Tezgah tezgah içinde
Amerika Birleşik Devletleri, Hollanda, İsviçre, İsveç, İngiltere, Almanya, Belçika, Fransa ve İtalya terör saldırısı bahanesiyle İstanbul’daki konsolosluklarını geçici olarak kapattılar. Tamamı NATO ve AB üyesi olan bu 9 ülkenin örgütlü bir şekilde konsolosluklarını kapatması İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından “Türkiye’ye psikolojik harekât” olarak değerlendirildi. ABD ve Batı’nın Türkiye’de istikrar istemediğini vurgulayan Soylu, konsolosluk kapatma eylemlerinin bir merkezden yönlendirildiğini vurguladı.
Bakan Soylu, konsolosluk kapatma eylemini yönlendiren merkezle ilgili bilgi vermedi. Ancak gelişmeleri yakından takip eden kaynaklar, dokuz Avrupa Birliği (AB) ve NATO üyesi ülkenin İstanbul konsolosluklarını kapatma eyleminin nasıl gerçekleştirildiği sorumuza şu yanıtı verdi:
“Bu konuda başı ABD büyükelçiliği çekti. İlk olarak Hollanda Büyükelçiliği'ni arayarak ‘Biz kapatıyoruz siz de kapatın’ demişler. Daha sonra da diğer ülkelerin büyükelçilikleri ile temasa geçmişler. Bu arada bu büyükelçilikler de birbirleriyle görüşerek hareket etmişler. ABD, Hollanda, Kanada… Peş peşe konsolosluklarını kapatmaya başlıyor. Kısacası konsoloslukları kapatarak halkı tedirgin eden, turistlerin endişelenmesine yol açan, Türkiye’ye karşı psikolojik harekâtı başlatan ülke ABD. Bu kesin bir bilgi.”
Konsoloslukları kapatma eylemini yürüten merkezin ABD olduğu perşembe akşamı CNN TÜRK’te yayınlanan “Gece Görüşü” programında da gündeme getirildi. Programa katılan gazeteciler, eylemi Amerika’nın Ankara Büyükelçiliği'nin örgütlendiğini belirttiler.
TERÖR GEREKÇESİEdinilen bilgilere göre, dokuz büyükelçilik konsolosluklarını kapatınca Türkiye, buralarla temasa geçti ve gerekçelerini sordu. Büyükelçilikler konsoloslukları kapatma gerekçesi olarak, “Biz bir DEAŞ tehlikesinden çekiniyoruz.” dedi. “Elinizde somut bir tehdit var mı?” sorusunu ise geçiştirdi, “Endişe ediyoruz” demekle yetindi.
YAKALANAN DEAŞ’LILAR
Türkiye sekiz kişiden oluşan DEAŞ’lı bir grup tespit etti. İstihbarat bir Asya ülkesinden geldi. Yapılan takip sonucunda bu DEAŞ’lıların Türkiye’de bir eylem için bulunmadıkları, Afganistan’a gitmeye çalıştıkları ortaya çıktı. Söz konusu 8 DEAŞ’lı da gözaltına alındı. ABD’nin gündeme getirdiği üç ismin bunlar arasında olduğu öğrenildi.
DOST TUTUMU DEĞİLDışişleri Bakanlığı önceki akşam konsolosluklarını kapatan büyükelçileri, Dışişleri Bakanlığına çağırdı. Görüşmede büyükelçilere, “Viyana Sözleşmesine göre kapatma hakkınız bulunuyor. Ancak müttefiksek, dost ülkelersek bu konu Dışişleri Bakanlığı ve Türk güvenlik kaynakları ile koordine edilerek yapılmalıydı. Biz sizden bunu beklerdik. Biz böyle yapardık. Siz peş peşe konsoloslukları kapattınız ve halkta panik yarattınız. Ayrıca terör örgütüne çanak tuttunuz, terör örgütünü cesaretlendirdiniz.” diye tepki gösterildiği öğrenildi.
DEAŞ KİM?AB ve NATO üyesi dokuz büyükelçiliğin konsolosluklarını kapatma gerekçesi olarak gösterdiği DEAŞ konusunda da bilgi veren kaynaklar şunları söylediler:
“ABD Suriye’ye DEAŞ’ı bahane ederek geldi. Eski ABD Başkanı Trump açıkça “DEAŞ’ı Obama ve Hillary Clinton’un kurduklarını” söyledi. PKK/PYD bölgeye gelince DEAŞ sessizce bölgeyi onlara bıraktı. Bu işi ABD’nin talimatıyla yaptıkları çok açık. Peki DEAŞ sonra nereye gitti? ABD tarafından Afganistan’a götürüldü. Güvenlik güçlerinin takip ettiği ve gözaltına aldığı sekiz DEAŞ’lı da Afganistan’a gitmek istiyor. ABD’nin Afganistan, İran, Orta Asya bölgesinde yeni planları olduğu çok açık. Kısaca özetlersek DEAŞ, ABD’nin çocuğu. DEAŞ’ın sahiplerine, ABD ve Batı ülkelerine saldırmaz. DEAŞ gerekçesiyle Suriye’de Fırat’ın doğusunu işgal ettiler. Yine aynı örgütü gerekçe gösterip Türkiye’de psikolojik harekât düzenliyorlar. Bunu artık kimse yemez.”
TÜRKİYE'YE ÖZGÜRLÜK GETİRECEKMİŞ!
ABD Ankara Büyükelçisi Jeff Flake, Amerikan Derin Devleti'nin has adamlarından biri. Mormon Tarikatı'nın sadık bir üyesi ve tüm Mormon'lar gibi katıksız bir İsrail dostu. Zamanında Irak'ın işgalinin hararetli bir savunucusu olan Flake, 2002'deki şu konuşmasında ideolojisini ele veriyordu: “Sadece Irak'ta değil, Türkiye ve tüm Orta Doğu'da da etkin olmalıyız. O bölgede tamamen Amerikan sistemi içinde özgürlüğe bağlı temel bir yapı oluşturmalıyız.”
“Wilson Prensipleri” olarak bilinen ve ABD'nin küresel jandarmalığının ideolojik temelini oluşturan bu yaklaşım, Flake'i de yakından etkilemişe benziyor. Flake, ülkesinin tüm dünyaya “özgürlük” pazarlamasından memnun ve bunun silahla, tehditle, ayak oyunlarıyla yapılmasına karşı çıkmıyor.
Türkiye karşıtı adımlarıyla da bilinen ABD Büyükelçisi, daha 2021'de Senato'da yaptığı konuşmada, Biden'dan sonra sözde Ermeni Soykırımı'nı savunan ikinci kişi olmuştu. Türkiye'nin F-35 projesinden atılmasını savunan Flake, S-400'lere karşı da CAATSA yaptırımlarına ek yaptırımlar istemişti. Rahip Brunson'un yakın bir dostu ve Brunson'un bırakılması için başlatılan kampanyaya destek vermişti.
Jeff Flake, Türkiye'ye neden gelmek istediğini de şu sözlerle özetlemişti:
“Erdoğan'ın baskıcı tutumu, demokrasiye, bir NATO müttefikine yakışmıyor. Ankara'nın demokraside geriye gidişinden ötürü rahatsızlık duyuyorum. İfade özgürlüğü ve toplanma özgürlüğü gibi konularda geriye gidiş rahatsızlık verici. Eğer atanırsam, NATO yükümlülüklerine, insan haklarıyla ilgili taahhütlerine uyması için bastıracağım.”