Türkiye İktisat Kongresi’nin 100. Yılı
İzmir Milletvekili ve İktisat Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un girişimi ve Atatürk’ün onursal başkanlığında toplanan, I. Türkiye İktisat Kongresi’nin 100. yılını 17 Şubat 2023 tarihinde İzmir’de kutlayacağız. Kongre, eski yerinde, aslına uygun olarak yeniden yapılacak bir binada kutlanacakmış. Hükümet yetkilileri öyle duyurdu. Ancak duyuruda tarihsel bir yanlışlık yapıldı. Kongre’nin Kâzım Karabekir Paşa tarafından düzenlendiği belirtildi. Böylece Atatürk’ün devrimci İktisat Bakanı Bozkurt’a büyük bir haksızlık yapıldı. Tarihsel gerçekleri aslından koparırsanız gülünç olursunuz.
Mahmut Esat Bey, 12 Temmuz 1922 tarihinde Rauf Orbay’ın kurduğu hükümette İktisat Bakanı olarak görev alır. Çalışma arkadaşlarına yayımladığı genelgede “Türkiye’nin bağımsızlık ve İstiklal Savaşı’ndan zaferle çıkacağını, bunu sağlamanın ekonomik zaferle gerçekleşeceğini vurgular. Savaşın bir iktisat işi olduğunu, öncelikle üretim ve tüketimin, dış alım ve dış satımın dengelenmesi gerektiğine inanır. Böylece bir iktisat cephesi kurulacağını” düşünür.
KONGRE HAZIRLIKLARI
Köylüyü, tarımsal üretim yönünden güçlendirmek için, Ziraat Bankası harekete geçirilmiş, ucuz kredi ve tarım araçları sağlanmaya çalışılmış, tohum ve tarım uzmanı yetiştirecek okullar açılmıştır. Ayrıca Köy Bankası kurulma çalışmaları yapılmıştır. Üretim ve tüketim kooperatifleri ana sözleşmeleri hazırlanmıştır. Ulusal Sanayi Bankası kurulması planlanmıştı. Dış alım ve dış satım için Türk İthalat ve İhracat Anonim Şirketi kurulması hedeflenmişti. Bunlar yapılırsa, Türkiye, Avrupa sermayesinin ‘jandarması’ olmayacaktı. Ona göre yabancı devletlerin yok edici rekabetinden ve ekonomik boyunduruğundan kurtulmadıkça bağımsızlığımız tehlikedeydi.
Mahmut Esat, Milli İktisat Projesinde, Türk köylü ve çiftçisini, ekonomik programının temeli yapmak istiyordu. Bunun için bölgenin ekonomik verilerinin bilinmesi gerekiyordu. Bu amaçla 28 Ekim 1922 tarihinde Ankara’dan trenle Polatlı, Eskişehir, Afyon, Manisa, İzmir, Aydın, Balıkesir, Bursa ve Edirne il merkezi, köy ve kasabalarını kapsayan bir gezi yaptı. Mahmut Esat’ın işgal sonrası, bölgenin genel durumu ile ilgili izlenimlerini, Aydın’ın Köşk istasyonunda, ona seslenen yaşlı bir köylünün sözleri özetliyordu: “Her şeyi kaybettik, fakat istiklalimizi kazandık.” Gezi boyunca, köylü, çiftçi, tüccar, işçi, esnaf ve sanayicilerin isteklerini dinledi.
21 Kasım 1922 tarihinde, İzmir’den Atatürk’e bir telgraf çekti. Telgrafta “Milletin iktisadiyatı, uzun zamandır unutulmuştur. İktisat yapımcıları dinlenmemiştir. Bu meslek adamlarını dinlemek ve onların dileklerine göre, bir iktisat programı yapmak lazımdır. Bu çok yararlı olur.” diyen Bozkurt, Atatürk’ün onursal başkanlığında, İzmir’de bir kongre düzenlenmesini ve Atatürk tarafından kongrenin açılmasını ister. Atatürk, bu dilekleri kabul eder. Mahmut Esat’ın başkanlığında, BMM’de vekillerden oluşan bir kurul, konuyla ilgili bir rapor oluşturur. Mahmut Esat’ın hazırladığı raporda “Ekonomik Zafer olmadıkça, davanın tam anlamıyla kazanılamayacağı” vurgulanır.
Mahmut Esat, ülkenin ekonomik öğelerini, çiftçi, zanaatkâr, işçi, tüccar, sanayici olarak belirler. Kongreye bunları çağırır. Ele alınması gereken konuları, sendikaların örgütlenmesi, ülkenin ekonomik sorunları, işçi, tüccar, esnaf, çiftçi ve sanayicilerin sorunlarını, isteklerini, çözüm önerilerini bir rapor halinde kongreye sunmalarını ister.
TÜRKİYE İKTİSAT KONGRESİKongre, Hamporsumyan adlı bir tüccarın mağazasında yapıldı. 7 bin kişilik salonda, 17 Şubat 1923 tarihinde yapıldı. Salonda kadın işçiler için 300 kişilik yer ayrıldı. Kürsünün sol yanı, işçi ve sanayicilere, sağ yanı, tarım, ticaret delegelerine ayrılmıştı. Ayrıca sağ bölümde yerli ürünlerin yer aldığı, yerli ürünler sergisi açılmıştı. SSCB Elçisi Aralof, Azerbaycan Elçisi Abilof önemli yabancı konuklar olarak yer almışlardı. Atatürk’ün özel isteğiyle, Kongre Başkanlığı’na Kâzım Karabekir Paşa seçildi. Salonda 1035 delege ve 3 bin dolayında izleyici vardır. Atatürk Mareşal giysisiyle gelmiştir. Mareşal Feyzi Çakmak da konuklar arasındadır.
Kongre’de Gazi Mustafa Kemal Paşa, uzun ve geniş kapsamlı bir konuşma yapar. Konuşmasında, Türk milletinin çöküş nedenleri arasında, milli bir iktisat anlayışına sahip olmadığımız, bir iktisat gücüne sahip olamadığımız, millici bir politika izlemediğimiz üzerinde durur. Yabancılara bir armağan olarak verdiğimiz ayrıcalıkların, devlet güçsüz düşünce, kazanılmış hak sayıldığına vurgu yapar. Şöyle devam eder:
“Ne var ki yabancılar, bu hakları korumakla yetinmediler. Belki her gün, onları biraz daha çoğaltmak için yollar aradılar ve buldular. Yabancılar bir yandan iç öğeleri kışkırtıyorlar, öbür yandan da kendileri işe karışıyor ve her karışmada, yine devlet ve millete karşı olmak üzere, yeni yeni birtakım haklar alıyorlardı. Bu sürekli baskılar altında, zaten yoksul düşmüş anayurtta, temel öğe, devlete verecek olduğu parayı güç buluyordu. Oysa taç sahipleri, saraylar, Bab-ı Âliler, mutlaka lükse sahip olmak için, bu parayı bulmanın yoluna düşmüşlerdir. O çıkar yollar da borçlanmakla oldu. Öyle çok, öyle kötü koşullar altında, borçlanmalara gidiyorlardı ki, bunların faizleri de ödenemedi. En sonunda bir gün Osmanlı Devleti’nin iflasına hükmettiler.”
Tam bağımsızlık için mutlaka ekonomik bağımsızlığın sağlanması gerektiğini anlatan Atatürk, milli egemenlik için ekonomik bağımsızlığın güçlendirilmesi gerektiğine vurgu yapar ve konuşmasını şu sözlerle bitirir: “Siyasal ve askerce yengiler ne derece büyük olursa olsun, iktisat yengileriyle taçlandırılmazsa yaşayamaz, az zamanda söner.
Efendiler! Bu derece kesin ve askerce zaferden sonra bile, bizi barışa kavuşmaktan alıkoyan nedenler, doğrudan doğruya iktisat nedenleridir. Şundan ki bu devlet, bu millet iktisat egemenliğini güven altına alırsa, o derece güçlü temel üzerine yerleşmiş ve gelişmeye başlamış olacaktır. Ve artık, bu yerinden kımıldatılamayacaktır. İşte düşmanlarımızın, razı olamadıkları budur.”
BOZKURT’UN MESAJLARIAtatürk’ün konuşmasından sonra kürsüye, İktisat Bakanı Mahmut Esat Bozkurt çıktı. Konuşmasında, Kemal Paşa’nın söylemine paralellik vardı. Bozkurt’un sözlerinden de bazı bölümleri alıntılayacağım: “Bayanlar! Baylar! Bugünkü iktisat durumumuzu tahlil ile diyebilirim ki dün olduğu gibi bugün de bizde iktisatçı anlamıyla, belirgin bir sınıf sorunu yoktur. Bizde tüccar da çiftçi de sanat erbabı da işçi de kısaca, bütün iktisat yapımcılarımız, doğrudan doğruya yabancı sermayesinin tutsağı ve hizmetçisidir. Bugün bu iktisat zümrelerimiz birleşmeli, kendilerini örgüte bağlamalıdır.
“Sanılmasın ki, bu yana işaret ederken, yeni Türkiye İktisat Okulunun, yabancı sermayesine karşı bir bağnazlığı, bir düşmanlığı vardır. Gazi Paşa’mızın dediği gibi, biz Türkiye’yi, ekonomisini, bir tutsaklar ülkesi halinde, yabancı sermayesinin eline bırakamayız! Ancak ülkemizde, yasalca kazanmak ve yaşamak isteyen, yasa ve yönetmeliklerimize bağlı, Türkiyelilerden çok ayrıcalık istememek, bir hile ardında koşmamak koşuluyla, her türlü kolaylığı, giderek başka milletlerin gösterdiğinden çok, kolaylıkları göstermeye her zaman hazırız. Yalnız yabancıların, bizi modern ve uygar bir ulus olarak tanımaları ve ona göre bize gerçek durumlarını almaları gerekir.
“Bayanlar! Baylar! Türk milli egemenliği, ancak ve ancak Türkiye İktisat Egemenliğine dayanmakla yaşayabilir. Bundan sonra devletin izleyeceği siyaset yönünün, çiftçinin üvendiresi, zanaatkârın çekici, kısaca ekonomimizin yüksek çıkarları göstermeli ve çizmelidir ki gerçek ulusçu bir halk devleti kurulabilsin.
“Bayanlar! Baylar! Yeni ekonomimizin gelişmesi için, alınması gereken ivedi tedbirler arasında, birkaç şey hatırlatmak isterim. Meslek örgütleri, örneğin çiftçi dernekleri, işçi-tüccar sendikaları vb. yönünden çok zengindir. Tarihçe de çok ünlüdür. Ancak bütün bunlardan gerektiği gibi yararlanabilmek için, bir an önce modern iktisadın, en önemli tarım, ticaret, endüstri, kredi kuruluşlarını oluşturmalıyız. İktisat Bakanlığı Köy Bankalarını kurmuştur. Kişi girişimleri oluşturarak, kredi kuruluşlarına, elden gelen kolaylığı göstermeye hazırız.
“Efendiler! Yüzyılımızın iktisat savaşına giderken, tek başına değil, toplu bulunmalıyız. Şundan ki, bu yüzyılın ekonomisi, bunu gerektiriyor. Bireysel girişimler, toplu yabancı iktisat dünyası karşısında, ezilmeye, başarısız kalmaya mahkûmdur. Bundan dolayı, her türlü ortaklıklar kurulmalı ve özellikle ülkemizin gereksinimlerini bütünüyle kapsayan, kooperatif ortaklıklarına önem verilmelidir.
“Amacımız, üretimimizi, gereksinimimize göre artırarak, kendi kendimize yetmeye gitmek olmalıdır. Dışarı göndereceğimiz ürünleri de ihmal edemeyiz. İthalat ve ihracat arasındaki denge böyle kurulur. Yoksa ekonomimiz, iflas tehlikesinden yakasını kurtaramaz.”
MİSAK-I İKTİSADİ ANDIMahmut Esat’ın konuşmasından sonra, Kongre’ye Manisa sanayi delegesi olarak seçilen Kâzım Karabekir, Atatürk’ün önerisiyle başkan seçildi. Karabekir Paşa, uzun bir konuşma yaptı. Kongre’de bulunan SSCB Elçisi Aralof ve Azerbaycan Elçisi İbrahim Abilof’un iletileri okundu. Kongre binası içinde açılan örnek sergi gezildi. Ülkemizin ürünleri, yapımları, en güzel örnekleri sergilenmişti.
Kongreyi oluşturan gruplar, kendi aralarında toplantılar yaptılar, kararlar aldılar. Bu toplantılar, 3 Mart 1923 tarihine kadar sürdü. Toplantıların sonunda Misak-ı İktisadi (İktisat Andı) kabul edildi.
İktisat Kongresi’ne katılan dört grup, ülke ve meslek sorunlarını, ayrı ayrı toplanarak görüştü ve şu kararları aldı.
4 Mart 1923 günü, kapanış toplantısı düzenlendi. Kongre Başkanı Kâzım Karabekir Paşa, çok uzun bir kapanış konuşması yaptı. Tüm gruplar adına temsilciler birer konuşma yaptı. İşçiler adına, grup başkanı ve yazar Aka Gündüz şunları söyledi. “İşçiler gelecek kongrenin de böyle içten ve ağırbaşlı olacağına inanır, yıllar var ki Türk işçisine bir erek gösterdiler: Ülke bağımsızlığı. Ona örsü, çekici ve tornası ve bütün varlığıyla sarıldı. En sonra Akdeniz kıyılarını sarsan Türk toplarının seslerinde, onun çekicinden de bir ses yankılandı. Bugün Türk işçisine yeni bir erek gösteriyorlar: Ülke ekonomisinin bağımsızlığı.”
Kongre’ye 300 kadın işçi de katılmıştı. Onlar adına da Rukiye Hanım şunları söyledi: “Türkiye’de ülke işlerine kadınların da katılması, ilk kez oluyor. Bu onurun bize verilmesi, yüreklerimizi sevinç ve övünç duygularıyla doldurdu. Kongre, iktisadımızın temelini oluşturan işçi sınıfının, yasal haklarını tanıdı. Bu sonuç kadın işçiler adına teşekküre değer.”
Türkiye İktisat Kongresi’ni İzmir’de toplayan, Türk İktisat yapımcılarını, bir araya getirerek, sorunlarını dinleyerek, ortak çözümler bulmaya ve bunları devlet yöneticilerine aktarmayı planlayan, İktisat Bakanı Bozkurt’tur. Bunları, Gazi Mustafa Kemal’e kabulü ettiren de Bozkurt’tur. Karabekir Paşa’yı da Kongre başkanlığı için öneren de Atatürk’tür. Kâzım Karabekir Paşa, elbette değerli bir komutandır. Doğu Cephesindeki başarıları ortadadır. Misak-ı Milli Andı’nda ağırlıklı olarak ahlaki öğütler vardır. Bu durum, o gün de ‘dinsel ve ahlaksal kurallar, ticaret kuralları değildir.’ diye eleştirilmiştir.
KAYNAKLAR
1- Şaduman Halıcı, Yeni Türk Devleti’nin Yapılanmasında Mahmut Esat Bozkurt, ATASE Yayınları, Ankara, 2004.
2- Şaduman Halıcı, Mahmut Esat Bozkurt’un Eserleri, 4 cilt, Kaynak Yayınları, İstanbul, 2015.
3- Hasan İzzettin Dinamo, Kutsal Barış, Tekin Yayınevi, İstanbul, 2010.
4- Nail Topal, Ateşten Adam Mahmut Esat Bozkurt, Atayurt Yayınevi, Ankara, 2018.