Türkiye NATO tatbikatını terk etti

NATO’nun bu yıl ilk kez düzenlediği geniş kapsamlı hava Tatbikatı Ramstein Flag 2024, Yunanistan’ın Andravida Üssü’nde başladı. 12 NATO ülkesinin katıldığı tatbikatta, 140’tan fazla hava unsurunun yanında kara, deniz ve özel harekât birlikleri yer alıyor.

 

NATO’dan yapılan duyuruda, tatbikatın amacının müttefikler arasında işbirliğini, birlikte çalışabilirliği ve entegrasyonu geliştirmek olduğu, böylece mevcut ve yeni ortaya çıkan tehditlere karşı hazırlığa odaklanılacağı belirtildi.

Tatbikata katılan hava unsurları arasında ise F-35, Mirage, Rafale, F-16, Eurofighter, JAS-39 Gripen, MQ-9, Rivet Joint, E3, E7, C130 ve A400’ler sayıldı. Bunun yanında Almanya'nın Geilenkirchen kentinden kalkan NATO AWACS uçaklarının da Yunanistan'ın kuzeybatısındaki Aktion/Preveza Hava Üssü’nde konuşlanacağı kaydedildi.

30 Eylül-10 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek tatbikata ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Yunanistan, Kanada, Macaristan, İtalya, Polonya, Portekiz, Romanya, İspanya ve İsveç katılıyor.

TÜRKİYE UÇUŞ PLANI SUNMADI

Tatbikata başta Türkiye’nin de katılacağı, ancak belirlenen hava sahası nedeniyle tatbikattan çekildiği iddia edildi.

Ünlü havacılık sitesi Aerotime, “Tatbikata başlangıçta 13 ülkenin katılması planlanırken, 1974'ten bu yana tartışmalı bir konu olan Atina FIR Hattı (Uçuş Bilgi Bölgesi)’nın kapsadığı alan üzerindeki anlaşmazlıklar nedeniyle, Türkiye katılmaktan vazgeçti.” diye yazdı. Haberde, Türk Hava Kuvvetlerinin sözde Yunan hava sahasında uçuş planları sunmayı reddettiği belirtildi.

Yunan basını da benzer şekilde Türkiye’nin tatbikattan çekildiğini duyurdu. Kaynaklara dayandırılan haberlerde, Yunanistan’ın Atina FIR’ı içinde uçan her hava aracının, görevi ne olursa olsun, güvenlik ve kontrol nedenleriyle bir uçuş planı sunması gerektiği yönündeki kararlı tutumunu sürdürdüğü, Türk tarafının ise askeri uçakları NATO hava sahasında görev yapacağı için Yunan makamlarına uçuş planı sunmanın gereksiz olduğunu savunduğu kaydedildi.

Yunan Protothema gazetesi de Türkiye’nin tatbikata katılmayacağı yönünde Atina’yı bilgilendirdiğini kaydederken, Türkiye’den henüz konuyla ilgili bir açıklama yapılmadı.

Pentapostagma gazetesi ise tatbikattan çekilen Türkiye’nin Ege’de alternatif bir fiili atış eğitimi yapacağını paylaştı:

“Tatbikatta eksik olan tek ülke, revizyonist hedefine sadık kalarak Yunanistan'a gelecek uçakları için uçuş planlarını sunmayı reddeden Türkiye'dir. Ayrıca Türkler, 1 ve 2 Ekim tarihlerinde Zürafa Adası’nın doğusunda, Yunan hava sahasının içinde kalan bir bölgeyi de yasadışı şekilde kapatarak fiili ateş tatbikatı yapacağını duyurmuştur. Ancak gerçek şu ki, birkaç gündür müttefiklerin uçakları ülkemize gelmekte ve Yunanistan'ın zorlu arazilerinde uçuşlar yapmaktadır.”

Diğer yandan Türkiye’nin bu kararının ilk olmadığı öğrenildi. NATO'nun 2022 Tiger Meet tatbikatında da Ankara’nın benzer bir itirazda bulunarak tatbikattan çekildiği bildirildi.

1974’TE NE OLMUŞTU?

Yunanistan, Ege’de karasuları genişliği 6 mil olmasına rağmen, Haziran 1974’te Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO)'ne bir bildirim yaparak ulusal hava sahasını 10 mil olarak belirlediğini duyurdu. Buna itiraz eden Türkiye ise Ağustos 1974'te NOTAM 714'ü yayınlayarak havadaki yetki alanının Ege Denizi'nin ortasına, yani 25. meridyene kadar uzandığını açıkladı.

Bunun üzerine Yunanistan NOTAM 1157 ile Ege Denizi'ni tehlikeli bölge ilan etti. Nisan 1975’e kadar süren gerginliğin ardından Türkiye, ICAO’ya resmi bir bildirimde bulunarak Yunanistan tarafından ilan edilen 10 millik hava sahası uygulamasını kabul etmediğini açıkladı. 5 Mayıs 1975’te de aynı mesaj Yunanistan'a gönderilerek Atina açıkça uyarıldı.

Türkiye, Ege’de karasuları ve hava sahası genişliğinin 6 mil olduğunu belirterek bunun ötesindeki alanların uluslararası hava sahası olduğunu, sadece sivil uçuşları düzenlemek için oluşturulan FIR Hattı sınırlarının ise devlet uçaklarını ilgilendirmediğini belirtiyor. Yunan tarafı ise FIR Hattı içindeki tüm uçaklardan bir uçuş planı sunmasını ve bazı sözde prosedürleri yerine getirmesini istiyor. Aksi durumda uçuşun Yunan hava sahasının ihlali olduğunu ileri sürerek Batı’ya şikayetlerde bulunuyor.

1980’de Türkiye’deki darbe yönetimi, Ege’de turizmi baltaladığı gerekçesiyle NOTAM 714'ü kaldırdı. Yunan tarafı da bu NOTAM’ın kaldırılmasını gerekçe göstererek Türkiye’nin Yunan iddialarını tanıdığını ileri sürse de, Türkiye’nin ICAO’ya yaptığı bildirim hiçbir zaman geri çekilmedi.

Nitekim günümüz dünyasında, karasuları genişliği ile hava sahası genişliğinin farklı genişlikte olduğunu iddia eden, FIR Hattı içinde devlet uçaklarına da sivil uçak muamelesi yapan tek ülke Yunanistan. Atina’nın bu iddiası dünyada resmi olarak tanınmasa da, NATO ve AB ülkeleri, Yunanistan ile düzenledikleri tüm faaliyetlerde bu sözde hava sahası sınırlarına uyarak Atina’ya fiili bir destek veriyor.

FIR HATTI ULUSAL HAVA SAHASI DEĞİLDİR

Uzmanlara göre FIR Hattı ile hükümran hava sahası kavramları arasında hiçbir ilgi bulunmuyor. FIR Hattı, Sivil Havacılık Teşkilatınca sınırları belirlenen ve içerisinde bir takım hava trafik hizmetlerinin sunulduğu (Uçuş Bilgi Hizmeti ve Uyarı Hizmeti) bir hava sahasını anlatıyor.

Ancak Yunanistan, FIR Hattı’nı kendi ulusal hava sınırı gibi sunarak sadece sivil uçaklar için geçerli olan kuralları devlet uçakları, hatta askeri uçaklar için de uygulamaya çalışıyor. Bu maksimalist iddia nedeniyle Türkiye; bu hattın değiştirilmesi için 1966, 1968, 1971 ve 1974 yıllarında ICAO nezdinde girişimlerde bulundu. Ancak hiçbirinden istediği sonucu elde edemedi.