Ya Hep Beraberiz, Ya Hiç Birimiz!

“Demir gibi metanetli olmayı
Öğütledin bize.
Sen her zaman bize sabırlı olmayı
Çaba göstermeyi öğütledin Hacı.
Allah senden razı olsun!
Allah senden razı olsun
Sana helallik versin
Canım benim...
Sevdiğim, sevdiğim
Bu dünyada da ahrette de
Hem dünyalığım, hem ahretliğimsin...”

 

Bu derin, bu dokunaklı, bir o kadar başı dik erdem dolu sözler, ömrünü emperyalizme karşı mücadeleye adamış, bu uğurda her mihnete, her acıya katlanmış Filistinli bir devrimci kadına ait. Torunlarıyla, oğullarıyla, dava arkadaşı eşiyle birlikte onlarca yakınını, küresel emperyalizmin siyonist canilerine şehit vermiş yiğit bir devrimci anadır o. Yükselen Asya’nın zalime meydan okuyan, şahadeti gülerek karşılayan korkusuz şehidi İsmail Haniyye’nin hayat arkadaşı Ümmü Abdusselam Haniyye’dir..

Bu sözler, Ümmü Abdusselam Haniyye’nin, Hamas Siyasi Lideri İsmail Haniyye’nin başucunda, onu sonsuzluğa uğurlarken veda sözleridir. Veda mıdır ki? Bizce değil.

Aynı yolu yürümüş, birlikte koca bir hayatı paylaşmış, insanlık ve vatan için geçirilmiş ömürlerin sadece korkusuzluğa teslimiyetiyle Hakk’ın ve hakkın önündeki saygı duruşlarıdır.

3 Oğlunun ve 4 torununun şahadet haberini aldığında Şükür namazı kılan yiğitlik örneğidir Ümmü Abdusselam Haniyye. Sonsuz bir fedailik ve adanmışlık, 21.Yüzyılda da insanlık onurunun selameti için var olacak. Demek ki insanlık kendi öncülerini her dem yetiştiriyor.

İsmail Haniyye’nin gelini ise insanlığın şehidi babasına gözyaşlarıyla şöyle seslendi:

“Yeryüzü O’nu kaybetti
Ey Cennet halkı onu aranıza alın
Ey ümmetin evladı özgür şehitler
O’nu aranıza alın.
Allah rahmet eylesin, adam gibi adam
İnsanların en büyüğü, lideri
Ömür boyu ağlasak
Senin hakkını ödeyemeyiz, ya sevgili büyüğümüz.”

Başı dik, hakka ve doğruluğa inancı tam kadınlar, dünyanın aydınlık geleceğini örenlerdir. Batı Asya’da emperyalizme karşı direnen milletlerin birliğinin mayasını sözleriyle karıyorlar. Birliğin bayrağına yapışan güçlü ellerindeki bayrak, rüzgâr nereden ve nasıl gelirse gelsin düşmeyecek, dalgalanacaktır.

Uygarlıkların beşiği toprakların yarattığı insanlık erdemleri, kültürü, dünyanın zulümden kurtuluşunun yolunu açıyor, büyük insanlık buradan ilerleyecek, yükselip özgürleşecek.

Emperyalist saldırganlığa karşı insanlık için tıp öğrenimini bırakıp 1940’larda epik tiyatroyu kurarak zulmün karşısına dikilmiş devrimci Bertold Brecht’in dizeleri, yaşadığımız süreçte mazlumları birleştiren, mücadeleye güç katan, kazanmak için örgütlü ve birlik olmanın zorunluluğunu en net anlatan şair olmuştur:

“Kurtuluş yok tek başına

Ya Hep Beraber, Ya Hiç Birimiz!”

Kadınlar tarih boyunca özgürlüğe ve bağımsızlığa kavuşabilmek uğruna her türlü bedeli ödediler, ödüyorlar. Batı nasıl vahşetini, kuklalarını kolluyorsa, yaşadığımız vatanlarımıza göz dikenlere, saldıranlara, kanlarımızı döken ve canlarımızı alanlara karşı bölge devletleri olarak bir an önce güçlerimizi birleştirmeliyiz.

Düşman kanlı salyalarıyla aramızda dolaşarak ölüm saçıyor, evlerimizin duvarları sarsılıyor. Geç kalmayalım, seferber olalım. Yeter artık!