Grönland’ın ilhakı hegemonyacılığın uzantısıdır!

ALİ MERCAN

Donald Trump’ın ikinci dönem ABD Başkanlığına geçmesi önemli tartışma ve çelişmelerle başladı. Trump, ABD’nin çöküşe doğru gerilemesi nedeniyle içe dönme, ‘Önce Amerika’ politikaları izleyeceğini ilan etti. Özellikle savaşları önleyeceği sözleriyle barışçı bir durum sergiledi. Adımların çoğu ise Trump’ın imzaladığı 200’ü aşkın yönergeler ve uygulamalarla tam bir uyum göstermiyor. Grönland’ı ilhak ve Panama’yı geri alma açıklaması bunun ilk örnekleri. Alman Süddeutsche Zeitung gazetesi, bu durumu şöyle yorumladı: “Trump barış elçisi, aynı zamanda yayılmacı: Bu ikisi nasıl birlikte olacak.”

Trump’ın politikaları içinde en başta geleni ve taviz vermeyeceği alan Doğu Akdeniz. İsrail’le birlikteliği, Türkiye’nin etrafındaki üslerin güçlendirilmesi. İsrail’in tam olarak arkasında durması ve Türkiye’yi bölme tehdidi içeren İsrail-YPG ortaklığı ile Büyük Kürdistan (Büyük İsrail) planının tavizsiz sürdürülmesi.

DİE WELT: TRUMP’IN ŞAKASI YOK YAPTIRIMLARI PEŞPEŞE AÇIKLIYOR

Berlin merkezli Die Welt gazetesi’nin manşetinde “Trump’ın Şakası Yok” ifadeleri yer aldı. Kendi partisinden gelen itirazlara rağmen Meksika, Panama ve Kanada’ya yüzde 25 gümrük vergisi ilan etti. Çin buna karşı Dünya Ticaret Örgütü (WTO)’ne dava açacak. Çin Dışişleri Bakanlığı, “Bu ticaret mi yoksa savaş mı?” diye sordu. Trump, AB şirketlerine yönelik yüksek vergi yaptırımları da açıklamıştı.

Trump güçlü bir Amerika derken yayılmacı politikaları da kısmen sürdürüyor. Gerçeklere uymasa da doların hâkimiyetinden vazgeçmiyor. Tehditler savuruyor. Trump’ın kısaca değindiğimiz bazı politikaları Avrupa’da özellikle Almanya’da felaket adımları olarak değerlendiriliyor.

DANİMARKALILAR ARTIK ABD’Yİ TEHDİT OLARAK GÖRÜYOR

Özellikle Grönland’ın ilhakı Batı’daki çelişmelerin derinleşmesini ve çözülüşün hızlanacağını gösteriyor. Trump’la birlikte ABD’nin içe dönme politikası ve Grönland’ın ilhakı, açık bir çelişme olarak ortaya çıkıyor.

Araştırma şirketi YouGov'un son anketine göre, Danimarkalıların yarısı ABD'yi ülkeleri için bir “tehdit” olarak görüyor. Anketin sonuçları 31 Ocak’ta The Guardian’da yayınlandı. ABD Başkanı Donald Trump'ın Grönland'ı ABD'nin bir parçası yapma planları, Kopenhag ile Washington arasında gerginliği artırdı. Dünyanın en büyük adası Grönland, Danimarka Krallığı'nın özerk toprağı. ABD'yi “oldukça büyük” bir tehdit sayan NATO üyesi ülkedeki vatandaşların, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ve İran'dan ziyade ABD konusunda daha fazla endişe duyduğu görülüyor.

Danimarka kamuoyu araştırma kuruluşu Verian'ın da hafta başında yaptığı bir diğer anket, Grönlandlıların yalnızca yüzde 6'sının Amerikalı olmak istediğini ortaya koydu. ABD'li Patriot Polling şirketinin daha önceleri yaptığı ve adalıların yüzde 57'sinin ABD'ye katılmayı desteklediğini belirten sonuçlarla çelişiyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, perşembe günü The Megyn Kelly Show'a verdiği röportajda, Trump'ın Grönland'ı satın alma teklifinin “şaka olmadığını” söyledi. Rubio, “Danimarka için hassas bir konu olduğunu biliyorum, ancak ABD için ulusal çıkarlar meselesidir.” dedi.

ABD İLE AVRUPA ARASINDA AÇIKLIK BÜYÜYOR

Financial Times (FT)’ın Avrupalı ​​yetkililere dayandırdığı haberinde, Trump'ın geçen hafta Danimarka Başbakanı Mette Frederiksen ile Washington'ın Grönland'ı satın alma planı hakkında “hararetli” bir görüşme yaptığını belirtti. Frederikson, adanın satlık olmadığını açıkladı.

FT kaynaklarına göre, Trump'ın saldırgan tavırları nedeniyle görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Gazeteye konuşan bir kişi, “Korkunç bir durum.” dedi. Başka bir yetkili ise daha önce “Trump'ı ciddiye almanın” zor olduğunu söylerken, “Şimdi her şey ciddi ve potansiyel olarak çok tehlikeli.” ifadelerini kullandı. FT başka bir kaynaktan aldığı şu bilgiyi aktardı: “Trump’la çok zorlu bir görüşmeydi. Danimarka'ya karşı yaptırım tarifeleri gibi somut önlemlerle tehdit etti.”

Avrupalı ​​siyasetçiler, Trump'ın Grönland'ın kontrolünü “ulusal güvenlik” gerekçesiyle ele geçirmeye çalıştığı yönündeki açıklamalarının NATO, Rusya ve Çin üzerindeki nüfuzunu artırmayı amaçlayan bir pazarlık oyunu olduğunu düşünüyor. FT, Frederiksen ile yapılan görüşmenin “bu umutları boşa çıkardığını” ve Kuzey Atlantik müttefikleri arasındaki krizi daha da derinleştirdiğini belirtti.

GRÖNLAND HALKI: BİZ AMERİKALI OLMAK İSTEMİYORUZ

Grönland Başbakanı, yayınlanan bir röportajda ada halkının Danimarkalı veya Amerikalı değil, Grönlandlı olmasını istediğini yineledi.

Fox News'e verdiği röportajda Grönland Başbakanı Múte Egede, Trump'ın Arktik adası üzerindeki iddiasını bir kez daha reddetti ve Grönlandlıların Amerikalı olmak istemediğini söyledi. Siyasetçi tam anlamıyla, “Danimarkalı olmak istemiyoruz. Amerikalı da olmak istemiyoruz. Grönlandlı olmak istiyoruz.” dedi.

TRUMP’IN GRÖNLAND İLGİSİ SADECE GÜVENLİK Mİ ESKİ BİR İLHAK PLANI MI

Adayı kaplayan buzlar hızla eriyor. Buzların erimesiyle sadece su yolları ve toprak değil nadir toprak elementleri de ortaya çıkıyor. Nadir toprak elementlerinde Çin’in uzmanlığı, ilgisi ve teknolojik yeterliliği biliniyor. ABD burada da üstünlük kurmak istiyor.

Stratejik olarak önemli bir deniz yolu oluşuyor. Toprak elementleri yanında bu stratejik önem Rusya, Çin gibi büyük güçleri doğrudan ilgilendiriyor.

Avrupa Birliği de ABD ile rekabetinin büyüdüğü şartlarda adaya askeri varlığını konuşlandırmak istiyor. AB Askeri Komitesi Başkanı Robert Brieger, bu konuda konuştu. Avusturyalı generale göre, Grönland'da “AB askerlerinin konuşlandırılmasını düşünmek oldukça mantıklı” olacak. Brieger, “Bu güçlü bir sinyal verir ve bölgedeki istikrara katkıda bulunabilir.” dedi. (1)

Brieger, Trump yönetiminin Grönland'ı şu ya da bu şekilde kontrolü altına alma yönündeki mevcut planlarını uzun süredir devam eden Danimarka kolonisinin tarihine kadar uzanan, ABD'nin adayı ilhak etme girişimleriyle bağlantılı görüyor.

ALMANYA VE FRANSA ABD‘YE KARŞI DANİMARKA’YI DESTEKLİYOR

Almanya ve Fransa, Grönland anlaşmazlığında Danimarka'yı destekliyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Danimarka Başbakanı Frederiksen'in gerçekleştirdiği kısa ziyarette, tüm devletlerin toprak egemenliğinde ısrar ettiklerini yinelediler. Bu, Grönland'ın ABD tarafından ilhak edilmesinin önünde durmaktır. Bugün Danimarka Krallığı'nın özerk bir parçası olan Grönland, tarihinde sadece ABD'nin iddialarıyla değil, aynı zamanda Kopenhag-Washington-Berlin üçgeniyle de şekillenmiştir. Nisan 1940'ta Almanya'nın Danimarka'yı işgali, nihayetinde adada ilk ABD askeri üslerinin kurulmasına yol açtı. Daha sonra, Grönland sularındaki balık stoklarının Batı Alman balıkçılar tarafından yağmalanması, adanın AB'nin selefi olan Avrupa Topluluğu'na üyeliğine yönelik büyük eleştirileri tetikledi; bu sonuçta Grönland nüfusunun açık bir çoğunluğunun 1982'de Avrupa Topluluğundan ayrılma lehinde oy kullanmasına yol açtı.

ABD, 2019'da ilk kez Grönland'a el koymak için somut girişimlerde bulundu. Bu, adanın hammaddeleri ve jeostratejik açıdan önemli deniz yollarına ek olarak, giderek artan açık bir askeri rekabetle de ilgili. AB'de ise Grönland'da asker konuşlandırılması konusundaki tartışmalar büyüyor. Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot da, AB Askeri Komitesi Başkanı'nın buna karşılık gelen baskısının ardından, “çıkarlar söz konusu olduğunda” AB’nin, Danimarka'ya ait adaya asker gönderilmesinin değerlendirileceğini ilan etti. Barrot, Kuzey Kutbu'nun bir bütün olarak “yeni bir çatışma alanı” haline geldiğine dikkat çekti. Orada da Batı ile Rusya arasındaki rekabet de artıyor.

Diğer yandan ABD’nin Doğu Akdeniz politikaları Trump’la devam etmektedir. Bu alanda adım atılmıştır. İlhak veya yayılma politikalarının en başında Doğu Akdeniz planları vardır. Suriye’nin Kuzeyi, Ege Denizi, Kıbrıs, Doğu Akdeniz’de donanma yoğunlaşması gibi alanlar Türkiye için doğrudan tehditlerdir. Trump dönemiyle ilgili hayaller değil somut mücadele ve silahlı savunma tedbirleri hazırlanmalıdır. Ayrıca Türkiye, kendi güvenliği ve bağımsızlığı için Batı’daki çatlaklardan doğru yararlanmalıdır.

DİPNOTLAR:

(1) EU-Militärchef für Stationierung von Soldaten auf Grönland. rnd.de 26.01.2025