DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK

DEPREM GERÇEĞİ VE SOSYOLOJİK DURGUNLUK

 

    6 Şubat 2023… Depremin üzerinden neredeyse iki yıl geçti. Binlerce aile beton yığınları arasında kayboldu.  ’99 depreminden sonra Hepimiz 6 Şubat 2023 sabahı uyandığımızda yeniden deprem gerçeğiyle karşı karşıya kaldık.  En tarifsiz acıları televizyondan izledik.  Deprem olduktan sonra tüm ülke alarma geçti. İmece yöntemiyle elimizden geldiği kadar ihtiyaçları karşılamaya yaralarına merhem olmaya çalıştık. Bandırma’da günlerce yardım kolileri hazırlayarak gönderdik. Hatta kimi arkadaşımız Hatay’a yardıma gitti. Yaklaşık bir hafta deprem ortamına dayanabildi. Döndüğünde psikolojisi bozulmuştu. Yaşadıklarını ve gördüklerini anlatırken dehşete kapılmıştım. Beton blokların arasında yaşam mücadelesi… 

 

Ve deprem fırsatçılarını kovaladıklarını, sabaha kadar nöbet tuttuklarından bahsettiğinde insanlığın da o göçüğün altında kaldığını söylemiştim.

 

   Aradan geçen iki yıl daha dün gibi. Bu kadar kısa bir vakitte yine her şeyi unuttuk.  Harala gürele, oradan buraya, gündemin değişken sahnesinde yaşananlara yetişemiyoruz.  Aynı anda birkaç tane film izlemekten neyin önemli neyin önemsiz olduğunu unutuyoruz. Sonra bir anda yeniden aklımıza geliyor.

 

   Bu unutkanlık mı yoksa ölüme meydan okumak mı bilinmez. Ancak dert edinmeyi uzun süredir bıraktığımız çok açık. Geçen günlerde bir öğrencimin sokak röportajına denk geldim. Bandırma’da neyin eksik olduğunu, ne yapılması istediklerini soruyordu.

 

Cevaplar çok manidardı, garibime gitti. AVM, STADYUM, MAĞAZA, HASTANE, ALTYAPI, OTOPARK, ÇEVRE KİRLİLİĞİ, EĞLENCE YERİ.  Aralarında yarışmayı açık ara önde kazanan STADYUM ve AVM. Gençlere bakıldığında onlar bunu tercih ediyorlar (tabii ki bu birkaç kişiye sorulmuş yani genellenemez, ancak benzer şeyler söylediklerini tahmin edebiliriz). Orta yaşlılar ise önemli denebilecek sorunlardan bahsetmişler.  Ancak dikkatinizi çekti değil mi, deprem gerçeği es geçilmiş. Yaklaşık 10 kişi görüş bildirmiş ve yayınlanmış fakat deprem gerçeği her biri tarafından unutulmuş. Keza aylardır insanların konuştuklarına, önemsediklerine, düşüncelerine bakarsanız, bana hak vereceğinizi düşünüyorum.

 

   O günlerde bir yazı kaleme almıştım. Deprem sonucunda yıkılan binalardan tek bir kişiyi sorumlu tutmaya çalışan bir kamuoyu vardı.  Konunun uzmanı olmadığımı ancak birazcık araştırıldığında bu izinlerin hangi sırayla başladığından, kimlerin sorumlu olduğundan bahsetmiştim ki sosyal medyada bu gerçeği bilenler tek bir tarafı değil, tarafları suçlu buluyordu.  Sonrasında seçim dönemine girildi. Siyasetçiler, kentsel dönüşüm, depreme karşı projeler gibi bir çok argümanla seçmenin karşısına çıktılar.  Peki 2 yılda yaşadığınız yerde ne değişti? Sadece yaşadığımız yerlerde sorun yoktur diye düşünüyorum. Bence pek bir şey değişmedi. Çünkü bizim zihniyetimiz değişmedi.  Biz değişmediğimiz için çevremizde değişmedi. Maalesef hala, 5N1K’dan uzak, demokratik karakterden eksik, sosyolojik olarak modern toplumdan uzağız.

 

   Deprem bir Türkiye gerçeği, yaşanan acılar da öyle. Ancak gelecekten beklentimiz, alışveriş merkezleri ve stadyum. İşte kurtuluşumuzun manidar anahtarları..!

 

Ozan Utku ARICAN / Tarihçi Yazar