedenle Malta Projesine koşut ve paralel konuşlanan konut ve iş yerlerinin varlığını sorgulayamazsınız. Bunun mantığı yoktur.

 

Yaptığınız kamu hizmeti ve yatırımının kendi içerisinde nizami ve yasalara uygun olması esastır. Örneğin, Malta Projesi noktasında başından beri tartışma konusu olan, endişe ve kaygıları arttıran şey, Başkan Durgut Ergin’in yönetimi döneminde yapılmış tonoz çalışmalarının kaderinin ne olduğudur. Oysa ki, bu tonoz çalışmasını gerçekleştirenler biliniyor. Boydan boya bu tonoz çalışmaları elden geçirilip, bacalar açılabilir. Kaygı ve tüm endişeler giderilebilir. Keza,100 dönüklük arazinin depremsellik ve heyelan riski giderilebilir. Meclis üyesi Harun Algül’ün Proje alanına ulaşım ile ilgili kaygılarından öte Proje konusunda şeffaflığın sağlanması yanında DSİ ile Çelebi Liman yönetimiyle ilgili kimi sıkıntılar giderilebilir.

 

Sorun ve sıkıntı ne başka?  Proje muhteşem ve elinizi/kolunuzu bağlayan ne..?

 

Eksik olan tek şey, irade, kararlılık, şeffaflık ve bilgilendirme..!

 

Malta Projesi’nin gerçekleşmesinden rahatsızlık duyanlar var mı, sorusunun yanıtı orada. En başta siyaseten bu projenin gerçekleşmesi istenmiyor. Başka..? Projenin Tolga Tosun eliyle ve döneminde bitirilmesi . Tolga Tosun’un siyaseten konumunun güçlenmesi istenmiyor. Bunun Bandırma ve Bandırma’lılarla ilişkisi ne? Hiçbir ilişkisi yok.!

 

Neymiş Efendim, Ordunat Projesi’ne  karşı duranın burnu sürtülecek-miş..Rivayet..!Başka kapıya..! Yazımızın başında da vurguladığımız gibi konu ve dert Bandırma ise gerisi teferruat..! Gerisi hikaye..

 

Esen kalın…