AK Parti ve 22 yıl
Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz, şiddetle karşısınızdır ya da destekçisinizdir bu sizin politik tercihiniz, ama tavrınız ya da duruşunuz ne olursa olsun değişmeyen bir gerçek, gerçeklik var: Ak Parti 22 yaşını kutluyor. Cumhuriyet Türkiye’sinin 39. partisi olarak kurulmuş, kurulduğu günden beri ülkeye 4 başbakan, 2 cumhurbaşkanı ve yüzlerce milletvekili, belediye başkanı, meclis üyesi kazandırmış, 2002’den bugüne girdiği her seçimden başarıyla çıkmış bir siyasal partiden söz ediyoruz.
Mustafa Kemal Atatürk 1923’ten 1938’e 15 yıl, Demokrat Parti 10 yıl, ANAP 1983’ten 1991 yılına tek başına iktidar olabildi. CHP’nin tek parti yönetimi 50 seçimleri ile son buldu. AK Parti’nin 21 yılı bulmuş iktidar olma başarısını görmemezlikten gelmek mümkün mü? Onun için vurgulayarak söylemek gerekiyor, bu bir parti için tarihsel ve toplumsal açıdan dünyada pek eşine rastlanılmayan siyasi bir başarı hikâyesi ve zaferdir.
Bu siyasi başarı ve zaferin mimarı da başta Cumhurbaşkanı ve AK Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu bir gerçektir ve ne yorum ya da ne yakıştırmada bulunursanız bulunun değişmez bir gerçekliktir.
Siyaset bilimi, sosyoloji hatta psikolojik açıdan kuruluşundan bugüne elde ettiği başarılarla irdelenmesi, incelenmesi ve anlaşılması gereken AK Parti, bilim alanının da çözmesi gereken bir problem, denklem haline gelmiş durumda.
Ben partinin kuruluşu sonrası Erdoğan’ın Bandırma’ya ilk ziyaretini ve o zamanlar İlkHaber Gazetesine partililerle yaptığı ziyareti anımsıyorum. O ziyarette rahmetli İhsan Kuruoğlu’nun ‘ bu adam başaracak ve çok şeyi değiştirecek’ sözleri geçen zaman içersinde tarihsel ve toplumsal bir gerçek haline dönüştü. Gerçekten de başardı ve ülkede çok şeyi değiştirdi. Bugünün Türkiye’si artık 2001’in Türkiye’si değil ve bir çok değişiklik yaşandı.
Aradan geçen 22 yıla dönüp baktığımızda anlaşılamayanın sadece Ak Parti ve Erdoğan değil, değişimin kendisi olduğunu anlamamak mümkün değil. Ak Parti nezdinde yaşananlar, 2008’de açılan, partiyi kapatma davası Bandırma’yı da vurmuş, 71 kişiye getirilmek istenen 5 yıl siyaset yasağı kapsamında Cemal Öztaylan da sanık olarak yargılanmıştı. Yargılama sonucunda Yüksek Mahkeme, bir oy farkla partinin kapatılmasını red etmiş, parti yoluna devam etmiş ve hemen ardından gerçekleşen 2010 referandumunu kazanırken, yine 2011 genel seçimlerini ve 2014 yerel seçimlerini kazanan AK Parti olmuştu.
2002’den 2023 yılına hangi referandumu, hangi genel ya da yerel seçimi, Cumhurbaşkanlığı seçimini ve sonucunu yazalım. Adres ve sonuç bellidir ve kazanan hep AK Parti oldu. Kuşkusuz, bu başarı grafiği toplumda farklı kesimlerde farklı sonuçlara hatta zaman zaman tepkilere de neden oldu. Bu da doğaldır. Türkiye’de milyonlarca genç insan AK Parti ile gözlerini açtı, büyüdü ve delikanlı, hanım efendi oldu. Milyonlarca insan başka bir lideri ve partiyi tanıyamadı.
Başkan Erdoğan’ın ülkede siyasi muhalefet partisi eksikliği var tespiti ve vurgusu boşuna değil. Tablonun sorumluluğunu Ak Partiye ya da Erdoğan’a yıkmak işin kolayı. 14 ve 28 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili genel seçimlerinde salt Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığı üzerinden yol alabilmenin iktidar olabilmek için mümkün olmadığı bir kez daha görüldü. Ak Parti ve Erdoğan düşmanlığı toplumda çözülüyor, muhalefetin siyasi söylemini değiştirmesi ve yeni şeyler söylemesi bekleniyor. Bir anlamda Ak Parti ve Erdoğan, Cumhur İttifakı ve MHP, muhalefeti de, muhalif partilerini de değiştirip, dönüştürüp, dizayn ediyor.
Evet, kim ne yorum yaparsa yapsın, ortada tarihsel ve toplumsal bir vaka ve gerçeklik var. Yaklaşık 15 milyon üyesi ile ülkenin en güçlü ve en kitlesel siyasal partisinden söz ediyoruz. AK parti’nin 22.yaşını kutluyor, çalışmalarında başarılar diliyorum.
Esen kalın…